POLONEZ sıf. ve a. (“Polonya’ya özgü" anlamında fr. polonaise). Polonya halkından olan; polonyalı, polak, leh.
—Müz. Polonyalılar’ın ulusal dansı. (Başlangıçta savaşçıların zafer dansı olan polonez, sonra saray dansına, daha sonra da, katı- lanlann yaşlanıra ve mevkilerine göre dizildiği bir halka dansına dönüştü.) || Bu darısın karakterinde ve temposunda bestelenmiş enstrümantal yapıt. (Bk. ansikl.
böl.)
—ANSİKL. Müz.
Saray dansı polonez, sanat müziğine XVII. yy.'da girdi. XVIII. yy.' da, polonez derlemeleri yayımlandı ve gerek süitlerde, gerekse konçertolarda yer aldı (Bach, Hândei, Couperin, Telemann). XIX. yy.'da, bağımsız parça olarak (Schubert) salon müziğini zenginleştirdi ya da alla polacca
pasajları halinde, daha büyük çaplı yapıtlara girdi. Chopin ve Liszt, iç dramlarını yansıtan virtüöz işi polonezlerinde, hem yurt sevgilerini, hem de piyano tekniklerini serimlediler. Weber, Meyerbeer, Glinka, Musorgskiy, Çaykovskiy, Rimskiy-Korsakov gibi besteciler, operalarında poloneze yer verdiler.
Kaynak: Büyük Larousse