Arama

Şeyh Nedir? - Tek Mesaj #5

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
7 Eylül 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ŞEYH a. (ar. şeyhuhet'ten şeyh).
1. Tarikat kurucusuna, bir tekke ya da zaviyede müritlerine reislik eden kişiye verilen ad. (Bk. ansikl. böl.)
2. Tekkelerde tarikat şeyhlerinin oturduğu post.
3. Araplar’ da kabile ve aşiret başkanı.
4. (Ben) şeyhimi bu kadar severim — BENŞAHİMI BU KADAR SEVERİM. || Şeyhin kerameti kendinden menkul, bir kimsenin büyük işler, başarılar kazandığını, önemli işler başardığını öne sürmesi durumunda ortada bir tanıt ya da kanıt yok, nasıl inanalım anlamında alay yollu söylenir.

—Esk.
1. Yaşlı kimse.
2. Şeyh ü şab, yaşlı ve genç. || Şeyh-i ekber ya da şeyh -ül-ekber, Muhittin Arabi’nin unvanı. || Şeyh-üTharem, Medine şehrinin güvenliğiyle görevli kimse. || Şeyh-ül-islam -ŞEYHÜLİSLAM.

—Esk. ida. Şeyh ûl-harem, Mekke'de halife tarafından görevlendirilen kişi. (Şeyh ül-haremi nebevi de denir. Hac yolu üzerinde bulunduğu için Şam valileri için de eskiden aynı deyim kullanılırdı.) || Şeyh ül -vüzera, en yaşlı vezir.


—Esk. sil. Şeyh ûl-meydan, OsmanlIlar' da Okçular tekkesi'nin yöneticisi durumundaki kişiye verilen ad. (Bin iki yüzcü şeyhi diye de anılırdı, ilk dönemlerde rikâb-ı hümayun atıcıbaşı şeyh ül-meydan olurdu. Daha sonra yaşlı kemankeşlerin menzil sahibi olanları arasından seçilmeye başlandı. Yaşam boyu süren bu görev günümüzdeki kulüp başkanlıklarına benzerdi.)

—Hat. Şeyh ûl-hattatin, yaşayan hattatların en yaşlısına verilen san. (Tüm yazılarda usta plan hattatlara ise, reis ül-hattatin deniyordu.)

—Kur. tar. Şeyhi imaret, bir imareti yöneten kişi.

—ANSİKL. Müslümanlığın ilk dönemlerinde arap geleneklerini canlı tutmak isteyen hükümdarların yanında çalışan üst düzeydeki görevlilere, hanedan kurucularına, yine yüksek düzeydeki din görevlilerine (şeyhülislam gibi), din bilginlerine, müderrislere, yaş farkı gözetilmeksizin tarikat kurucusu ya da reislerine bu unvan verilmiştir. Tarikat kurucu ve şeyhleri kendilerine uğur (bereke) verilmiş, Tanrı ile kul arasında bir aracı olarak kabul edilir. Şeyhin, tarikatla ilgili bilgilerin vârisi olarak kendi istencinin (iradesinin) Tanrı'nın istenci ile doymuş duruma gelmesi demek olan “sır"ra sahip olduğuna inanılır.
Kuzey Afrika tarikatlarında şeyhler, görevlerine göre, istenci Tanrı istenci ile kaynaşan ve yanında müridin ruh ve ceset olarak kabul edildiği şeyh ül-irade; kendisine uyulan, yaptıkları ve sözleri taklit edilen şeyh ül-iktida; uğurundan (berekesinden) yararlanmak amacıyla ziyaret edilen şeyh ül-bereke; müridin kapılandığı ve onun sayesinde tarikata kabul edildiği şeyh ül-intisap, her müride okuyacağı virdi (dua) dağıtan manevi öğretici şeyh ül -telkin, müritlerin eğitimi ile ilgilenen şeyh üt-terbiye adlarını alırlar.
Her tarikat şeyhinin bir zaviyesi vardır. Bu zaviyede kendisine hizmet eden halife ve naip dışında, tarikat topluluğunun yerel yöneticisi, tarikatın yayıcısı ve kılavuzu (mukaddim), şeyhin ya da mukaddimlerin yazdıkları bildirileri taşıyan rakıb ya da çavuş, tarikata bağlı kabileler arasında sadaka toplayan sayyaf bulunur. Bunlardan sonra ihvan, fakir, ashab, kadim ya da derviş adını alan tarikat Çağlıları gelir.

—Tar. Arap kavimleri arasında bu unvan, uzun süre seyit unvanı ile birlikte kullanıldı. Sonraları, bir topluluğu, birliği yönetip önderlik edene "şeyh" denildi; tüm İslam dünyasında sözcük aynı anlamı taşıdı; tarikatların başında bulunanlar da bu unvanla anıldı. Daha sonraları özellikle Tunus'ta, kabile reislerine çalgı eşliğinde kaside okuyan şairlere de şeyh denildi.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.