Arama

Mezhep Nedir? - Tek Mesaj #2

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
15 Ocak 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MEZHEP a. (ar. mezheb).
1. Bir din içinde anlayış ayrılıklarından ortaya çıkan kollardan her biri. (Bk. ansikl. böl.)
2. Esk. Din.
3. Esk. Gidilen, tutulan yol, tarik.
4. Anlayış, görüş.
5. Mezhebi geniş, namus konusunda aşırı titizlik göstermeyen, yakını olan kadınların hafifliklerini doğal sayıp hoşgörüyle karşılayan kimse için söylenir. || Mezhebi meşrebine uymamak, sözü ile eylemi, davranışlarıyla düşünceleri birbirine ters düşmek.

—Esk. fels. Öğreti, çığır.

—ANSİKL. İslam dünyasında siyasal ve dinsel mezheplerin doğmasına yol açan nedenler şöyle sıralanır:
1. ırkçılık, Kuran, insanlar arasında Tanrı saygısı (takva) dışında bir üstünlük tanımadığı, Hz. Muhammet de "Irkçılık davası güdenler bizden değildir” dediği halde, özellikle halife Osman döneminin (644-656) sonlarına doğru, Kureyş kabilesinin iki kolu olan Emeviler ile Haşimiler arasında müslümanlıktan önce de var olan kabilecilik çekişmeleri ve buna bağlı siyasal anlaşmazlıklar yeniden ortaya çıktı. Haricilik mezhebi ile daha sonra, çoğunlukla İran kökenli müslümanlar tarafından yürütülen çeşitli dinsel ve siyasal mezheplerin doğuşunda da ırkçılığın etkisi büyük oldu;
2. halifelik sorunu, Hz. Muhammet'in ölümünden (632) hemen sonra, müslüman- ları yönetmeye kimin ve hangi kesimin yetkili ve hak sahibi olduğu tartışması önemli sorunlara yol açtı. Bu temel sorun, müslümanların bütününe yakınının Sünnilik ve şiilik adlarıyla iki ana mezhebe ayrılmalarının başlıca nedeni oldu;
3. eski inançlar, müslümanların eski büyük dinlere komşu olmaları, onlardan bir bölümünün, müslüman olsalar bile eski inanç ve geleneklerinden bazılarını yaşatma eğilimleri, felsefenin İslam dünyasına girmesi ve buna bağlı olarak insanın güç, akıl ve iradesinin sınırı, sorumluluğu, Tanrı karşısındaki durumu, Kuran ayetlerinin yorumlanması gibi nedenler de İslam dünyasının itikat alanında değişik görüşlerin ortaya çıkmasına ve mezheplerin doğmasına yol açtı.

Müslümanlıktaki yönetim ve uygulamayı tanımayan, başta halifelik ya da imamlık (devlet başkanlığı) olmak üzere birçok konuda özel dinsel ve siyasal görüşler geliştirerek bir mezhep kimliği kazanan ilk hareket, şiilik oldu. Daha ilk halife Ebubekir’in seçimi sırasında temelleri atılan bu hareket, özellikle Emeviler döneminde halife Ali’nin evladına karşı girişilen siyasal baskı ve haksızlıkların da etkisiyle hızla gelişerek kökleşti. Ancak, bunlar da kendi içlerinde birçok kollara ayrıldılar. (ŞİİLİK) Halife Ali ile Muaviye arasındaki Sıffin savaşı'ndan (26 temmuz 657) sonra başvurulan hakemlik yöntemini benimsemeyen Ali yandaşları, bu tarihten sonra her iki tarafa da karşı çıkarak yeni bir mezhep oluşturdular. (HARİCİLİK)
Yalnızca inanç ve düşünce konularındaki bazı görüş ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan ilk itikadı mezhep, mutezile oldu. Mutezile görüşlerini benimsemeyen ve müslümanların çoğunluğunu oluşturan ilk sünnilere selefiye denildi. Daha sonra bu mezhep eşarilik ve matüridilik adlarıyla birbirlerine yakın iki mezhebe ayrıldı. Bu üç mezhep (selefiye, eşarilik ve matüridilik) önde gelenleri kendilerini ehli sünnet; şiilik, haricilik, cebriye ve mutezile ile bunların kolları ehli bidat diye adlandırdılar.
Dinin uygulama (ibadet ve hukuk) yönünü kapsayan fıkıh mezhepleri arasında şianın zeydiye ve imamiye kollarıyla hariciye ehli sünnet dışı sayılırken Şafiilik, hanefilik, malikilik ve hanbelilik mezhepleri, ehli sünnet fıkıh mezheplerini oluştururlar. Bu dört mezhebin daha iyice yerleşmediği ilk dönemlerde Davut bin Ali, ibni Ebi Leyla, Evzai, Süfyünı Sevri, ibni Şübrüme gibi fıkıh ve hadis bilginlerine bağlanan birçok mezhep ortaya çıktı. Ancak, bunlardan yalnızca Davut bin Ali'ye (öl. 833) bağlanan zahiriye mezhebi XI. yy. da endülüslü ünlü ve çok yönlü bilgin ibni Hazm'in katkısıyla uzun süre yaşayabildi, öteki mezhepler ise dört büyük mezhep içinde eridiler. Günümüzde İslam dünyasında gerek itikat gerekse fıkıh alanlarında ehli sünnet çizgisindeki mezhepler çoğunluktadır.

Kaynak: Büyük Larousse