Bir manyetik tarayıcı geliştiren Amerikalı bilim adamları, beyinde insanın ırkçı olmasına neden olan bölgeyi buldu.
Irkçılığın beyindeki kökenini tespit eden bir tarayıcı geliştirildi. "Beyindeki ırkçılık", fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (FMRI) tekniğiyle tespit edildi. Yeni teknik, siyah insanların fotoğrafları gösterilerek beyaz gönüllüler üzerinde denendi. Siyah insan fotoğrafları gösterildiğinde, ırkçı eğilimleri olan kişilerde beynin düşünce ve davranışları kontrol eden bölgesinde ciddi bir aktivite artışı gözlendi.
Irk ayrımı yapan merkez ABD'nin New Hampshire kentindeki Dartmouth Üniversitesi tarafından 30 beyaz denek üzerinde yapılan araştırmada, deneklerden kendilerine fotoğrafları gösterilen insanlara birtakım olumlu veya olumsuz özellikler yakıştırmaları istendi. Fotoğrafına baktıkları siyah insanlara daha çok negatif özellikler yakıştıran deneklerin beyinlerinin düşünce ve hareketleri kontrol eden merkezinde daha fazla hareketlilik olduğunu gören araştırmacılar, bu merkezin ırk ayrımı yapmada etkili olduğunu saptadı. Irkçı eğilimli deneklerin siyahlarla fiziki olarak temasa geçtiklerinde mantık gerektiren bazı görevlerde de başarısız oldukları gözlendi.
Yazılı ve görsel medyada aktardığınız haberin okunmasını garantilemenin ilk şartı; habere, okuyucunun ya da izleyicinin dikkatini çekebilmektir. Yukarıdaki haberde "Irkçıyı beyni ele verir" cümlesi ile "Irkçılık ve beyin fonkisiyonları arasındaki ilişki" cümlesi arasında dikkat çekicilik açısından bir fark olması kuvvetle muhtemel. Ancak, nedensellik açısından bakıldığında ikinci cümle çok daha doğru olacaktır. Acaba beyindeki bir bölgede fazlalaşan aktivite mi ırkçılığa neden oluyor, yoksa ırkçı olan kişiler kendilerini tetikleyen bir uyaranla karşılaştıklarında mı beyinlerindeki aktivite artıyor? İkinci soru, acaba sözü edilen bölge sadece ırkçılıkla ilgili uyaranlar olduğunda mı harekete geçiyor, yoksa diğer benzeri uyaranlar da aynı etkiyi yaratıyor mu?
Yukarıdaki haberde, araştırmacılar gerçekten "... bu merkezin ırk ayrımı yapmada etkili olduğunu ..." saptadıklarını söylediler mi bunu bilmiyoruz ama eğer söyledilerse çok büyük bir iddiada bulunmuşlar. Ya gerçekten onlar araştırmalarını bu şekilde iletti ya da gazetelere bu şekilde geçti, hangisi olursa olsun söz konusu iddia oldukça önemli bir ilişki (korelasyon) ama sebep sonuç ilişkisi (nedensellik) değil.
Örneğin, yaklaşık 35 yıldır hipotalamus ile saldırganlık arasındaki ilişkiyi biliyoruz. Hayvanlarla yapılan çalışmalarda iki ayrı tür saldırganlığın (duygusal ve avcı saldırganlığı) beynin farklı bölgelerindeki sinirsel aktivite ile açıklandığı bulunmuştur. Çok kısaca, orta beyine iletilen elektirik uyaranı duygusal saldırganlık tepkilerine yol açarken, ön beyindeki uyarımlar avcı saldırganlığı tepkileri oluşturmaktadır. Tabii burada sözü edilen nedensellik, deney ortamında dışarıdan ve doğrudan bir müdahale ile söz konusu bölgeye elektrik akımı gönderilmesidir, yoksa tek başına bu bölgelerin saldırganlık ürettiğinden bahsedilmiyor (ayrıntılar için bknz. Groves ve Schlesinger, 1982). Yukarıdaki habere geri dönecek olursak, herhangi bir uyaran karşısından beynin herhangi bir bölümünün sinirsel bir tepki göstermesi çok doğaldır ancak herhangi bir bölgenin, dışarıdan uyaran olmadan, kendi başına bir tepkiyi, duyguyu ya da düşünceyi yarattığını söylemek için çok daha sağlam kanıtlara ihtiyaç vardır.
Çok büyük ihtimalle ırkçı olan bireylerin kendilerine hoşlanmadıkları bir uyaran gösterildiğinde (diğer "ırktan" bir kişinin resmi) beynin sözü edilen bölgesinde bir aktivite olmaktadır, yani uyaran (düşünce, inanç, duygu) sinirsel aktiviteye neden olmaktadır. Beynin o bölgesinde kendiliğinden bir hareket olmasını beklemek için sanırım bir nedenimiz yok.
Kaynakça:
Groves, P.M. ve Schlesinger, K. (1982). Biological psychology. Dubuque, Iowa: WCB.
18 Kasım 2003