yanaşmak
(-e durum ekiyle kullanılan fiil)
1 . Bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek:
"Usulca avluya indim, rafa doğru yanaştım."- F. R. Atay.
2 . (vapur, kayık vb.) Kıyıya varmak:
"Günün birinde kocaman bir motor Santa Maria'ya yanaştı, içinden çıkan bir subay muhafızlarla uzun uzun görüştü."- R. H. Karay.
3 . mecaz Karışmak, ilgilenmek, istek göstermek:
"Ali Mehmet Bey, cihetlere yanaşacak kimselerden değildir."- S. M. Alus.
4 . mecaz İlişki kurmak:
"Vahşî ve utangaç olduğu için pek yanaşmaz."- R. N. Güntekin.