Arama

Oyun Nedir? - Tek Mesaj #6

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Nisan 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  teatr.jpg
Gösterim: 785
Boyut:  28.6 KB

—Tiyat. Oyun ağası, Anadolu'da köy seyirlik oyunlarının düzenlenmesinden sorumlu kişi. (Oyun babası da denir) ll Oyun alanı, bir oyunun seyircinin görebileceği şekilde oynanmasına elverişli yer: Topluluk, oyun alanı olarak yıkık bir köşkün giriş merdivenlerini seçmiş. ll Oyun çıkarma, köy oyunlarını hazırlayıp seyirciye sunma anlamına gelen bir deyim. (Ayrıca, provaların son aşamasında,bir piyesin seyirciye sunulacak düzeye gelmesi anlamında da kullanılır: Oyunu, birkaç güne kadar çıkaracağız.) ll Oyun düzeni, sahneye konulacak bir piyesle ilgili tüm çalışmaların ve teknik hazırlıkların eşgüdüm halinde gerçekleştirilmesi anlamına gelen bir deyim. (Yönetmen, oyunun iç ve dış eylemlerine ilişkin görüşlerini, dekor, giysi, ışık vb. konuları içeren ayrıntıları ve uygulayım planını, provalar sırasında gördüğü eksikleri oyun düzeni defteri denilen bir deftere kaydeder.) ll Oyun kurmak, belirli bir metne dayanmaksızın, daha çok doğaçlama yoluyla ve gruptaki oyuncuların önerilerini geliştirmek suretiyle bir oyunun iskeletini meydana getirmek. ll Oyun seçici, genellikle dramaturg anlamına kullanılan deyim. (Bir tiyatroda sahnelenecek ya da radyo, televizyon gibi kamu iletişim kuramlarında yayımlanacak piyesleri seçer.) ll Çocuk oyunu - ÇOCUK. ll Dramatik oyun, tiyatro etkinliğine bağlı olarak oyuncuların serbest ifadelerine ve iletişime dayalı eğitici uygulama. ll Ekip oyunu, bir tiyatro topluluğunda yer alan sanatçılardan her birinin büyük rol, küçük rol ya da baş oyuncu, figüran oyuncu farkı olmaksızın, kimi zaman dönüşümlü olarak rolleri paylaşmaları. ll Öğretici oyun, belli bir konuyu ele alan ve amacı tiyatro oyunu aracılığıyla o konuyu öğretmek olan oyun. (Daha çok okullarda başvurulan yöntemlerden biridir.) ll Ön oyun, asıl oyun başlamadan önce, seyirciyi ısındırmaya ve sahnelenecek piyesin daha iyi anlaşılmasına yönelik giriş bölümü. (Eski çağlarda bazı piyes yazarları kendilerini tanıtmak, yazdıklarının yanlış anlaşılmasını önlemek ya da böyle bir oyunu yazmanın nedenlerini açıklamak için, kitapların başına konan önsöz gibi, bir ön oyunla giriş yapmayı yeğlerlerdi. Günümüzde de zaman zaman böyle bir uygulamaya gidildiği görülmektedir.)

♦ oyunlar çoğl. a. Genellikle çeşitli ülkelerden gelen temsilcilerin bir araya toplanmasıyla gerçekleştirilen birçok sportif daldaki yarışmaların tümü: Olimpiyat oyunları. Üniversite oyunları. Akdeniz oyunları.

—Antik. Kalabalık bir izleyici topluluğu önünde yapılan ve galiplerin ilanıyla sonuçlanan spor karşılaşmaları ya da tiyatro yarışmaları. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. Bilinen en eski oyunların izleri Münbit hilal (Verimli hilal) yöresinde, Mısır’da ve Anadolu'da bulundu. Mahasna (Yukarı Mısır) mezarlığt’nda, koni biçiminde on bir taşla birlikte bulunan üç çarpı otuz altı hanelik oyun tahtası IV. binyıl'ın başlarına tarihlenir. Ur kral mezarlarında (III. binyıl), haneleri sedef kakmalı iki oyun tahtasının yanı sıra, siyah ve beyaz noktalarla işaretlenmiş on dört yuvarlak taş bulunmuştur. Büyük bir olasılıkla Münbit hilal'de yaşayan kavimler, belki de Çin aracılığıyla (bazı metinlerde oyunların bu ülkede II. binyıl'da bilindiği belirtilir), dravid Hindistanı’yla oyun alışverişinde bulunmuşlardı.

Bununla birlikte tarihi kesin olarak saptanabilmiş belgeler ancak Konfuçius dönemine (İ.Ö. V. yy.) kadar uzanmaktadır. Aynı dönemde Hindistan'da oynanan toplam 18 oyun Buddha'nın diyaloglarında kısaca betimlenir. Atina’da Yunanlılar, Platon’un Mısır’ dan gelme bir tür oyun olduğunu belirttiği kybeia'ya merak sarmışlardı (İ.Ö. 500). Bu oyun İ.Ö. 100’e doğru Roma'da alea’ ya, Roma askerlerince götürüldüğü İran’da da narcfa dönüştü. Hindistan’da narcf dan satranca giden ilk aşamalardan biri olan aştapada doğdu. Lydialılar kumar oyunlarına çok düşkündü. Bunlar arasında zar ve aşık kemiği ile oynanan oyunlar başta geliyordu. Herodotos Lydia halkının bu oyunları uzun süren bir kıtlık döneminin acısını unutmak için bulduklarını yazar.

İ.S. I. yy.’ın başlarında tavlaya (tabuta) dönüşecek olan duodecim scriptorum Romalılarda yaratıldığında, zar ve aşık çoktandır yaygındı. VI. yy.'da İran'da, özellikle de Hindistan’da, caturanga gibi satrancı müjdeleyen oyunlar ortaya çıkarken, Avrupa’da XIII. yy.'a dek hiçbir yenilik görülmedi. Dama oyununun İspanyol kökenli atası alquerque, büyük bir olasılıkla XIII. yy.’da doğdu. Bugün bildiğimiz biçimde oyun kâğıtları Avrupa'da XIV. yy.’da ortaya çıktı. Reversi (XVI. yy.’a doğru) Fransa’da, whist ve boston (XVIII. yy.) İngiltere'de yaratıldı. Bunları XIX. yy.’da malilla ve poker, XX. yy.'da briç, belot, ka- nasta ve remi gibi başka birçok oyun türü izledi. Briç ve satranç gittikçe yaygınlaşmaktadır. Strateji oyunları (Uzakdoğu kökenli go gibi) Avrupa’ya yayılıyor. Sözcük oyunları (Scrabble gibi) ve konulu oyunlar (Monopoli gibi) çoğalıyor; elektronik geçmişin oyunlarına yeni biçimler veriyor ya da yeni yeni oyunlar yaratılmasını sağlıyor.

Oyunlar kimi kez dinsel uygulamaların kültürel kalıntıları olarak kabul edilir: Afrika avele'sinde, yıldızların gökyüzündeki hareketi canlandırılırken, Meksika patolli'si güneş ve kehanetle ilgili bir çevrim canlandırır. Oyunun yapısı simgeleri yüklenmeye çok elverişlidir.

—Antik. Hititler’de de tanrılar için yapılan şenliklerde yarışmalar düzenlenir, birinci gelene bir mina gümüş ve iki özel ekmek ya da asker giysileri ödül olarak verilirdi. Kimi törenlerde rahiplerle Fırtına tanrısı savaşını simgeleyen oyunların yanı sıra, eğlendirici oyunlar da düzenlenirdi.

Homeros'un şiirlerinde sözü geçen kitle oyunları Yunanistan’da çok yaygındı. Her zaman bir tanrı onuruna düzenlenen bu oyunlarda başlangıçta yalnız güreş, koşu, boks, disk atma, araba yarışları vb. gibi atletizm gösterilerine yer verilirdi. Daha sonra bunlara müzik ve şiir yarışmaları eklendi. En tanınmışları Ölympia, Delphoi, Nemea (Pythia oyunları), Isthmia oyunlarıydı.

Romalılar’da, şenlikler, yıldönümü kutlamaları, cenaze törenleri, vb. sırasında genellikle forum, sirk, amfitiyatro ya da tiyatrolarda çeşitli oyunlar (araba yarışları, gladyatör dövüşleri, sahne gösterileri) düzenlenirdi. Oyunlar bireylerce ya da devlet adına düzenlenir, ancak, giderlerin büyük bir bölümü aedilisler, daha geç dönemde de praetortar tarafından karşılanırdı. Oyunlar’ın Etruria'dan Roma’ya geçişi İ.Ö. IV. yy.’a rastlar. Bunların başlıcaları şunlardı: Apollon onuruna kısmen tiyatroda, kısmen sirkte yapılan ludi Apollinares (5 ya da 6 temmuz-13 temmuz arasında); lupiter onuruna Capitolium oyunları; Flora onuruna mayıs başında düzenlenen açık saçık nitelikte Floralia oyunları; tanrıların anası onuruna Büyük oyunlar (Megalenses); halkın Aventinus tepesine çekildikten sonra kazandığı zaferin anısına kutlanan pleb oyunları; her yüz on yılda bir, görkemli törenlerle kutlanan saecularis oyunları. Oyunlar, Constantinus'un ardılları tarafından kaldırıldı, ancak bu pek kolay olmadı.

Bizans döneminde Konstantinopolis’in ünlü Hipodrom’u önemli yarışmalara sahne oluyordu. Bunların bir bölümü siyasal içerikliydi ve araba yarışmacıları Maviler ve Yeşiller olarak iki grup oluşturuyordu. Yarışmalar quadriga denilen dört atlı, iki tekerlekli arabalarla yapılıyordu. Hipodrom’daki yarışmalar sırasında ayrıca çeşitli eğlenceler düzenleniyordu.

—Etol. Günümüze kadar yalnızca yavru memeli hayvanların oyunları incelenmiş ve bunlara dayanarak çocukların oyunlarına ilişkin gözlemler yapılmıştır. Hayvanlar evreninde daha çok genç bireyler oyun oynarlar; bununla birlikte erişkin kedi ve köpeklerde, hiçbir uyaran bulunmadan (aksi halde oyundan çok bir boş etkinlik sözkonusu olurdu), oyuna benzeyen yakalama davranışlan taslakları gözlenmektedir; sonuç olarak, oyunun, bireyin davranışlarını olgunlaştırabilmesi için gerekli bir etkinlik olduğu anlaşılmaktadır. Oyun, eksiksiz ve sonlanmış diziler halinde olaya karışan devinimsel öğelerin birbirinden ayrılmasını hem kolaylaştırma hem de gerçekleştirme olanağı verir. Ontogenez sırasında oyun etkinliklerinin iki amacı olabilir: bazı davranışları (cinsel, beslenmeyle ilgili, vb.) öğrenme; bireyin, yaşadığı çevrede karşılaşacağı olumlu ve olumsuz etkenleri (avlar, türdeşler) tanıması.

—Folk. Çocuk oyunlarının eğlendirici ve oyalayıcı işlevi yanında, eğitici ve sosyal ilişkileri geliştirici bir yönü de vardır. Anadolu'da çocuk oyunlarında kır-kent ayrımı oldukça belirgindir. Her iki kesimde de oynanan yaygın çocuk oyunlarının yanı sıra değişik yörelere özgü oyunlara ya da bilinen oyunların değişik oynanma biçimlerine de rastlanmaktadır. Kullanılan oyun gereçlerine ve oynanış biçimine göre kabaca bir gruplama yapılacak olursa, çocuk oyunları başlıca on gruba ayrılabilir:
1. Top oyunları değişik türde ve amaçtadır; buna göre topun niteliği de değişir. Meşin, lastik toplar yanında bazı oyunlarda bez, kâğıt, vb. malzemeden yapılmış toplar da kullanılır. Örneğin Konya yöresinde oynanan çindilli oyununda, topun işlevini ebenin takkesi görür.
2. Bir başka grup, en yaygın türü çelik- çomak olan değnekli oyunlardır. Bunların biri hedefe değnekle nişan alınan oyunlar, öteki top ve değnekle oynanan oyunlar olmak üzere iki türü vardır. Bu türlerin de yörelere göre pek çok çeşitlemesine rastlanır.
3. Taş ve gülle oyunları, tüm tehlikesine karşın günümüzde de çok yaygın oyunlardır. Bilya, boncuk, ceviz, çeşitli sayıda taş vb. nesnelerle oynanan oyunlar da bu gruba girer. Üç taş, altı taş, dokuz taş türü oyunların çok eski olduğu bilinmektedir. Taş oyunları arasında Tekirdağ’ın tayyare oyunu, çapraz oyunu vb. yere çizilmiş çizgiler üzerinde oynanan kaydırağa benzer oyunlar da vardır. Taş ve gülle oyunları, yörelere göre farklılıklar göstermekle birlikte Anadolu'nun hemen her kesiminde yaygındır.
4. Koşma, kovalama, kurtarma oyunları, hem kırsal kesimde hem de kentlerde yaygın oyunlardır Bu tür oyunların en yaygın olanları, "elim sende” türünden ebenin elini değdirerek ebaliği başkasına geçirdiği oyunlardır. İstanbul'un ebe çıldır. Niğde’nin ayağım naili, Kayseri'nin elim yağlı, Gaziantep’in darabil, Tekirdağ’ın ateşliyim oyunları bunlar arasında sayılabilir. Oyunların kimisi takım halinde oynanır. Tekirdağ’ın körebe, Muğla’nın ula kör çepiş, Safranbolu’nun ebe kışkış, llgın’ın depmetura’sı bu türe giren körebe oyunlarıdır. Oynanışlarında, yörelere göre kimi farklılıklar görülür. Örneğin, avşar oymaklarının yoğun olduğu yörelerde körebe oyunu türkülüdür.
5. Zor kullanma oyunları, bir oyuncuyu zorla almak, bir oyuncu sırasını kırmak, ya da gözetilen bir nesneyi kaçırmak temeline dayanır. Konya’nın alay tura oyunu, Burdur’un zincirkırma oyunu, Antalya türkmenlerinin davar kurt oyunu, Kayse- ri’nin dön kuyruğum'u bu tür oyunlardır. Bu tür hem kentlerde hem de kırsal kesimde yaygın bir oyun biçimidir.
6. Atlama, sıçrama, sekme oyunlarının en önemli iki türü birdirbir ve uzuneşektir. ip atlama da buna eklenebilir. Sekme oyunlarının en yaygınını da yere çizilen çizgiler üzerinde yassı bir taşı gezdirerek oynanan kaydırak oyunları oluşturur.
7. Saklama-saklanma oyunları, bir kişinin eylemin ya da fikrin saklanması temeline dayanır. Bu tür oyunların hemen tümü takım oyunudur Saklambaç, nesi var, el el üstünde kimin eli var vb. bu tür oyunların en yaygınlarıdır.
8. Dilsiz-şaşırtma-şaka oyunlarının temel kişisi ebedir. Dilsiz oyunlarında ebe ne yapıyorsa aynısının konuşmadan, gülmeden yinelenmesi; şakalı oyunlarda ise bir elebaşı önderliğinde oyuncuların zor duruma düşürülmesi esastır. Burdur’un Dilsiz, İsparta’nın Sende, Niğde'nin işçi, Kayseri'nin Çatlım eşek, Çorum’un Mum dibi oyunları bu türe girer.
9. Dramatik nitelikte büyülük, törensel oyunların çoğu kişileştirme ve eylemin taklidine dayanır. Çocuklara özgü olduğu sanılan kimi oyunlar, daha etkili olacağı düşüncesiyle uygulanması çocuklara bırakılmış geleneksel tören ve büyülerdir. Çömçe’ gelin, Kepçe kadın, Su gelini gibi yörelere göre çeşitli adlar alan yağmur dilleme töreni, bu tür oyunların başında gelir. Anadolu’nun bazı yörelerinde çocuk oyunları, gelecek yılın da habercisi sayılır. Örneğin o yıl çocuklar kuyu kazarak oynarlarsa ekinlerin bereketli olacağı ve ekin kuyuları kazılacağına; ev yaparak oynarlarsa yapıların bol olacağı biçiminde yorumlanır. Dokuz taş oyununun kumalak falından kaynaklandığı, körebe oyununda eski inanışların uzantısı olduğu görüşleri de vardır. Buna göre, körebe oyunu, geçmişte adak adanacağı zaman bir hayvanın gözünü bağlayıp çevresinde halka olma ve hayvan kime değerse onu kurban etme geleneğinin uzantısıdır. Kimi törensel nitelikli oyunlarda da türküler, maniler söylenir ve bunların bolluk getireceğine inanılır. Ebe seçme tekerlemeleri bunların en yaygın örnekleri olarak değerlendirilir.
10. Çocuklar kadar büyükler arasında da yaygın olan yüzük oyunu ise bir başka oyun grubunu oluşturur. Yüzük oyunlarının Anadolu folklorunda oldukça önemli bir yeri vardır ve kış geceleri yapılan toplantıların başta gelen oyunlarındandır.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Mayıs 2017 15:39
SİLENTİUM EST AURUM