Arama


_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
25 Kasım 2015       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Çin Müziği
MsXLabs.org

Tarihte, bilinen en eski müzik Çin müziğidir. Araştırmalar, 4000 yıllık geçmişi olan Çin müziğine saray ve tapınaklarda önemli yer verildiğini gösteriyor. Yer ve gök arasındaki uyumu yansıtması gerektiğine inanılan Çin müziğinin amacı halkı eğitmek, onlara iyi ve yüce duygular aşılamaktı. Çinliler müziğin kalpten doğduğuna, evrenin bir imgesi olduğuna inanmıştır. Yazar Lü Bu-Vey, “müzikten, yalnızca dünyanın anlamını kavramış bir insanın söz edebileceğini” söylemiştir. Çin’de müziğin, insan davranışlarını ve inanışlarını etkilediği düşünülmüştür. Dünyanın uyumu için zorunlu sayılan müzikte, seslerin düzenlenmesine (akort) gösterilen sürekli özen de, bu inançlara verilen önemi yansıtır. Yine müzik, yönetimin ve düzenin temeli sayılmıştır. Öyle ki, ses perdelerinin yeniden düzenlenmesi, her yeni imparatorun ilk yaptığı işlerin başında gelmiştir. İmparator Han Vu-di döneminde (M.Ö. 140-87), bir İmparatorluk Müzik Dairesi kurulmuştur.

Çin müziğinin tarihsel önemi, onun Mısır müziğini etkilemiş olmasındadır. M.Ö 1500 dolaylarında Akdeniz toplumlarına aktarılan bu etki, Avrupa müziğinin oluşumunda da etkili olmuştur. Bugün bakıldığında Kore, Japonya ve bütün Güneydoğu Asya’da, Çin’in çalgılarına rastlanmasının yanı sıra, Çin müziğinin repertuar ve üslup özelliklerinin etkisi hissedilir.

Çin müziği beş notadan oluşan bir diziye dayanır. Çin’in ilk teoricisi Lyng Lun adındaki bilgin, M.Ö. 2500 yıllarında, Çin müziğinin beş notasını düzenlemiş ve pentatonik bir sistem kurmuştur. Kong, Çang, Kyo, Tchi ve Yu adlarıyla bilinen Çin gamının notaları sosyal sınıflar, devlet işleri gibi konularla ilgiliydi. Burdan da anlaşılacağı gibi Çin müziği insan yaşamıyla sıkı bağlar kurmuştur.

Ünlü Çin bilgini Confucius (Kung Fu Tseu, M.Ö. 551-478) Çin müziği için önemli çabalarda bulunmuştur. Confucius’tan sonra müzik giderek yaygınlaşmış ve yaşamın tüm alanlarına girmiştir. Öyle ki müziğin insan yaşamındaki etkisi giderek aşırı bir hal almıştır. Bu aşırılık, İmparator Si Huang’ın M.Ö. 246 yılında müziği yasaklaması ve çalgıları imha ettirmesiyle sonuçlandı. Çin müziği, Han hanedanlığı döneminde (M.Ö. 206-M.S. 220) yeniden gelişti. 13. ve 14. yüzyıllardaki Tang ve Sung hanedanlıkları döneminde de klasik çağına ulaştı. Bu dönemde tapınak ve saraylardaki korolara üç yüzer kişilik orkestralar eşlik etmiştir. Aslında tek sesli olar Çin müziğinde, bu dönemde, paralel dötlü ve beşlilerle batıdakine benzer bir çok sesliliğe rastlanıyor.

Çin müziği oldukça geniş bir çalgı koleksiyonuna sahiptir. Sekiz gurupta toplanan çalgılar, yapıldıkları malzemeye göre adlandırılırlar.
  • Metal çalgılar: Çanlar, gonglar, çan ve gong gurupları, sekiz ya da on parçadan oluşan kariyonlar.
  • Taş çalgılar: Ses veren taşlar ayaklı bir askıya asılır ve çubukla vurularak ses çıkarırlar. Bunlara yalnızca Confucius tapınağında rastlanır. En eski vurmalı çalgılardandır.
  • İpek telli çalgılar: Bu gurupta yalnızca Kin vardır. Beş telli olan Kin sonradan yedi telli olmuştur.
  • Deriden yapılmış çalgılar: Çeşitli boylarda yapılmış davullardır.
  • Su kabağından yapılmış çalgılar: Sheng adı verilen çalgı, on yedi borudan yapılmış bir ağız orgudur ve saray orkestralarında kullanılır.
  • Topraktan yapılmış çalgılar: Hiuan adı verilen çalgı, pişmiş topraktan yapılmış küreli bir düdüktür.
  • Bambu kamışından yapılmış çalgılar: Ti adı verilen çapraz flütler, Pai-Siao adı verilen 12 borulu arkaik flütler, dilli ve obua tipi çalgılar.
  • Tahtadan yapılmış çalgılar: Confucius tapınağında kullanılan Çu ve Yu adlı çalgılar.

Kaynakça:
Cavidan Selanik, Müzik Sanatının Tarihsel Serüveni. Doruk Yay.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.