Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
3 Ocak 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MAGMA a. (lat. magma, artık; yun. magma, yoğrulmuş hamur). Yerbil. Değişen orantılarda sıvı ve kristallerden oluşan malzeme. (Buna, yüksek basınç altında, sıvı içinde çözelti halinde bulunan ve basınç düştüğünde açığa çıkan akışkanlar da eklenir.) [Bk. ansikl böl.] || Magma akışı ya da akışı, bir magmanın yüzeyde yayılması. || Magma çökelimi, bir magma içinde kristallerin oluşup çökelmesi. || Magma farklılaşması, sıvıların bölümsel kristalleşmeyle evrimi. || Magma haznesi, bir magmanın biriktiği yer. || Magma kayacı, bir magmanın kristalleşmesiyle oluşan kayaç. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. Lav akıntıları ya da yanardağ çıkartıları magma akışıyla oluşur. Yüzeyde katılaşma sonucu magmalar volkanik kayaçları meydana getirir ve sıvı bölümü çoğu kez cam halinde donar. Derinde katılaşma sonucu, tümüyle kristalleşmiş plütonik kayaçlar oluşur Magmalar, çeşitli koşullarda, değişik bileşimdeki gereçlerin erimesinden meydana gelir. Erimesinin başlangıcındaki fiziksel koşullar bir kayacın katılaşma eğrisini, bütün erime sürecindeki koşullar da kayacın sıvılaşma eğrisini belirler. Kaynak kayacın katılaşma eğrisinin geometrisine göre bir magma, kuru bir ortamda, sıcaklığın artması ya da basıncın düşmesiyle oluşabilir; su varsa, sıcaklığın ya da basıncın artmasıyla meydana gelir.
Üst mantodaki peridotitlerin kuru ortamda, sıcakta erimesiyle, 1 100 °C'tan yüksek sıcaklıklarda çıkan bazalt magmaları oluşur. Derinde görülen bölümsel kristalleşme süreciyle bu magmalar, bir yandan birikintileri (diğer ara minerallerle çimentolanmış özbiçimli yoğun kristallerden oluşan taneli kayaçlar), bir yandan da, silis, alümin ve alkaliler bakımından zengin olan ve magma farklılaşımından doğan kayaçları verir. Bu ultrabazik ya da bazik magmalar okyanusortası sırtlarda ve daha genel olarak, Yer kabuğu levhalarının ıraksadıkları ya da kırıklarla ayrıldıkları yerlerde ortaya çıkar.
Peridotitlerin suyun bulunduğu bir ortamda erimesi, daha silisli, andezit bileşiminde ve öncekiler gibi bölümsel kristalleşmeyle gelişen magmaların oluşmasına neden olur. Bu magmalar levhaların yakınsama bölgelerinde, ada yaylarında ve hareketli kıta kenarlarında görülür. Büyük Okyanus'un kenarlarında bu durum, adı geçen okyanusu bir “ateş çemberi” ile kuşatan kuvvetli magma etkinliğine de neden olur. Bu tür magmaların oluşumunda dalma-batma yüzeyinin üstünde bulunan levhanın peridotitlerinden başka, taşıdığı çökellerle suyun vektörlüğünü yapan okyanus kabuğu başta olmak üzere dalma-batma halindeki levhanın öğeleri
de etkili olur. Suyun varlığı, erime sıcaklı ğını önemli ölçüde düşürür. Çarpışmalaı sırasında büyük ölçüde kabukiçi dilimlenmelere uğrayan ya da daha derin kökenf sokulumlarla ısınan: kıtasal kabuk gereçleri, erime artıklarının köken kayacın erimemiş parçalarının birlikte görüldüğü magmaları, yani magmatitleri oluşturur.
Magmaların yoğunluğu, bulundukları ortamın yoğunluğundan daha az olduğu için, bunların yükselmesine yol açar. Bir yandan soğumaya ve basınç düşmesine, öte yandan bölümsel kristalleşmeye bağlı olarak çok önemli bir evrimin gerçekleştiği bu ağır tempolu olay, magmanın geçtiği jeolojik yapının mekanik özelliğiyle magmanın kendi özelliğine göre gelişir. Elemen hemen oluştukları yerde kristalleşen, yani yüzeye çıkmamış kimi magmalara otokton ve buna karşıt olarak, çok derinde oluştuktan sonra yüzeydeki katlara ulaşmış magmalara allokton denir.

Magma kayacı. Magma kayaçları çeşitli ölçütlere göre birbirinden ayrılır; en yaygın kullanılan ölçütler şunlardır: yerleşme derinliği (plütonik kayaç [derinde] ve volkanik kayaç [yüzeyde]); kristalleşme türü (mikrotaneli kayaç taneli kayaç, porfirik kayaç, afirik kayaç [fenokristalsiz], hiyalin [ya da camsı] kayaç, aplitik kayaç, pegmatitik kayaç vb.); bu kayaçları oluşturan çeşitli kristal evrelerinin orantısı; bunların kimyasal bileşimi.
Çeşitli plütonik ve volkanik kayaçlar kimyasal ve mineralojik ölçütlere göre birbirinden ayrılır Kimyasal sınıflandırmalarda, kayacın katyon orantılarından ve değişmez bileşimdeki mineral orantılarından yola çıkılarak elde edilen bir gizil mineral bileşimi göz önüne alınır; sözkonıısu minerallerden başlıcaları şunlardır: kuvars, alkali feldispat (ortoz ve albit), plajioklaz, feldispatımsılar (nefelin, leusit ve kaliofilit), olivin, diopsit, hipersten, aegirit, korindon, manyetit, hematit, vvollastonit ve larnit. Kullanılan ilk ölçüt, kuvars ve feldispatımsı oranıdır ve bu, kayacın silis bakımından aşırıdoyma ya da altdoyma derecesini gösterir; İkincisiyse alkali feldispat/plajioklaz oranıdır ve bu da, kayaçta bulunan kalsiyum ve alümin orantılarını ortaya koyar. Ana mineraller yardımıyla (kuvars, feldis-patımslar, alkali feldispatlar ve plajioklazlar) biri silise aşırıdoymuş kayaçları, diğeri de altdoymuş kayaçları belirten iki üçgenli bir gösterim benimsenmiştir. Bu üçgenlerin ortak tabanına (AP,A alkali feldis- patları, P de plajioklazları gösterir) koşut doğrulardan her biri, belli kuvars (P kutbu ve üstteki üçgen) ya da feldispatımsı (F kutbu ve alttaki üçgen) orantılarını gösterir. Q ve F tepelerinden çıkan doğrular alkali feldispat/plajioklaz oranlarını belirtir. A. Streckeisen'in önerdiği bu sınıflama (1976) bütün dünyada benimsenmiştir. Kuşkusuz bu sınıflama yalnızca, içerdiği ana mineraller, anlamlı olabilecek kadar büyük bir orantıda olan kayaçları kapsar ve minerallerin gösterim sınırı °/o 10’dur, yani gösterim °/o 90’dan az mafik mineral içeren kayaçlarda (M<90) kullanılabilir. Ana mineraller bakımından fakir kayaçlarda, mafititlerde (M >90) de üçgen sınıflamadan yararlanılır; ancak burada kutuplar, kayaçta en bol bulunan mineralleri gösterir (olivin-ortopiroksen-klinopiroksen, o'livin-piroksen-hornblent, plajioklaz -piroksen-olivin, plajioklaz-piroksen -hornblent). Plütonik bir kayacın normlu bileşimi, onun modüllü (gerçek) bileşimine çok yakındır ve bu durumda bu sınıflama hem mineralojik, hem de kimyasaldır. Aynı oluşum sürecinin ürünü olan petrografik bileşimler farklı dizilere bağlıdır ve plütonik magma dizileri bu sınıflamada gösterilebilir.

Kaynak: Büyük Larousse