Arama

Marquis de Sade - Tek Mesaj #4

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Eylül 2015       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  Marquis_De_Sade2.jpg
Gösterim: 319
Boyut:  84.5 KB

SADE
(Donatien Alphonse François de Sade) fransız yazar (Paris 1740 - Oharenton 1814). Provencelı eski bir soylu ailesinin çocuğuydu; orduda hizmet gördü (1755-1763) ve sonra Bresse, Bugey ve Valromey tümgenerali olarak babasının yerine geçti (1764). Sefahat düşkünlüğü (kırbaçlama, anormal cinsel ilişki, kutsallığa saygısızlık) yüzünden birçok kez hapse düştü (1763,1768,1772). Aix meclisi tarafından ölüme mahkûm edildi, İtalya'ya sığındı ve yeniden tutuklandı (1777); Vincennes'de ve Bastille’de yattı (1784-1789). Bu sırada ilk yapıtlarını yazdı: Dialogue entre un prâtre et un moribond (1782), les Çent" Vingt Journöes de Sodome (1782-1785), Aline et Valcour (1768-1788; 1795'te basıldı), Justine'in ilk metni olan Erdemle kırbaçlanan kadın (les infortunes de la vertu) [1787], Charenton’a nakledildi, 1790’da serbest bırakıldı; başkanı olduğu Piques Paris şubesinde siyasal etkinlik gösterdi (1793). Roman olarak Justine ou les Malheurs de la vertu'yü (1791), tiyatro için Oxtiern ou les Malheurs du libertinage (1791) ve le Suborneur (1793) gibi ahlaksal dramlar yazdı; Oiscours aux mânes de Marat et Le Peletier'öe (1793), jacobin görüşlerini açıkladı. Ilımcılıkla suçlanıp hapsedildi ve Robespierre'in iktidardan düşmesiyle son anda kurtuldu; la Philosophie dans le boudoir'ı ve Yeni" Justine'ı (la Nouvelle Justine suivie de l'Histoire de Juliette sa soeur) [1797] yayımladı. Bu sonuncu romanın yarattığı skandal, Konsüllük döneminin siyasal ve ahlaksal duruma çekidüzen vermesi sırasında, 1801 yılında tutuklanmasına neden oldu. Önce Sainte-Pölagie'de yattı, sonra 1803’te Charenton tı- marhanesi'ne nakledildi. Burada, öteki tutuklularla birlikte tiyatro oyunları düzenle di ve son romanlarını yazdı: lesJournâes de Florbelle (1804-1807), l'Histoire secrâte d'isabelle de Baviere (1813), la Marguise de Gange [1813'teyayımlandı], Aşkın suçları (Les Crimes de L’Amour).
Başta les Çent Vingt Journâes de Sodome olmak üzere birçoğu XX yüzyıla kadar basılmamış, suskunlukla ve lanetlemelerle karşılanmış ve edebe aykırı oldukları için mahkemelerde yargılanmış (sonuncusu 1957 yılındadır) olan Sade'ın yapıtlarının değeri, Apollinaıre ve gerçeküstücülerden önce hemen hiç kabul edilmemişti. Apollinaıre ve gerçeküstücüler hem ahlaksal, hem dinsel hem de dilsel nitelik taşıyan toplumsal kısıtlamaya karşı, bu yapıtlarda mutlak bir özgürlük talebi bulunduğunu ileri sürdüler. Ne var ki Sade, aynı zamanda bir XVIII. yüzyıl yazarıydı ve Aydınlanma çağı burjuvazisinin değerlerini ve dogmalarını, alaya alarak tersyüz ediyordu. Nitekim, Doğa'yı yüceltmenin ve mutlu olma hakkının, bütün cürümleri haklı çıkarabileceğini; duyumculuğun, düşünceyi, en keskin ve benzersiz duyumlarla beslemeye bir çağrı olduğunu; mahvedilen kurbanın, celladına esinlediği incelemeler halinde yeniden var olduğunu ileri sürüyordu. Sade'ın, şehvet düşkünlüğü sahneleri ile felsefi söyleme art arda yer vermesiyle belirginleşen ve insan haklarının yaratıcıları olarak gördüğümüz kişileri ele alan özgün öyküleme yapısı, işte buradan kaynaklanır. Böylece Sade'ın aristokrat alaycılığı, sadizm kavramı yüzünden uzun zaman göz ardı edilebilmiş olan ideolojik sorgulama ve eleştiriyi bir zorunluk olarak yeniden ortaya koyar.

Kaynak: Büyük Larousse