Arama

Sabahattin Ali - Tek Mesaj #6

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
12 Eylül 2015       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  sabahattin_1_middle.jpg
Gösterim: 910
Boyut:  160.7 KB

SABAHATTİN ALİ
, soyadı Alı, türk yazar (Gümülcine, Yunanistan, 1908 - KIrklareli 1948). Babası subaydı; ordudan ayrıldıktan sonra bir ara ticaretle uğraştı. S. Ali'nin çocukluğunun bir bölümü ve ilk gençliği Edremit’te geçti. Balıkesir Darülmuallimin’deki öğrenimini (1922-1926) İstanbul’da, Muallim mektebi’nde tamamladı (1927). Milli eğitim bakanlığı’nın sınavını kazanarak gittiği Almanya’da iki yıl okudu (1928-1930), yurda dönünce Gazi eğitim enstitüsü’nün sınavıyla ortaokul almanca öğretmeni oldu (1930). Aydın ortaokulu’ndaki görevi sırasında ihbar üzerine komünizm propagandası yapmakla suçlanarak yargılandı ve aklandı. Bu dönemde Aydın cezaevi’nde tanıdığı Kuyu- Sabahattin Ali caklı Yusuf, aynı adı taşıyan romanına esin kaynağı oldu. Konya'da öğretmenliği sırasında siyasal yönetime yönelik bir taşlaması yüzünden tutuklandı; Konya ve Sinop cezaevlerinde on ay yattıktan sonra Cumhuriyetin 10. yıldönümü dolayısıyla çıkan aftan yararlandı. Milli eğitim bakanlığı yayın müdürlüğû'nde, Talim ve terbiye dairesi'nde çalıştı. Musiki muallim mektebi’nde türkçe öğretmenliği, Devlet konservatuvarı'nda Cari Ebert’in yanında asistanlık, dramaturgluk yaptı, içimizdeki şeytan (1940) romanında ırkçılığı yermesi, roman kişileri arasında Nihal Atsız ve arkadaşlarının benzerleri bulunması, eleştirdiği kesimde sert tepkiler yarattı. Nihal Atsız’ın içimizdeki şeytanlar (1940) broşürü ve “Başvekil Şükrü Saraçoğlu’na açık mektup” (1944) adlı yazısı üzerine açtığı davada Atsız mahkûm oldu; S. Ali ise bakanlık emrine alındı ve görevinden ayrıldı (1945). A. Nesin ve R. İlgaz’la bir gülmece gazetesi olan haftalık Markopaşa' yı (1946), bu gazete kapatılınca türlü adlarla (Malumpaşa, Bizimpaşa vb.) benzerlerini yayımladı. Siyasal yönetimi eleştiren, toplumsal düzenin bozuk yanlarını sergileyen yazıları yüzünden birkaç kez hapis yattı. Açılan kovuşturmalar dolayısıyla gizlice yurtdışına çıkmaya çalışırken öldürüldü. Bu cinayetin kimin tarafından nasıl işlendiği karanlıkta kaldı.
Halk edebiyatından esinlenen, köy-kasaba gerçeklerini, hapishane gözlemlerini dile getiren şiirleri Dağlar ve rüzgâr (1934) kitabındadır. Öykülerinde genellikle köy ve kasaba insanlarının yaşama güçlüklerini, gurbetçileri, hapishaneye düşenleri, işçilerin ağır çalışma koşullarını, işsizliği, sağlık sorununu, korumasız çocukları, ezilen kadınları, çoğu zaman birer dramla sonuçlanan aşkları gerçekçi bir dille anlattı. Toplumsal eleştiride yer yer gülmece öğesinden yararlandı: Değirmen (1935) , Kağnı (1936), Ses (1937), Yeni dünya (1943), Sırça köşk (1947). En ünlü romanı Kuyucakh Yusuf (1937) köy çevresini konu edinen çağdaş gerçekçi yazarlar kuşağını besleyen kaynaklardan biri oldu. (KÖY EDEBİYATI.) Bu romanda yakından tanıdığı Edremit ve çevresini, 1903 -1915 yıllarındaki toplumsal yaşamı yansıttı. OsmanlI imparatorluğu’nun son döneminde gücünü yitirmiş devlet örgütünü, eşrafın baskısını, bir halk adamının olayların zorlamasıyla başkaldırıp eşkıyalığa yönelmesini konu edindi. İkinci Dünya savaşı eşiğinde aydınların dünyasını, üniversite ve basın çevresini, siyasal ve toplumsal çekişmeleri içimizdeki şeytan (1940) romanında anlattı. Yurtdışındaki gözlem ve izlenimlerinin beslediği Kürk mantolu madonna'Ğa ise duygulu bir aşk serüveni çevresinde kadın haklarını ele aldı. Yazarın anısına Yeni adımlar dergisinin düzenlediği öykü yarışması 1973-1975 yıllarında sürdürüldü. Kızı F. A. Laslo ile yapıtlarını yayımlayan Cem yayınevi’nin daha önce yayımlanmamış öykü kitaplarına verilmek üzere kurduğu Sabahattin Ali hikâye yarışması ödülleri 1981-1985 yıllarında verildi.

Kaynak: Büyük Larousse