Arama

Mezhep Nedir?

Güncelleme: 15 Ocak 2016 Gösterim: 1.847 Cevap: 1
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
26 Nisan 2013       Mesaj #1
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Mezhep Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar
Kelime olarak takip edilen yol, görüş, manalara gelir.

Din açısından ise, müctehid sıfatını kazanmış bir islam aliminin kapalı veya kesin olmayan (zanni) ayet ve hadisleri islamın temel prensiblerine zıt gelmeyecek şekide yorumlayarak çözüm getirmesine denir.



Mezhebler önce 2'ye ayrılır:
1 - Fıkhî mezhebler,
2 - İtikâdî mezhebler...

Fıkhî Mezhebler Kaça Ayrılır?

4'e ayrılır:
1 - Hanefî mezhebi,
2 - Mâlikî mezhebi,
3 - Şâfiî mezhebi,
4 - Hanbelî mezhebi.

Bu 4 mezhebin, hepsi de haktır, doğrudur. Şimdi bunları sırası ile görelim:
1.Hanefî Mezhebi:

Hanefî mezhebinin kurucusu İmam-ı A'zam Hazretleridir.
İmam-ı A'zam, en büyük imam demektir. Asıl adı Nu'man olan İmam-ı A'zam'ın, künyesi Ebû Hanife'dir. Hicretin 80'inci yılında Kûfe'de doğmuş, Hicrî 150'de Bağdat'ta vefat etmiştir.
Hanefî mezhebi, önce Irak'ta doğmuş, oradan doğuya ve batıya yayılmıştır. Abbasîler devrinde hâkimlerin çoğu Hanefî idi. Anadolu ve Balkanlardaki Türkler arasında, Hanefî mezhebi yaygındır.

2.Mâlikî Mezhebi:

Kurucusu İmam Mâlik bin Enes Hazretleridir. Hicrî 93 tarihinde Medine'de doğmuş, H. 179'da yine Medine'de vefat etmiştir.
Mâlikî mezhebi, önce Hicaz halkı tarafından benimsenmiş ve hacca gelenler vasıtasıyla Kuzey Afrika'ya ve o zaman Endülüs denen İspanya'ya yayılmıştır.

3.Şâfiî Mezhebi:

Kurucusu İmam-ı Şâfiî Hazretleridir. İmam-ı Şâfiî'nin asıl ismi Muhammed'dir. H. 150 tarihinde Gazze'de doğmuş, 204 tarihinde Mısır'da vefat etmiştir. Hâşimoğulları soyundan gelmektedir.
Şâfiî mezhebi önce Mısır'da yayılmış, sonra kısmen Suriye, Yemen, Irak ve Horasan taraflarına geçmiştir. Bugün Mısır'ın çoğunluğu Şâfiîdir. Anadolu'nun güney taraflarında, Suriye ve Irak'ta da Şâfiî mezhebinde olanlar mevcuttur.

4.Hanbelî Mezhebi:

Kurucusu Ahmed bin Hanbel Hazretleridir. H. 164 tarihinde Bağdat'ta doğmuş, 241 tarihinde yine orada vefat etmiştir.
Hanbelî mezhebi daha çok Necid taraflarında tutulmuştur. Hâlen Necid'de Hanbelî mezhebi hâkimdir.

İtikadî Mezhebler Kaça Ayrılır?

İtikad hususunda başlıca iki mezheb vardır:
1. Ehl-i Sünnet mezhebi, 2. Ehl-i Bid'a mezhebi. 3. Ehl-i Dalalet mezhebi.

1.Ehl-i Sünnet Mezhebi:

Hz. Peygamberin yolundan gidenler, o yoldan hiç sapmayanlar demektir.
Ehl-i Sünnetin dayanağı Kitab ve Sünnettir. Kitab ve Sünnette ne buyurulmuşsa, Ehl-i Sünnet öyle inanır, öyle hareket ederler.
Ehl-i Sünnet de, Matüridiyye ve Eş'ariyye olmak üzere ikiye ayrılır.

--Mâtüridiyye Mezhebi:

Kurucusu Ebu Mansur Muhammed Hazretleri'dir. Semerkand köylerinden Mâtürid'de doğmuştur. H. 333'te vefat etmiştir.
Genellikle Hanefîler, Mâtüridî mezhebindedirler.

--Eş'ariyye Mezhebi:

Kurucusu Ebu'l-Hasan Eş'arî Hazretleridir. Asıl adı Ali'dir. H. 200 tarihinde Basra'da doğmuş, 324'de Bağdat'da vefat etmiştir.
Mâlikîler ve Şâfiîler, itikadda Eş'arî mezhebini benimsemişlerdir. Hanbelîler, fıkıh gibi îtikadda da İmam Ahmed bin Hanbel'e bağlıdırlar. Ayrı bir îtikadî mezhebleri yoktur.
Eş'arî ile Mâtüridî mezhebleri arasında, bâzı küçük görüş ayrılıkları dışında, büyük bir farklılık yoktur. İkisinin de temel görüşleri aynıdır ve Sünnete uygundur.

2.Ehl-i Bid'a:

Hazret-i Peygamberin(s.a.s) getirdiği hükümleri ve Kur'an'ın emirlerini kendi arzularına göre yorumlayan, az veya çok Sünnet yolundan sapan, bid'ata giren kimselerdir.
Bid'at, Hz. Peygamber ve Sahâbe devrinde bulunmadığı halde, sonradan ortaya atılan ve dînin esaslarına zıd düşen, her türlü söz, düşünce ve işe denir.
Ehl-i bid'ayı Peygamberimiz şiddetle kınamışlardır:
"Sözlerin en hayırlısı Allah'ın Kitabı; yolların en hayırlısı da Muhammed'in (sav) yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlardır. Ve her sonradan uydurulan şey (bid'at) de delâlettir, sapıklıktır."
İnançla ilgili olan bid'atlar, îtikadî bid'atlardır. Bunlar, îtikadî hususlarda Hz. Peygamberden sağlam bir şekilde nakledilen esaslara zıd düşen inançlardır.
Mu'tezile, Cebriye gibi bâzı fırkaların inançları, bu kısma girer.
İş ve amelle ilgili bid'atlere ise, amelî bid'at denir. Bazı şiîlerin, çıplak ayağa meshetmeleri gibi... Sünnet olan mesh ise, mestler üzerine meshetmektir.
Dînin îtikadî ve amelî esaslarını doğrudan doğruya ilgilendirmeyen veya bu esaslara bir zıdlık ve aykırılık taşımayan yenilikler, sonradan ortaya çıkma şeyler, bid'attan sayılmazlar.(İmam-ı ŞAfii şöyle demiştir; Şeriatta aslı bulunan herşey Selef(sahabe ve tabin) onu yapmasa bile bid'at değildir)

Bid'atı ikiye ayırarak tasnif eden âlimler de vardır:

1. Bid'at-i hasene: İyi ve güzel bid'at, İslâmî esaslara zıd düşmeyen, yeni âdet ve fiiller... Meselâ, namazdan sonra tesbih kullanmak gibi.
2. Bid'at-ı seyyie: Kötü ve İslâm'a aykırı bid'at... Evliya türbelerine mum dikmek, mezarlıklardan medet ummak, vb. gibi şeyler.

İtikadî bir mezheb olarak ehl-i bid'a ayrıca kendi arasında birçok kollara ayrılır ki, başlıcaları şunlardır:
1. Cebriye, (Temel Olarak KAderdeki görüşlerinden dolayı hak mezheplerden ayrıdırlar... Kurucusuna göre; İnsanda cüz'i irade yoktur, seçme şansı verilmemiştir)
2. Mu'tezile, (Aklı vahiyten daha üstün tutar... Örneğin; Şeriatta Nas olan birşey bilimsel kurallara uymuyorsa tevil edilir ve akla uygun hale getirilir)
3. Mürcie, (İnsanın yalnızca kelime-i tevhid inancı ile Allah-u tealanın hiçbiri emrini yerini getirmese de ehli necattır(kurtulmuş) diye savunurlar, istedikleri kadar da günah işleyebilirler... Hatta bunlara göre munafıklar; "La ilahe illallah Muhammeden resulullah" (kavlen) dedikleri için aslında cennete gireceklerdir)
4. Haricîlik, (Yalnızca kurandan hüküm çıkarma metodu... Sünneti şer'i nas olarak kullanmazlar, bu yüzden sıffin savaşında Hz. Ayşe validemizin ve Aşere-i mübeşşere (cennet ile müjdelenen 10 sahabe) den ikisi olan Hz. Ebu Talha bin Ubeydullah ve Zübeyr Bin Avvam'ın; Hakem olayında da Hz. Ali ve Hz. Muaviye'nin kafir olduklarına hüküm vermişlerdir)
5. Şîa, (Genel itibariyle 4 Büyük Halifeden Hz. Ali dışındakileride sevmeyen ve tanımayanlardır ve kuranı kerimin bazı ayetlerinde (haşa) eksiklik olduğunu iddia ederler)
6. Vehhâbîlik. (İngilizlerin ümmeti parçalamak için ortaya çıkardığı siyasi menşeli bir harekettir...Günümüzde SELEFİ'lik adı altında başka bir kola ayrılmışlardır...)
Ehl-i bid'anın bu temel mezheblerinin her biri de, kendi arasında pek çok fırkalara, gruplara ayrılırlar.

3. Ehl-i Dalalet mezhebi.

Bahailik Örnek verilebilir... Ve Şia'nın bazı kolları ile birlikte Durzilik...
Bunların Allah'a, Peygamber'e ve Ahirete İman konusunda Sapkınlığa düşmüşlerdir...
Mesela Bahailer kurucularının ilah olduğunu iddia eder, namazlarını onun öldüğü eve doğru kılarlar.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
15 Ocak 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MEZHEP a. (ar. mezheb).
1. Bir din içinde anlayış ayrılıklarından ortaya çıkan kollardan her biri. (Bk. ansikl. böl.)
Sponsorlu Bağlantılar
2. Esk. Din.
3. Esk. Gidilen, tutulan yol, tarik.
4. Anlayış, görüş.
5. Mezhebi geniş, namus konusunda aşırı titizlik göstermeyen, yakını olan kadınların hafifliklerini doğal sayıp hoşgörüyle karşılayan kimse için söylenir. || Mezhebi meşrebine uymamak, sözü ile eylemi, davranışlarıyla düşünceleri birbirine ters düşmek.

—Esk. fels. Öğreti, çığır.

—ANSİKL. İslam dünyasında siyasal ve dinsel mezheplerin doğmasına yol açan nedenler şöyle sıralanır:
1. ırkçılık, Kuran, insanlar arasında Tanrı saygısı (takva) dışında bir üstünlük tanımadığı, Hz. Muhammet de "Irkçılık davası güdenler bizden değildir” dediği halde, özellikle halife Osman döneminin (644-656) sonlarına doğru, Kureyş kabilesinin iki kolu olan Emeviler ile Haşimiler arasında müslümanlıktan önce de var olan kabilecilik çekişmeleri ve buna bağlı siyasal anlaşmazlıklar yeniden ortaya çıktı. Haricilik mezhebi ile daha sonra, çoğunlukla İran kökenli müslümanlar tarafından yürütülen çeşitli dinsel ve siyasal mezheplerin doğuşunda da ırkçılığın etkisi büyük oldu;
2. halifelik sorunu, Hz. Muhammet'in ölümünden (632) hemen sonra, müslüman- ları yönetmeye kimin ve hangi kesimin yetkili ve hak sahibi olduğu tartışması önemli sorunlara yol açtı. Bu temel sorun, müslümanların bütününe yakınının Sünnilik ve şiilik adlarıyla iki ana mezhebe ayrılmalarının başlıca nedeni oldu;
3. eski inançlar, müslümanların eski büyük dinlere komşu olmaları, onlardan bir bölümünün, müslüman olsalar bile eski inanç ve geleneklerinden bazılarını yaşatma eğilimleri, felsefenin İslam dünyasına girmesi ve buna bağlı olarak insanın güç, akıl ve iradesinin sınırı, sorumluluğu, Tanrı karşısındaki durumu, Kuran ayetlerinin yorumlanması gibi nedenler de İslam dünyasının itikat alanında değişik görüşlerin ortaya çıkmasına ve mezheplerin doğmasına yol açtı.

Müslümanlıktaki yönetim ve uygulamayı tanımayan, başta halifelik ya da imamlık (devlet başkanlığı) olmak üzere birçok konuda özel dinsel ve siyasal görüşler geliştirerek bir mezhep kimliği kazanan ilk hareket, şiilik oldu. Daha ilk halife Ebubekir’in seçimi sırasında temelleri atılan bu hareket, özellikle Emeviler döneminde halife Ali’nin evladına karşı girişilen siyasal baskı ve haksızlıkların da etkisiyle hızla gelişerek kökleşti. Ancak, bunlar da kendi içlerinde birçok kollara ayrıldılar. (ŞİİLİK) Halife Ali ile Muaviye arasındaki Sıffin savaşı'ndan (26 temmuz 657) sonra başvurulan hakemlik yöntemini benimsemeyen Ali yandaşları, bu tarihten sonra her iki tarafa da karşı çıkarak yeni bir mezhep oluşturdular. (HARİCİLİK)
Yalnızca inanç ve düşünce konularındaki bazı görüş ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan ilk itikadı mezhep, mutezile oldu. Mutezile görüşlerini benimsemeyen ve müslümanların çoğunluğunu oluşturan ilk sünnilere selefiye denildi. Daha sonra bu mezhep eşarilik ve matüridilik adlarıyla birbirlerine yakın iki mezhebe ayrıldı. Bu üç mezhep (selefiye, eşarilik ve matüridilik) önde gelenleri kendilerini ehli sünnet; şiilik, haricilik, cebriye ve mutezile ile bunların kolları ehli bidat diye adlandırdılar.
Dinin uygulama (ibadet ve hukuk) yönünü kapsayan fıkıh mezhepleri arasında şianın zeydiye ve imamiye kollarıyla hariciye ehli sünnet dışı sayılırken Şafiilik, hanefilik, malikilik ve hanbelilik mezhepleri, ehli sünnet fıkıh mezheplerini oluştururlar. Bu dört mezhebin daha iyice yerleşmediği ilk dönemlerde Davut bin Ali, ibni Ebi Leyla, Evzai, Süfyünı Sevri, ibni Şübrüme gibi fıkıh ve hadis bilginlerine bağlanan birçok mezhep ortaya çıktı. Ancak, bunlardan yalnızca Davut bin Ali'ye (öl. 833) bağlanan zahiriye mezhebi XI. yy. da endülüslü ünlü ve çok yönlü bilgin ibni Hazm'in katkısıyla uzun süre yaşayabildi, öteki mezhepler ise dört büyük mezhep içinde eridiler. Günümüzde İslam dünyasında gerek itikat gerekse fıkıh alanlarında ehli sünnet çizgisindeki mezhepler çoğunluktadır.

Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

22 Haziran 2012 / taner caldag Soru-Cevap
27 Nisan 2010 / recepkaymak Soru-Cevap