Arama

Ahmet Hamdi Tanpınar - Tek Mesaj #15

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Temmuz 2015       Mesaj #15
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  527e48fc992df10df09cc8e4.jpg
Gösterim: 356
Boyut:  30.9 KB

Ad:  faymmsszaufaymm.jpg
Gösterim: 486
Boyut:  52.0 KB

TANPINAR
(Ahmet Hamdi), türk şair, yazar (İstanbul 1901 - ay. y. 1962). Kadı Hüseyin Efendi’nin oğlu. İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi’ni bitirerek (1923) liselerde, Gazi eğitim enstitüsü’nde edebiyat öğretmenliği yaptı (1923-1932). Güzel sanatlar akademisi’nde sanat tarihi, estetik, mitoloji derslerini okuttu (1933 -1939). Yeni türk edebiyatı tarihi profesörü olarak atandığı İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi’nde görev yaptı (1939 -1942; 1949-1962). Kahramanmaraş milletvekili olarak TBMM'de bulundu (1942 -1946). Üniversitede öğrencisi olduğu Yahya Kemal Beyatlı’nın sanat anlayışından (öz şiir) ve tarihe bakışından yer yer etkilendi. Şiirlerinde {Şiirler [1961]; Bütün şiirler [1976]) doğa, aşk, zaman, sonsuzluk, ölüm, bilinçaltı dünyası, geçmişin değerleri gibi temaları biçim titizliğiyle ve yoğunlaştırılmış bir anlatımla işledi. Sık sık simgelerden, alegorilerden yararlandı. Kusursuzluğu amaçlayan ürünler (Ne içindeyim zamanın, Selam olsun, Hatırlama) verirken yaşanan anda geçmişin değerlerini yakalamaya, kültür sorunlarını irdelemeye de yöneldi (Bursa'da zaman). Psikolojik gözlemlerin beslediği öykülerinde (Abdullah Efendi'nin rüyaları [1943], Yaz yağmuru [1955]), kahramanlarının bilinçaltı serüvenine, düşlerine geniş yer verdi. Bu yapıtlarında, daha çok da romanlarında Türkiye’de Tanzimat’tan itibaren toplumsal yaşamın değişmelerini anlattı; doğu uygarlığından batı uygarlığına geçişin sorunları üzerinde durdu. Ele aldığı olaylar bakımından birbirini izleyen roman dizisinde (Mahur beste [tamamlanmamıştır, 1975], Sahnenin dışındakiler [1973], Saatleri ayarlama enstitüsü [1961], Huzur [1949], Aydaki kadın [tamamlanmamıştır, 1987]), bazıları ortak olan kahramanların bireysel serüvenlerini (aşk) anlatırken tarihsel ve doğal bir çevreyi (İstanbul) derinliğine canlandırdı; Kırım savaşı’ndan DP yönetiminin çöküşüne kadar gelen dönemin toplumsal çalkantılarını gösterdi. Kültür değişmelerinin yol açtığı bunalımları ele aldı; geçmişteki değerlerin çağdaş yaşamı nasıl besleyebileceğini araştırdı. Bu yapıtlarında zaman zaman lirik (Huzur), yergici (Saatleri ayarlama enstitüsü), siyasal polemik (Aydaki kadın) yanlar ağır basıyordu. Yapıtlarında (yukarda anılanlardan başka Beş şehir [1946], Yaşadığım gibi [1970], Ahmet Hamdi Tanpınar'ın mektupları [1974]) öğretici, düşündürücü nitelikleri kadar kullandığı imgeler, başvurduğu benzetmeler, çağrışımlar, uzun cümleli sözdizimiyle bir düzyazı usası olarak da görünür.


Kaynak: Büyük Larousse