Arama

Ahmet Hamdi Tanpınar - Sayfa 2

Güncelleme: 19 Temmuz 2015 Gösterim: 52.985 Cevap: 14
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
6 Şubat 2012       Mesaj #11
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Ahmet Hamdi Tanpınar (1901 İstanbul-1962 İstanbul),

Sponsorlu Bağlantılar
Şair, yazar.

Ortaöğrenimini Vefa, Kerkük, Antalya sultanilerinde, yükseköğrenimini Edebiyat Fakültesi'nde tamamladı (1923). Çeşitli liselerde ve Gazi Eğitim Enstitüsü'nde Edebiyat ve Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik, sanat tarihi öğretmenliğinden sonra (1933-1939), Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne yeni Türk edebiyatı profesörü oldu (1939-1942). Maraş'tan milletvekili seçildi (1942-1946).

Bir süre Millî Eğitim Bakanlığı müfettişliği ve akademideki eski görevinde çalıştıktan sonra Edebiyat Fakültesi'ndeki kürsüsüne atandı. Son görevindeyken öldü. Dergâh, Millî Mecmua, Hayat, Görüş (1921-1932) dergilerinde çıkan ilk şiirleriyle çabuk tanınan Ahmet Hamdi, bu döneminde hece ölçüsüyle yazdığı hâlde-Faruk Nafiz ve öteki hececilerden ayrı bir estetik peşinde, kendine özgü bir sözcük ve kavram dünyası yaratmaya çalıştı. Daha sonra Varlık, Görüş, Ağaç, Oluş, Ülkü, İstanbul (1933-1947) dergilerindeki şiirleriyle bir düşünür ve şair kişi beraberliğinin verimli çağını yaşadığı görülür.

Kişi, doğa ve evren üçgeni içinde, kendine özgü sözcük ve kavramların aracılığıyla, çoğun şaşkınlık, korku, kaçış temalarına eğilim duyar; ilk bakışta göze çarpmayan işleyiş ustalıkları, daha çok somut eğilimlerin ağır bastığı şiirlerde amaçladığı "şiir dili" düzeyine ulaşır. Ne var ki çağdaş gelişmelerin yarattğı kültür olanaklarını benimsediği hâlde, insana bakışı, insancıllığını somutlayacak bir öz hesaplaşmasına gitmesine izin vermez.

Yapıtları:
  • "Abdullah Efendinin Rüyaları" (öyküler, 1943),
  • "Beş Şehir" (denemeler, 1946),
  • "Huzur" (roman, 1949),
  • "Yaz Yağmuru" (öyküler, 1955),
  • "19. Yüzyıl Türk Edebiyatı Tarihi" (1949),
  • "Şiirler" (1961),
  • "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" (roman, 1962),
  • "Yaşadığım Gibi" (denemeler, ölümünden sonra, 1960),
  • "Edebiyat Üzerine" (makaleler, ölümünden sonra, 1960),
  • "Yahya Kemal" (inceleme, 1962).
MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
19 Mayıs 2012       Mesaj #12
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
RIHTIMDA UYUYAN GEMİ

Sponsorlu Bağlantılar
Rıhtımda uyuyan gemi
Hatırladın mı engini?
Sert dalgaları, yosunu
Suların uğultusunu?

N'olur bir sabah vakti
Çağırsa bizi sonsuzluk
Birden demir alsa gemi
Başlasa güzel yolculuk.

Yırtılan yelkenler gibi
Enginle başbaşa kalsak.
Ve bir şafak serinliği
İçinde, uykuya dalsak.

Rıhtımda uyuyan gemi
Hatırladın mı engini?
Gidip de gelmeyenleri
Beyhude bekleyenleri?

AHMET HAMDİ TANPINAR

In science we trust.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
19 Mayıs 2012       Mesaj #13
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Ahmet Hamdi Tanpınar

Türk yazar ve şair
Doğumu 23 Haziran 1901 İstanbul
Ölümü 24 Ocak 1962 İstanbul

-Acı günlük ekmeğimizdir.
-Bazen hayal daha açık olur.
-Bir edebiyat milli olduğu ölçüde beynelmilel kıymete sahip olur.
-Bir manzume tek başına bir eserdir.
-Biz düşüncelerimizi çoğu zaman omuzlarımızda taşırız.
-Büyük gerçeklik, düşünce ve sanattır.
-Darlık, ızdırap, sandığınız gibi az bulunur şeyler değildir, hele siz hayatınızdan bir kere soyunun; biz size ümitsizliğin her çeşidini bulmaya hazırız.
-Dostluk sarayının çatlağı yoktur ve damı akmaz.
-Dostluk da bir kaderdir ama güzel bir kader.
-Dün bugündür aslında, değişen tek şey zamandır.
-Evlilik sonsuz bir şifadır.
-Geniş dediğimiz dünya bazen insan için sanabileceğinizden çok daha fazla darlaşır ve zaman çarkı çoğu kez hiç istemeyeceğimiz bir şekilde döner.
-Gerçekten sevenler, karşılık beklemeden severler.
-Güzel dizi, inci avcılığı gibi bir şeydir.
-Halbuki ben bir masalı olan adamdım.
-Haklı olmak, haklı olduğunu bilmek, bir insanı bir ordu içinde bile güçlü yapar.
-Haksızlığı her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur.
-Halk, hayatın kendisidir.
-Hayatta rövanş yoktur.
-Her an tam insan olmak güçtür.
-Her ninnide milyonlarca çocuk başı ve rüyası vardır.
-Her sanatın kendine özgü, her türlü ayrılıkların üstünde yargı süren bir gerçek değerler silsilesi vardır.
-Her şey değişebilir, hatta kendi irademizle değiştiririz; değişmeyecek olan, hayata şekil veren ve ona bizim damgamızı basan şeylerdir.
-Hiç kimse değişime karşı değildir, yeter ki ucu kendisine dokunmasın.
-Hiçbir şey insanoğlunun cesareti kadar güzel olamaz.
-Hiçbir ulus büyük bir şairini başka bir ulusun yardımıyla tanımamıştır.
-İnsan kendi hayatını dilediğince yapabilir.
-İnsan ruhunun en az sabredebileceği şey mutluluktur.24 Haziran 2007
-İnsan zaman selinde kaybolmaya mahkumdur, ama aklı bu sonsuzlukta bir yıldız gibi parlayacaktır.
-İnsanlar da kuyuya benzer, içlerinde boğulabiliriz.
-İnsanlık mesuliyet duygusuyla başlar.
-İnsanoğlu korkan yaratıktır.
-Kainatın efendisi insan ruhudur.
-Ölümün saltanatı o kadar mutlak değil.
-Roman yaşamın peşindedir.
-Sorumluluğunu taşıyabileceğin düşüncenin insanı ol.
-Şair sözcüklerin peşinden koşan kişidir.
-Şark oturup beklemenin yeridir. Biraz sabırla herşey ayağınıza gelir.
-Tabiat bir çerçeve, bir sahnedir.
-Toprağa emenet edilmiş bir ağaç, mahalleye, semte, şehre hatta topluma ve bütün imana emanet edilmiş bir değerdir.
-Vatan ve millet, vatan ve millet oldukları için sevilir; bir din, din olarak münakaşa edilir, ret veya kabul edilir, yoksa hayatımıza getirecekleri kolaylıklar için değil.
-Yaşam, ölümün onuruna yazılmış bir kasideden başka bir şey değildir.
-Yazarın malikanesi insanlardır.
-Senin dışında düşünememek hastalığına müptelayım.
-Mukavemet ve tahammül gücü olmayanın hamle gücü de olmaz.
-Saatin kendisi mekan,yürüyüşü zaman, ayarı da insandır.
-Onlar sanat yapıyorlar biz ise duadayız.
-Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima ödersiniz... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz..
In science we trust.
Mavi Peri - avatarı
Mavi Peri
Ziyaretçi
28 Haziran 2012       Mesaj #14
Mavi Peri - avatarı
Ziyaretçi
Huzur

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romanı (1949). Roman, kahraman olarak seçilmiş kişilerin adını taşıyan dört bölüme ayrılmıştır: İhsan, Nuran, Suat, Mümtaz. 1938 yılında bir ağustos sonu sabahı başlayan romanda geriye dönüşlerle Mümtaz'ın çocukluğu ve yetişmesi, geçmişteki Mümtaz-Nuran-Suat aşkı anlatılır. Bu aşk, Suat'ın intiharı, Nuran'ın eski kocasıyla barışması, Mümtaz'ın ruhsal bunalım geçirmesiyle trajik bir sona ulaşır. Romana egemen olan tema, Batı-Doğu çatışmasını yaşayan aydınların yeni bir bileşime varma çabalarıdır.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Temmuz 2015       Mesaj #15
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  527e48fc992df10df09cc8e4.jpg
Gösterim: 356
Boyut:  30.9 KB

Ad:  faymmsszaufaymm.jpg
Gösterim: 481
Boyut:  52.0 KB

TANPINAR
(Ahmet Hamdi), türk şair, yazar (İstanbul 1901 - ay. y. 1962). Kadı Hüseyin Efendi’nin oğlu. İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi’ni bitirerek (1923) liselerde, Gazi eğitim enstitüsü’nde edebiyat öğretmenliği yaptı (1923-1932). Güzel sanatlar akademisi’nde sanat tarihi, estetik, mitoloji derslerini okuttu (1933 -1939). Yeni türk edebiyatı tarihi profesörü olarak atandığı İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi’nde görev yaptı (1939 -1942; 1949-1962). Kahramanmaraş milletvekili olarak TBMM'de bulundu (1942 -1946). Üniversitede öğrencisi olduğu Yahya Kemal Beyatlı’nın sanat anlayışından (öz şiir) ve tarihe bakışından yer yer etkilendi. Şiirlerinde {Şiirler [1961]; Bütün şiirler [1976]) doğa, aşk, zaman, sonsuzluk, ölüm, bilinçaltı dünyası, geçmişin değerleri gibi temaları biçim titizliğiyle ve yoğunlaştırılmış bir anlatımla işledi. Sık sık simgelerden, alegorilerden yararlandı. Kusursuzluğu amaçlayan ürünler (Ne içindeyim zamanın, Selam olsun, Hatırlama) verirken yaşanan anda geçmişin değerlerini yakalamaya, kültür sorunlarını irdelemeye de yöneldi (Bursa'da zaman). Psikolojik gözlemlerin beslediği öykülerinde (Abdullah Efendi'nin rüyaları [1943], Yaz yağmuru [1955]), kahramanlarının bilinçaltı serüvenine, düşlerine geniş yer verdi. Bu yapıtlarında, daha çok da romanlarında Türkiye’de Tanzimat’tan itibaren toplumsal yaşamın değişmelerini anlattı; doğu uygarlığından batı uygarlığına geçişin sorunları üzerinde durdu. Ele aldığı olaylar bakımından birbirini izleyen roman dizisinde (Mahur beste [tamamlanmamıştır, 1975], Sahnenin dışındakiler [1973], Saatleri ayarlama enstitüsü [1961], Huzur [1949], Aydaki kadın [tamamlanmamıştır, 1987]), bazıları ortak olan kahramanların bireysel serüvenlerini (aşk) anlatırken tarihsel ve doğal bir çevreyi (İstanbul) derinliğine canlandırdı; Kırım savaşı’ndan DP yönetiminin çöküşüne kadar gelen dönemin toplumsal çalkantılarını gösterdi. Kültür değişmelerinin yol açtığı bunalımları ele aldı; geçmişteki değerlerin çağdaş yaşamı nasıl besleyebileceğini araştırdı. Bu yapıtlarında zaman zaman lirik (Huzur), yergici (Saatleri ayarlama enstitüsü), siyasal polemik (Aydaki kadın) yanlar ağır basıyordu. Yapıtlarında (yukarda anılanlardan başka Beş şehir [1946], Yaşadığım gibi [1970], Ahmet Hamdi Tanpınar'ın mektupları [1974]) öğretici, düşündürücü nitelikleri kadar kullandığı imgeler, başvurduğu benzetmeler, çağrışımlar, uzun cümleli sözdizimiyle bir düzyazı usası olarak da görünür.


Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

12 Mart 2012 / Mira Edebiyat
19 Aralık 2013 / Misafir Soru-Cevap
6 Nisan 2013 / _EKSELANS_ Edebiyat