Arama

Labirent Nedir? - Tek Mesaj #3

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
2 Şubat 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
LABİRENT, -ti (fr. labyrirıthe; lat. laby- rinthus; yun. labyrinthos'tan).
1. Çıkış yolu çok zor bulunabilecek biçimde düzenlenmiş birçok odadan meydana gelen geniş yapı. (Bk. ansikl. böl. Arkeol.)
2. içinden çıkılamayacak kadar karmaşık, çözümlenmesi çok güç durum, sorun.

—Anat. içkulağı oluşturan bölümlerin tümü (koklea [işitme organı], dalız ve yarım daire kanalları [denge organları]). [Bk. ansikl. böl/Karş. anat.] || Kemik labirent, kulak davulunun içinde, şakak kemiğinin kaya parçasındaki oyuk boşlukların tümü. Tıkız kemikten bir kabukla sınırlıdır, içinde zar labirent yer alır. Zar labirent ile kemik labirent birbirinden perilenf denen bir sıvıyla ayrılır. || Zar labirent, içkulakta kemik labirent içinde yer alan duyu organlarının (işitme ve denge) tümü. (Zar labirent, duyu1 hücrelerini taşıyan bağdokusu -epitelyum çeperli boşluklardan oluşur, içi endolenf denen bir sıvıyla doludur.)

—Mim. Döşeme kaplamaları ya da mozaikle uygulanan, ya da bir bahçede bitkilerle oluşturulan, çoğunlukla girit labirentinden esinlenilerek merkezi planlı yapılan, meanderlerden oluşmuş bölmeli motif. (Bk. ansikl. böl.) || Bir döşeme kaplamasında, birbiriyle kesişen ve tamamlanmamış kareler oluşturan bezeme çizgileri.

—Nörol. Labirent sendromu - DALIZ SENDROMU.

—Oy. Çok yollu bir plan üzerinde, başlangıç ve bitiş noktalarını birbirine bağlayan yolu bulmaya dayanan oyun. .

—Ruhbil. Hayvanların (genellikle farelerin) öğrenme ve eğitilme yeteneklerini incelemekte kullanılan, bir sıra geçit ve çıkmazlardan oluşan küçük boyutlu cihaz. (En basit ve en çok kullanılan labirent T biçiminde olanıdır.)

—ANSİKL. Arkeol. Mitolojiye göre labirent, Minotauros'un sarayıydı; Ariadne ile Theseus burada karşılaşmışlardı. Bu efsane Minos krallarının saraylarını, hatta dinsel mağaraları akla getirir. Sözcüğün kökeni büyük olasılıkla Mykenai dilinden gelir; bir Knossos tabletinde "labirentin sahibesi” sözcüklerinin yazılı olduğu sanılmaktadır, ikiyüzlü baltanın Lydia'daki adı olduğu sanılan labrys sözcüğüyle ve ikiyüzlü battalı bir tanrının tapınağının bulunduğu Karia’daki Labranda kentinin adıyla koşutluk kurulmuştur.
Eski Yunanlılar, Amenemhat lll’ün el -Fayyuırf'daki piramidinin yanında bulunan mezar kompleksine, labirent adını vermişlerdi. Herodotos'un yazdığına göre, çok sayıda odadan oluşan bu yapı, Roma döneminden başlayarak taşocağı olarak kullanıldığından bugün harabe durumundadır.

—Mim. Yapımcı ve heykelci bir kahraman sayılan Daidalos’un Labyrinthos'tan kaçışını anlatan efsane, Roma imparatorluğu’nda birçok labirent figürü yapılmasına yol açmıştır. Ortaçağ’da ustaların yeniden ele aldıkları ve çeşitli kiliselerin döşeme kaplamalarında yer verdikleri bu motif, Kutsal Topraklar’a yapılan hac ziyaretiyle özdeşleştirilmiştir: inananlar bu meanderleri diz çökerek izler, böylece suçlarının bağışlandığına inanırlardı. Aynı gelenek doğrultusunda, Ortaçağ ve Rönesans bahçelerinde merkezi labirentler yapılmıştır. Buna karşılık Le Nötre’un Versailles'da yaptığı ve sonraları yıkılan labirent, heykellerle bezenmiş dolambaçlı yollarıyla ilk efsaneden uzaklaşmıştır.

Kaynak: Büyük Larousse