Arama

Lev Nikolayeviç Tolstoy - Tek Mesaj #8

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Ağustos 2015       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  200932912544725.jpg
Gösterim: 728
Boyut:  16.6 KB

Ad:  leo-tolstoy.jpg
Gösterim: 1154
Boyut:  25.5 KB

Ad:  89670915_o.jpg
Gösterim: 1060
Boyut:  197.1 KB

TOLSTOY
(Lev Nikolayeviç, kont — denir), rus yazar (Yasnaya Polyana, Tula ili, 1828 - Astapovo, Ryazan ili, 1910). Zengin bir toprak sahibinin oğluydu, küçük yaşta öksüz kaldı, çocukluğu ailesinin malikânesinde geçti. Kazan ve Petersburg' da pek parlak olmayan bir eğitim görmekle birlikte daha çok oyuna ve eğlenceye düşkündü, çok okudu (Pascal, Platon, Dickens) ve "bir yaşama felsefesi" belirlemeye karar verdi. Bir sığınak olarak gördüğü Yasnaya Polyana'ya döndükten sonra köylülerin yazgısını değiştirmeye çalıştı, daha sonra, düzensiz yaşamına bir yön vermek amacıyla orduya yazıldı. Topçu teğmeni çıktı, Kırım’da kahramanca savaştı (1854-55), çocukluk anılarını yazdı ve Sivastopol kuşatmasında gördüklerini kaleme aldı. 1856'da ordudan istifa ettiğinde Çocukluk (Detstvo) [1852] ile, bunları tamamlayan ve daha sonra Epoki razvitija başlığıyla bir araya getirilecek olan İlk gençlik (Otrçestvo) [1854] ve Gençlik'i (Yunost) [1857]; ayrıca Tipi (Melet), İki süvari subayı (Dva gusara), Toprak ağasının sabahı'nı (Utro pomeşçika) [1856] yayımlamış bulunuyordu. Bu ilk başarılardan sonra kendini edebiyata adamaya karar verdi.
İsviçre, Fransa ve Almanya'yı (1857) kapsayan bir yolculuğun ardından Rusya' ya döndü; bu sırada çar köleliği kaldıran kararnameyi çıkartmıştı; yeni anlayışa yatkın ve görevlerinin bilincinde olan Tolstoy, köylüler için örnek bir okul kurdu ve bölge yargıçlığı yaptı. 1862’de komşu çiftlikten genç bir kızla, Sofya Andreyevna Bers ile evlendi ve ondan 13 çocuğu oldu; yazdığı askerlik anılarından esinlenerek Kazaklar (Kazaki) [1863], Sivastopol hikâyeleri (Sevastopolskiye razskazıy) [1868], özellikle de Savaş ve barış (Voyna i mir) [1865-1869] bu en mutlu dönemine aittir; Napolâon savaşları dönemi Rusya'sının görkemli bir freskini çizen ve Tolstoy'un ilk başyapıtı olan Savaş ve barış, okuyucuları fethetmekle birlikte, eleştirmenlerden yeterince ilgi görmedi.
Ancak aile hayatının sevinçleri Tolstoy' u huzura kavuşturmaya yetmiyordu. Arza- mas kasabasının bir hanında kaldığı bir gece yaşamın anlamsızlığı karşısında büyük bir ruhsal bunalıma düştü; daha sonra bu yaşantısından esinlenerek kısa bir öykü yazdı (Notes dün fou) [fr. çev.]. Toplumsal aldatmacayı ve aşkın yanıltıcılığını dile getiren Anna’ Karenina (1875 -1877), yıldan yıla artacak olan bu bunalımın başlangıcına işaret eder: bu dönemde Tolstoy, sanatsal etkinliği, kendisini toplumsal görevlerinden uzaklaştıran, kınanacak bir oyalanma olarak görmeye başladı. 1881'de, daha sonra ispoved’de (1882) anlatacağı manevi bir bunalım geçiren Tolstoy, evini terk ederek Optina ****ıyn manastırı'na çekildi, ancak bir sûre sonra orada kalmaktan vazgeçti ve gerçek imanın ancak eylemle kanıtlanabileceğini savunarak Kilise'yle ilişkilerini sert bir biçimde kesti. Bir mujik gibi giyinerek işçiliğe başladı ve mülklerinin yönetimini karısına bıraktı (1891). Roman ve öyküleri karamsar bir havaya büründü ve tutumundaki sertleşme bunlara da yansıdı, ivan ilyiç'in ölümü (Smert Ivana ilyiça) [1886], evliliği bir cehennem olarak niteleyen Kreutzer sonat (Kreytserova Sonata) [1890], Hacı Murat (Hadji-Murat) [1896 -1904], Tolstoy'un tüm kurumlardan, öncelikle de Kilise'den kopuşunu dile getiren Diriliş' (Voskresenıy), Otek Sergiy (1890 -1898, yayımlanışı 1911). Tolstoy bu dönemde oyunlar da yazdı: Karanlığın kudreti (Vlast Tmi) [1886], i Svel vo Tme Svetil (1900), Yaşayan ö/ü(Jivoy Trup) [1900] V Cyom M oya Vera (1884), Tsartsvo bojiye vnutri vas (1893), Çto takoye iskustvo (1898) adlı denemelerinde de aynı manevi arayış içinde olduğunu, ahlaksızlıkla suçladığı sanatı ve dogmalar ve mucizeler üreten Kilise’yi aynı biçimde yadsıdığını görürüz. 1901'de Kutsal Sinod'ca aforoz edilen Tolstoy aydın gençler arasında giderek daha çok tanınmaya başladı ve Yasnaya Polyana sık sık ziyaret edilen bir yer haline geldi. Ünlü bir kişi olmaktan bıkan, yalnızlığa ve yoksulluğa büyük bir özlem duyan Tolstoy, herkesten uzakta yaşamaya karar verdi; 10 kasım 1910'da gizlice malikânesini terk etti, trene bindi, ancak hastalığı yüzünden bitkin düşerek Astapovo istasyonunda öldü.
Tolstoy’un yapıtı düşten çok yaşanmış duygularla beslenen, her tüllü estetik yapmacıktan ve söz oyunundan arınmış uzun bir itiraf biçimindedir ve Tolstoy bu yoldan yaşamın anlamını aydınlatmak ister Aşırı bir duyumsallık ile mutlak tutkusu arasında bölünmüş olan ve yetkinliği özleyen Tolstoy'da, kendini aklamak ihtiyacı bir saplantı haline gelmiştir; şiddete karşı ve mülkiyetin kaldırılmasından yana olan, ödünsüz ve akılcı yeni bir ahlakın savunuculuğunu üstlenen Tolstoy, hayatıyla düşüncesini uzlaştıramamanın dramını yaşadı, bu da onu aşkı, aileyi, sanatı yadsımaya yöneltti. Ancak roman ve öyküleri bu çelişkilerden hiçbir zarar görmedi, yaşamın en yalın görüntülerini bile aktarmaya, en basit ayrıntılar, en küçük belirtiler ve özellikler üzerinde bile durmaya çalışarak canlı kişilikler yaratmayı ve her türlü yapmacıktan uzak tarihsel ya da toplumsal freskler çizmeyi başardı.

Kaynak: Büyük Larousse