Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
28 Aralık 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
NAZAR a. (ar. nazaı).
1. Gözleri bir kimse ya da bir şey üzerine çevirme; bakma, bakış.
2. Belli bir biçimde ele alma, öyle sayma: Bu olaya hangi nazarla bakarsan bak, olumlu bir yön bulamazsın.
3. Bazı kimselerde özellikle de bakışlarında bulunduğuna ve zarar verdiğine inanılan güç; göz değmesi: Nazara inanmak. Nazardan korkmak.
4. Nazar atfetmek, bakmak. || Nazar boncuğu, nazar değmesin diye takılan mavi boncuk ya da onun yerini tutan başka bir şey, göz boncuğu; eşi, benzeri bulunmaz anlamında kullanılır (tkz.). || Nazar değmek, nazara gelmek, nazara uğramak, uğursuzluk getirdiğine inanılan bakışların etkisiyle kötü bir duruma düşmek; göz değmek. || Nazar değmesin, "Tanrı kötü ve uğursuz bakışların etkisinden korusun” anlamında söylenen iyi dilek sözü. || Nazarı dikkatini celbetmek, çekmek, dikkatini, ilgisini toplamak. || Nazarı itibare almak, göz önünde bulundurmak önemsemek. || Nazarda olmak, gözde olmak (esk.). || Nazardan düşmek, gözden düşmek (esk.). || (Bir kimsenin) nazarında, birinin düşüncesine göre, onun açısından, onun gözünde: Benim nazarımda hiçbir değer taşımaz. || (Bir kimseye, bir şeye şu, bu) nazarıyla bakmak, ona o açıdan, o gözle o kanıyla bakmak: Ona zengin nazarıyla bakıyorlar. || Nokta-i nazar - NOKTAİNAZAR.

—Esk. Yan, bakış. |j Yüz çevirip bakma, önemseme, iltifat etme. || Nazar-baz, neşeli ve şuh bakan. || Nazar ehli, bir işin iç yüzünü kavrayan kimse. || Nazar-endaz, bakan, göz atan. || Nazar-firib, göz aldatan. || Nazar-firib-i efkâr, düşünceleri yanlış yöne sevk eden, yanlış düşündüren. || Nazargâh, bakılan ya da bakılacak yer; göz değdiren, kem gözlü. || Nazar-rûba, dikkat çeken; güzel, dilber. || Nazar-ı ibret, kötü bir olayı ders alınacak bir örnek olarak görme. || Nazar-ı istihcan, açık saçık, ayıp sayarak bakma. || Nazar-ı istilakâra- ne, saldırgan bakış. || Nazar-ı musagger, bir şeyi asıl boyutlarından daha küçük görme. || Nazar-ı şevkat,acıma bakışı. || Nazar-ı takdir, değer biçmek amacıyla bakma.

—Folk. Bazı kimselerin bakışlarında bulunduğuna ve insanlara, evcil hayvanlara, ürüne ve mala zarar verebileceğine inanılan tinsel güç. (Bk. ansikl. böl.) || Nazar değmek, birinin aşırı ilgili ya da kötü niyetli bakışları nedeniyle zarara uğramak. (Bk. ansikl. böl.) || Nazar takımı, nazara karşı etkili olduğuna inanılan maddelerle yapılan nazarlık. (Bk. ansikl. böl.) || Nazara uğramak, nazar değmek. || Nazarı değmek, birisine aşırı ilgili ya da kötü niyetli bakışlar yönelterek bir zarara uğramasına ya da kötü duruma düşmesine neden olmak.

—Tasav. insanı Tanrı gerçeğine ulaştıran yollardan biri; içebakış. (Bk. ansikl. böl.) || Nazar berkadem, nakşibendilikte tarikata yeni giren kimsenin (salik) kalbini başka şeylere yöneltmemek için çevresine bakmaması. || Nazar-ı hakkani, hamzevilikte mürşidin bakışıyla talibin aşk ve cezbeye uğraması (kendinden geçmesi).

—ANSİKL. Folk. Nazar Anadolu’da oldukça yaygın bir inanıştır. Özellikle açık mavi gözlü ve keskin bakışlı kişilerde nazar gücünün fazla olduğu düşünülür. Kıskançlık duygusu da nazarın başlıca nedenlerinden biri olarak kabul edilir. Nazarın en çok, güçsüzlükleri nedeniyle çocukları; kıskançlık duygularını kamçılaması nedeniyle güzel, hünerli, şanslı ve mutlu kişileri etkilediği yaygın bir inanıştır. Nazar olumsuz duygulardan kaynaklanabileceği gibi, aşırı sevgi ve hayranlık duygularının etkisiyle de ortaya çıkabilir.

Nazar değmek. Belli bir nedeni olmadan hastalanan çocuğa, birden zarara uğrayan hayvan ya da mala, ansızın kırı- lıveren eşyaya nazar değdiğine inanılır Aile içindeki düzen, iki dost arasındaki sevgi bağı, başarıyla yürütülen bir iş nazar değmesi sonucu kötü yönde etkilenebilir. Ana babanın, ya da yakınlarının aşırı sevgisi ve ilgisi çocuğa nazar değmesine neden olabilir. İnanışa göre, kimi zaman kötü, kimi zaman da iyi ama aşırı duygular, göz yoluyla bakılan kişiyi etkiler ve zarara uğramasına neden olur. Bunı/önlemek için çok çeşitli uygulamalara başvurulur. Nazardan korunmada akla gelen ilk çare, nazar değmesi olasılığı olan kişiyi gözlerden uzak tutmaktır. Nitekim Anadolu’ nun birçok yöresinde sağlıklı ve güzel çocuklar kırkı çıkıncaya değin, hatta çıktıktan sonra da nazar değebilecek kişilere gösterilmez.
Çocukların yakınları, sevgi ve hayranlık duygularının nazar değmesine neden olacağı düşüncesiyle çocuğu severken maskara, çirkin, sümüklü vb. kötüleyici sözleri yeğlerler. Arada bir mutlaka "maşallah" demek ve ardından “tü tü" diyerek tükürme taklidi yapmak yaygın bir uygulamadır. Böylece kötü gözlerin etkisini ürkütüp kaçırmak amacı güdülür. "Elem tere keyfe fiş, kem gözlere şiş" türünden tehditli sözler söylemenin de zararları önleyeceği düşünülür.
Nazar değmesine karşı kullanılan en yaygın uygulama nazarlıktır. (NAZARLIK.)
Nazar değmesi sonucu hastalanan, zayıflayan kişiyi okutmak da yaygın geleneklerdendir. Aynı ölçüde yaygın bir başka uygulama, tütsü ya da kurşun dökme’dir. Özellikle üzerlik yakma, nazara karşı çok sık başvurulan bir uygulamadır. Üzerlik tohumları ateşe atılır, nazar değmiş ya da nazardan korunması istenen kişiyi bunun dumanı koklatılır. Bu sırada bazı tekerlemelerin okunduğu da olur. Nazarı önlemek için muska yazdırmak da yaygın uygulamalardandır.

Nazar takımı, nazar takımının başta gelen parçası nazar boncuğudur. Altın maşallah, kurt dişi, kaplumbağa yavrusu kabuğu, çörekotu, ufak bir şap parçası, çitlembik ağacı kabuğu, yeşil kahve tanesi, deniz hayvanlarının kabuklan, nal, bir diş sarmısak vb. çok değişik malzemeyle hazırlanan nazar takımı, boncuk ve maşallah dışarıda kalacak biçimde bir mahfazaya ya da küçük bir torbaya konup bir birine iliştirilir. Omuza asılarak ya da vücudun belden yukarı bir kısmında dışarıdan görünecek biçimde taşınır.

—Tasav. Nazar birçok tarikatta Tanrı gerçeğine ulaşmanın temel yoludur. Bu açıdan nazara (bakışa) büyük önem verirler Tarikata yeni giren (salik), şeyhin nazarını bekler. Tarikata ya da şeyhe kapılananın onu görür görmez etkisine kapılmşsı şeyhin nazarının gücünü gösterir: "bir bakışta şeyh onu kul (ya da mürit) etti” denir Ayrıca tasavvufi inançlara göre Tanrı, insanın yüzünde tecelli ettiğinden insanın insana bakışı Tanrı'nın kendi kendini görüşüdür. Bu açıdan da “nazar" tarikat tarafından kutsal sayılır.

Kaynak: Büyük Larousse