SİLAHLANMA a. Özellikle yeni ve etkili silahlarla, silahlı kuvvetleri güçlendirmeyi amaçlayan etkinlik: Silahlanma yarışı.
—AnsİKL.
• Silahlanma yarışı. Silahlanma terimi günümüzde silah ve silah sistemlerinden zırhlı araçlara, ulaştırma ve engel geçme araç ve gereçlerine, suüstü ve sualtı gemilerine, hava taşıtlarına, muhabere, gözetleme ve keşif (yerden ve uzaydan) malzemesine ve yayınları elektronik yoldan bozmaya, nükleer biyolojik ve kimyasal bomba ve füzelere, saldırı ve savunu araçlarına kadar uzanan çok geniş bir askeri donanım yelpazesini kapsamaktadır. Atom silahı olgusu, sanayi seferberliğinin anlamını değiştirdi.
XVIII. yy.'ın başında ortaya çıkan nicel silahlanma yarışı, artık yerini uluslar arasında bilimsel ve teknik rekabete bırakmış bulunuyor. Şimdi artık, etkinliği kadar bedeli de durmadan artan özgün silahlar geliştirerek, muhtemel bir saldırganın sahip olabileceği silahlardan daha üstün silahlar ortaya koymak sözkonusudur. Gerekli araştırmaların süresi ve tekniklerin hızlı gelişimi göz önünde tutulursa, yeni bir silah hizmete sokulduğunda, on ya da yirmi yıl sonra aynı işi görmek üzere onun yerine konulacak silahın da hiç vakit kaybedilmeden tasarlanması gerekir. Bazı askeri araştırmalar, sanayi alanında da verimli “yansımalar”a yol açtı (laser, aerodinamik vb). Silahlanma için harcanan mali çaba, devletin elindeki kaynakların belirlediği bir tavanı aşamaz. Bu nedenle, silahların tasarlanması ve gerçekleştirilmesi masraflarını (özellikle hava-uzay alanında) karşılayabilmek için devletler, silah serilerinin hacmini ihracat yoluyla artırarak birim maliyet fiyatlarını düşürmeye çalışmaktadırlar. Sovyetler’in Afganistan'ı işgali üzerine ABD ve NATO, askeri ve siyasi hedeflere yönelen "sınırlı nükleer savaş" görüşünü benimsedi (temmuz 1980): silahlanma hızlandı. SSCB'nin D. Avrupa'ya yerleştirdiği SS-20 füzelerine karşı ABD’de B. Avrupa'da Pershing ve Cruise füzelerini koşullandırmaya girişti (1983). Silahlanmanın endişe verici boyutlara ulaşması üzerine 1985'te ABD ve SSCB arasında silahsızlanma görüşmeleri yeniden başladı. 1987 rakamlarına göre konvansiyonel silah ticareti bütün dünyada, bir yıl öncesine oranla % 9 artarak 35 milyar doları aştı. Ancak sonraki yıllarda bloklararası yumuşamaya bağlı olarak yavaş yavaş, SSCB'nin parçalanmasından sonra da hızla azaldı (1988'de 34; 1989'da 32; 1991'de 22,1 milyar dolar). Her zaman olduğu gibi son yıllarda da en çok silah satan ülkeler (Japonya hariç) sanayileşmiş ülkeler (1991'de ABD 11,2 milyar dolar [% 51]; eski SSCB ülkeleri 3,9 milyar dolar [% 18]; Almanya 2 milyar dolar; B. Britanya 1 milyar dolar, Fransa 0,8 milyar dolar), en çok silah satın alan ülkelerse silah sanayii bulunmayan Japonya ile üçüncü dünya ülkeleri oldu (1990'da Suudi Arabistan 2,55 milyar dolar [% 21], Japonya 2,1 milyar dolar [% 10], Hindistan 1,54 milyar dolar [% 7], Afganistan 1,1 milyar dolar [% 5]).
Kaynak: Büyük Larousse