Arama

Danslar - Tango - Tek Mesaj #4

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Temmuz 2015       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  7280527_tfg.jpg
Gösterim: 2793
Boyut:  44.3 KB

Ad:  foto.jpg
Gösterim: 2516
Boyut:  265.2 KB

Ad:  obi.jpg
Gösterim: 2890
Boyut:  145.3 KB

TANGO
a. (amerikan ispanyolcasında söze).
1. Yavaş ritimli, iki zamanlı (2 ölçü zamanı için 4 sekizlik), habaneraya benzeyen salpn dansı ve vokal ya da çalgısal beste. (Birbirine sıkı sıkıya sarılan bir çift tarafından oynanan tangonun, özellikle "arjantin” tangosunun esnek ve çok işlenmiş bir koregrafisi vardır.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Bu dansın müziği: Bir tango dinlemek. (Bk. ansikl. böl.)
3. Arg. Son moda giyinmiş, züppeliğe kaçan bir şıklığı olan kadın.

♦ sıf. Tangonun yayılmasıyla birlikte moda olan parlak ve koyu bir portakal rengi için kullanılır.

—ANSİKL. Koregr. Tangonun kökeninin, XV. yy.’a kadar uzandığı sanılmaktadır. XV. yy.’da şangp adlı bir afrika ayininin ritimleri, Güney ispanya'da yaygınlık kazandı. O sırada iber yarımadasının bu bölümünü işgal eden Mağribliler ve bazı yerliler, verimliliği simgeleyen bu dansı çok sevdi. Ancak birçok yeni adımla süslenen bu afrika-ispanyol dansını, asıl Çingeneler ithal etti. Latin Amerika’ya yerleşen Çingeneler, Arjantin'de (Rio de la Plata tangosu), Küba'da (Havana'da tango, habanera durumuna geldi) olduğu kadar, Brezilya (tango brasileiro) ve hatta Meksika’da bu tangonun çeşitli biçimlerini yarattı. 1910’a doğru arjantin tangosu, ABD'ye geçti. ABD'de Vernon ve irene Castle çifti gibi dans çiftleri, tango adımlarını üslup- laştırdılar; erotizmini hafiflettikleri bu dansta, zarif bir şehevilikten başka bir şey bırakmadılar. 1912’de Avrupa’ya geçen tango, ikinci Dünya savaşı'nın başına kadar çok tutuldu, ardından bir gerileme (1945 -1960) gösterdikten sonra, dansçıların sevgisini yeniden kazandı. Çeşitlendirilip çok karmaşık bir duruma getirilen adımlarla, ileri yürüyüşler, dönüşler, çıkışlar, yön değiştirmeler, habanera adımları (bedenin hafifçe sallanması), gezintiler vb. birbirine karıştırıldı.

—Müz. Küba habanera'sının, milonga ve arjantin fango’sunun kökeninde, tango ritmi vardı. Hemen hemen aynı şey olan milonga ve tango, o sıralarda hızlı ve neşeli bir müzik niteliği taşıyorlardı. Özellikle bandoneonu da kendine kattıktan sonra tango, içselleştirilmiş ve daha ağır bir müzik olmaya doğru yöneldi. Bu görünümüyle dansa olduğu kadar, şarkı ve salt müzikal anlatıma da uygun bir nitelik kazandı. Kuruluşu sağlam, dramatik, genellikle sevgilisi tarafından aldatılıp yüzüstü bırakılan erkeğin öyküsünü anlatan gerçek tango-şarkı 1917’de başladı. Türün ilk büyük yorumcusu olan Carlos Gardel (1890 -1935), Mi noche İriste adlı plağı bu yıl doldurdu. Celedonio Flores (Mano a mano), bu dönemin bir başka ünlü sanatçısıydı. 1925-1935 arasında tangonun gezici elçiliğini yapan C. Gardel ve sözyazarı Alfredo Le Pera ile birlikte, uzak bir yer (Buenos Aires) ya da geçmiş zaman teması gibi başka temalar ortaya çıktı. Dünya bunalımı sırasında tango-şarkı, ahlakçı ve itirazcı Enrique Santos Discöpolo sayesinde kendini yeniledi. 40'lı yıllarda şairler, tangoda şaraptan, çiçeklerden, coşkulardan söz ettiler. XX. yy. sonunda Eladia Blâzquez adlı bir kadın, yorumcu olarak Susana Rinaidi'yle birlikte, tangonun sözcüsü durumuna geldi. Tango müziksel bakımdan zenginleşerek özerk bir çalgı türüne dönüştü. Başlangıçta temel çalgı gitardı. Piyano yavaş yavaş gitarın yerine geçerken, bandoneon da flütün yerini aldı. Böylece daha XX. yy. başında, örnek tango topluluğu oluştu: bandoneon, keman ya da daha genel olarak yaylı çalgılar ve piyano. En büyük tango bestecileri arasında, şu adları sayabiliriz: A. Villodo, V. Greco, E. Arolas, A. Bardi, J. C. Cobiân, J. de Dios Filiberto, J. de Caro, A. Troilo, M. Mores, H. Salgân, A. Piazzolla ve J. Plaza.
Türkiye'de tango 1930’lu yıllarda yaygınlaştı. Yabancı kaynaklı tangoların yerini giderek kimi zaman türk müziği makamlarından da yararlanılarak bestelenmiş türkçe tangolar aldı. İbrahim Özgür, Necip Celal, Fehmi Ege bu bestecilerin başlıcalarındandı. Bu dönemde tangoyu Latin Amerika'daki biçimiyle Türkiye'de icra eden ilk kişi Orhan Avşar oldu. Seyhan Hanım ve İbrahim Solmaz 1930'larda; Zehra Eren, Celal ince 1950’lerde en tanınmış tango yorumcularıydılar. Tango söyleyen sanatçılar arasında en uzun süre sahnede kalan Şecaattin Tanyerli, adını taşıyan dans orkestrasıyla Cemil Başargan, Fehmi Ege'nin oğlu Engin Ege ve yeni düzenlemeleriyle Esin Engin, bu müziği ve dansı günümüzde de yaşatmaya çalışan sanatçılardır.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.