KAMET, -ti a. (ar. kamet). Esk.
1. Boy, endam.
2. Farz namazından önce okunan özel dinsel sözler. (Beş vakit namaz ile cuma namazının farzlarından önce okunur. Sözleri ezan sözlerinin aynıdır. Ezandan farklı olarak "hayyaalelfelah" denildikten sonra iki kez "kad kametisallah'' [namaz başlamıştır] denilir)
3. Bir insan boyu ya da bir kulaç uzunluğundaki ölçü birimi; altı ayak.
4. Kamet getirmek, kamet sözlerini okumak. (Bk. ansikl. böl.)
5.
- Kamet vermek, gürültü etmek.
- Kamete kalkmak, gürültü çıkarmak.
- Kameti artırmak, azdırmak ya da uzatmak, ortalığı velveleye vermek.
- Kamât-i bâlâ, uzun ve düzgün boy.
- Kamet-i dil-cû, gönül çeken, hoşa giden boy.
- Kamet-i ömür, ömür boyu; yaşam süresi.
- Kamet-i şimşad, boyu şimşir ağacı gibi güzel ve düzgün olan.
—ANSİKL. Kamet getirmek sünnettir Bu nedenle, bilerek ya da bilmeyerek kamet getirmemek namazı bozmaz. Tek başına kılınan namazlarda kamet sessiz okunur. Toplu (cemaatle) kılınan namazlarda müezzin sesli kamet getirir; ötekiler dinlerler Kamet sırasında kıbleye dönülerek ayakta durulur Müezzin, kamet sözlerini ezan gibi uzatmayıp kısa okur Kametin bitiminden sonra ara vermeden ve konuşmadan namaza başlanır.
Kaynak: Büyük Larousse