Arama

Judo Nedir? Judo - Tek Mesaj #5

_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
19 Haziran 2016       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

JUDO [Jiu-jitsu]

Ad:  Juda Nedir.jpg
Gösterim: 1538
Boyut:  37.7 KB

Silahsız olarak savunma esasına dayanan bir spordur. Japonların millî sporu olan judo, 1650’de Çin Gen – Pin adında bir Çinli tarafından geliştirilmiş, Japonya’ya geçmiştir. Japonlar 1964’te Tokyo’da yapılacak Olimpiyat Oyunları’nın programına judoyu da koymuşlardır.

Judo, Japonya’da okullarda ve orduda gençlere öğretilir. Birçok memleketlerin polis memurları, Amerikan ordu mensupları da judoyu öğrenmek zorundadırlar. Yurdumuzda da judo özellikle 1960’lı yıllardan sonra yayılım göstermiş ve günümüzde yaygın bir şekilde yapılan bir spordur.

Judo; halk arasında “Japon güreşi” diye de anılan bir Uzakdoğu sporudur. Önceleri yalnız Buda tapınaklarında ve rahipler arasında kutsal bir anlam içinde yapılan bu spor, daha sonra tüm Japonya’ya yayıldı. “Aba Güreşi”nden önce “Kumi-Uchmu”nin, sonra da “Jiu-Jitsu” sunun doğduğu kabul edilir. Bu spora bugünkü biçimine kazandıran Jigara kano adlı bir Japon üniversite öğrencisidir. 1880’de Japonya’da doğan Judo, 1945’ten sonra bütün dünyaya yayıldı ve yüzyılımızın en ilgi gören spor dallarından biri oldu. Günümüzde, dünyada en az 8 milyon kişinin judo sporu yaptığı bilinmektedir. 1956’dan bu yana iki yılda bir düzenlenen dünya şampiyonalarının yanı sıra, 1964’te olimpiyat oyunları programına alındı.

Judo’nun Tarihçesi


Japonya’daki egemen dinler Şinto ve Budizm’dir. Judo, Jujutsu’dan doğan spor dallarından biridir. Jujutsu ve Judo Çin karakteri ile yazılan kelimeler olup Ju her ikisinde de ‘Yumuşaklık’ veya ‘Yol verme’, Jutsu ‘Sanat Çalışma’, ‘Do’ ise ‘Prensip’ veya ‘Yol’ anlamına gelmektedir.Jujutsu ‘Yumuşaklık Yolu’, Kodokan ise ‘Yolu Çalışma Okulu’ demektir. Judonun amacı, zihinsel ve ahlaki disiplin yoluyla sağlam karakterli insan yetiştirirken vücudu kuvvetli, faydalı ve sağlıklı yapmaktır. Judoda birinci kural, kuvvete karşı koymadan rakibin kuvvetinden yararlanmak, ikinci kural ise şiddet kullanmamaktır. Judo bu tür kuralları bedensel ve zihinsel enerjiden en üstün ve en uygun bir şekilde kullanabilme yöntemini öğretirken, bunu yaşamın her döneminde de kullanmasını sağlar

JUDO'DA UYULMASI GEREKLİ KURALLAR

Ad:  judo-2.jpg
Gösterim: 1771
Boyut:  20.8 KB

Judo antrenman ve müsabakaları yazılı kalıplaşmış kurallara göre yapılır. Bunun yanında yazılı olmayan fakat yazılı kurallar kadar önemli olan bazı kaideler vardır. Bunlar ; Judo tehlikesiz olmasına rağmen dikkatsizlik anında tehlikelidir. Bunu için sıkı disiplin ve nefis kontrolü gerekmektedir.

Judoyu bir insanın kendi başına yalnız öğrenememesidir. Judo tecrübeli ve bu konuda belirli, köklü eğitimciler tarafından verilir. Kendimiz, maharet, akıl ve kuvvetimizi karşımızdaki judoka'ya karşı kullanarak olgunlaştırırız, dolayısıyla ilerlememiz Hocalarımıza ve beraber antrenman yaptığımız bütün judokalara karşı saygılı, düşünceli olmalı ve ne kadar iyi bir judoka olursak olalım elde ettiklerimizi göz önünde bulundurarak alçak gönüllülüğü kaybetmemeliyiz.

JUDO' nun zihni ve fiziki bir terbiye olduğunu daima hatırlamalı ve bu noktaya gereken ciddi önemi vermeliyiz. Muaşeret judoya olan hayranlığımızın bir neticesi olmaktan ziyade judonun bir parçasıdır. İşte bu yüzdendir ki judoya başlayanlar bu geleneksel Muaşereti öğrenmelidir. Bu sebeple Yukarıdaki hususları aşağıda daha geniş olarak açıklayacağız.

Disiplin :
Burada en önemli nokta judoka' nın kendine hakim olabilme yeteneğidir. Judokalar antrenman ve çalışmalarda sinirlerine hakim olmalıdır. Eğer çok sinirlenmeye başladıklarını hissederlerse çalışmayı durdurmalı ve DOJO' YU terk etmelidirler. Kuvvet gösterileri bir zaaftır ve buna asla müsaade edilmemelidir.Dojo'nun Bir idarecisi yoksa orada bulunanlardan yüksek derecede (Yüksek kemere sahip) olan Judoka salonun otomatikman idarecisi olur. Onun emir ve talimatları tartışılmadan yerine getirilmelidir.

Atmosfer:
Dojo fiziki ve aynı zamanda zihni terbiyenin yapıldığı salondur. Dolayısıyla gerekli ciddi atmosfer üzerinde ısrarla durulmalıdır, bu sebeple Dojo ya giren, çıkan her judoka tarafından geleneksel ayakta selam ( Tachi-Rei ) şekli tekrarlanır. Dojo içerisinde büyük selam ( Za-Rei )veya küçük selam ( Tachi-Rei ) ın her biri judoka'lar tarafından ister resmi, ister antrenmanda olsun her karşılaşmanın başında ve sonunda tekrar edilir. Antrenman başlangıcında ve antrenman sonunda SEREMONİ yapılarak topluca selam verilir. Dojo da sigara içmek, çiklet çiğnemek, konuşmak, fısıldamak, ıslık çalmak gibi lüzumsuz hareketlere asla müsaade edilemez, çalışmayan judoka tatminin kenarında gerekli şekilde oturmalı veya ayakta durmalıdır. Fakat Tatami etrafında dolaşmamalıdır, Tatami üzerinde hiç bir zaman yoruldum diye yatılmaz. Bacaklar uzatılmaz, eller arkaya atıp yaygın bir şekilde durulmaz. Hem emniyet, hem de gözlem yolu ile öğrenmek için etrafta olanlar dikkatle takip edilmeli, Makul sebepler olmadan Judoka ceketini ( Uvagi ) çıkarmamalı, kemerini ( Obi ) çözmemelidir. Hocadan izin almak kaydı ile bu işlemleri yapmalıdır.

Ruh:
Judokalar her zaman arkadaşlarına saygı ve anlayış göstermelidir. Çalışmaların başlangıç ve sonundaki selamlaşmalar bunun bir sembolüdür. Judoka kendinden daha tecrübesiz olanları daima gözetmeli ve çalışmalarında ona yardım etmelidir. Ayrıca kendinden daha bilgili olanların tavsiyelerine canı gönülden uymalıdır. Makul sebepler olmadan bir Judokanın çalışma teklifini reddetmek imkânsızdır. Çalışmalar anında Judokalar Bir birlerinin emniyetini gözetmeli, kazaya sebep olacak hareketlerden kaçınmalı ve arkadaşını uyarmalıdır. Özellikle Randoriler de ve Atışlı çalışmalarda bunlara riayet etmelidirler. Judokalar antrenmanlara ve müsabakalara girerken kazaya sebep olacak metal halka, toka, zincir, yüksük, bilezik, saat vb. gibi süs eşyaları takılmamalıdırlar. Ayrıca el ve ayak tırnakları kısa kesilmeli uke yi çizecek veya incitecek şekilde olmamalıdır. kirli ayak ve judogillerle Tatami ye çıkmamalı, çıkanları uyarmalıdırlar.

Sağlık:
Judogiler daima temiz olmalı ve judokalar pabuç, çorap, yelek, tişört, eşofman gibi şeyleri giymemelidirler. Ancak Bayan Judokalar Uvagi inin altına beyaz kolsuz tişört giyebilirler. Çalışmalara başlamadan önce ve sonra eller, ayaklar yıkanmalıdır. Tatami (Minder) dışında terlik vb. şeylerle dolaşılmalıdır. Tatami üzerinde ayakkabı, terlik vb. gibi şeylerle dolaşılmamalıdır. Tatami ye antrenman esnasında yerdeki çalışmalar anında Judokanın direkt olarak yüzü, eli, ayağı vb. kısımları temas edeceğinden Tatami temiz tutulmalı çalışmalardan önce süpürülmeli ve paspaslanmadır. Judokalar gerektiğinde temizliğe yardım etmeye hazır olmalıdırlar. Judokalar içte olduğu kadar dışta da adap ve disipline önem vermelidir. Bir sporcuya yakışacak şekilde hareket etmelidir. Acayip kılıklı, özenti şahsiyete sahip, saygısız bir judocu düşünülemez.

JUDO'DA TEKNİKLER:

Ad:  judo-4.jpg
Gösterim: 1313
Boyut:  10.3 KB

Ayaktan atış, yerde mücadele ve vuruş teknikleri olmak üzere, üç büyük grupta toplanır.
Ayaktan atış teknikleri; elle, kalça ile ve ayakla olmak üzere üç kısımdır. Bunun yanısıra, kendini yere atarak yapılan teknikler vardır.

Ayaktan atış teknikleri 40 adettir. 65adet olan yer teknikleri içinde hareketsiz bırakma, boyun ve kol kilidi teknikleri bulunmaktadır Ate Waza ismi verilen vuruş teknikleri içinde aşağı yukarı karate bünyesinde yer alan tüm vuruşlar yer almaktadır. Bu son bölüm, yarışmalarda kullanılmamaktadır.

Judo'nun kendini koruma kısmında ele alınmaktadır. Judo'nun bünyesinde Aikido'nun tüm duruş, tutuş, vücut dönüşü ve atışları da yer almaktadır. Ayrıca Jui Jutsu, Judo'nun bir nevi ilkel şekli olup, özellikle silahlı kuvvetler ve emniyet güçleri bünyesinde göğüs göğüse mücadele kapsamı içinde uygulanmaktadır.

Türk spor kültürünü inceleyecek olursak, Judo sporunun kökünü eski Türkler'de buluruz. Orta Asya'da Türk Devletleri tarafından yaygın olarak yapılan ve tüm dünyaya tanıtarak, artık dünya şampiyonaları düzenlenen Kuraş, Judo'nun atasıdır. Bu spor da judo elbisesine benzer bir elbise ile yapılır. Bunun örneklerini ülkemizin bazı yörelerinde de görmek mümkündür.

Bugünün modern judo sporu, Japon Jigaro Kano tarafından kurulmuştur. Kano, 1860 yılında Kobe kentinde doğmuş, siyasal bilgiler eğitimi almış, milli eğitimde görev yapmış, Japon rahipleri başkanlığı ve senatörlük gibi devlet işlerinde bulunmuş ve 1938 yılında ölmüştür. Jigaro Kano, 1882 yılına kadar uzun bir jui jutsu eğitimi almış, bu tarihten sonra Jui Jutsu'nun zararlı bulduğu teknikleri ayıklayarak, kendi deyimi ile JU JUTSU DO dediği JU DO'yu kurmuş, eğitim verdiği dojoya da KODOKAN ismini vermiştir.

Bu Orta Asya mücadele sporunun, Jui jutsu adı altında Japonya'ya gelişi ise 17. yüzyılda CHEN YUAN PİNG isimli bir Çinli usta eli ile olmuştur.

Judodaki teknikleri birçok farklı şekilde gruplandırmak mümkündür. Judoda çeşitli grupta, sayısız teknik hareketler mevcuttur. Aşağıdakiler, bu tekniklerin genel başlıklarıdır. Biz sizler için bazı temel hareket ve tekniklerin neler olduğunu aşağıda açıklayacağız. Sizler de daha detaylı hareket ve teknikleri judo derslerine katılarak zamanla öğrenmeniz mümkündür.

Hemen hemen her savaş, dövüş ve savunma sporunda olan bazı temel teknikler ve hareketler Judoda vardır. Bu sebeple Judo da öğrenilmesi gereken ilk şey, nasıl düşüleceğidir çünkü eğer nasıl düşülmesi gerektiği öğrenilmezse, düşüş can yakabilir. Düşüş hareketleri judocu rakip tarafından fırlatıldığında – ki bu judonun gerektirdiği bir durum- kullanılır. Bu tekniklerdeki amaç, öğrencilerin düşüşü daha kolay karşılamalarını sağlayıp, sakatlıkların önüne geçmektir.
  • Ukemi: Düşüş teknikleridir.
  • Mae Ukemi (ileri yönde düşüş)
  • Ushiro Ukemi (geri yönde düşüş)
  • Yoko Ukemi (yan yönlere düşüş)
  • Zenpo Kaiten ( yuvarlanarak düşüş)
  • Nage Waza: Ayakta Uygulanan Atışlar
  • Te Waza – El teknikleri. El ve kollar rakibi atmak için kullanılır.
  • Koshi Waza – Kalça teknikleri.
  • Ashi Waza – Ayak teknikleri.
  • Sutemi Waza: Kendini yere atarak uygulanan atış teknikleri
  • Ma Sutemi Waza- Sırt üstü kendini yere atarak uygulanan tekniklerin hepsi
  • Yoko Sutemi Waza- Sırt üstü yan tarafa kendini yere atarak uygulanan tekniklerin hepsi
  • Kateme Waza: Yerde Uygulanan Teknikler
  • Osaekomi Waza - Elle yapılanların hepsi.
  • Kansetsu Waza - Kırış hareketlerinin yapıldığı tekniklerin hepsi.
  • Shime Waza - Boğuş hareketlerinin yapıldığı tekniklerin tamamı.
Ad:  judo-6.jpg
Gösterim: 1676
Boyut:  20.6 KB

Judo felsefesi


Ju, yumuşaklık, esneklik, kibarlık, nezaket; Do, yol, prensip, düşünce anlamlarını taşır. Judo, bu iki küçük kelimecikten meydana gelmiş olup,esas karşılığı yumuşaklık yolu’dur. Ju’nun içindeki teknik ve fizik eğitimi vardır. Binlerce kez tekrarlanan teknikler refleks hale gelmedikçe kolay uygulanamaz. Kaba kuvvete yer yoktur.

Do, işin tamamen felsefesidir. Ruh eğitimini içerir. Judo ustaları (SENSEI)öğrencilerine, eğitim süreci içinde doğruluk, nezaket, sabır, sevgi ve saygı kavramlarını öğretir. Zekayı geliştirici eğitim verir, ahlak hislerini kamçılar. Böylece kendine güven, nefse hakimiyet ve konsantre olabilme (düşüncenin tek bir noktada toplanması) duyguları geliştirir. Judo’da beden ve ruh gelişimi beraberce ele alınır.

Teknik çalışmalarda başlıca prensip; “rakibe mukavemet etmeme” ve “kuvvete karşı koymama” dır. Bu arada kaldıraç, merkezkaç gibi az kuvvetle çok iş yapma esaslarına dayanan fizik kurallardan ve en önemlisi denge bozma işleminden yararlanılır.

Diğer önemli bir prensipde “şiddet kullanmama” dır. Bütün şiddet hareketleri Judo’da yasaktır. Judoka (judo yapan kişi) hasmına acı vererek değil, onu acı sınırının yanına getirecek üstünlük sağlar.

Judo sporu nasıl yapılır?


Jiu Jitsuda yumrukla, tekmeyle, dizle, kemik ve eklemlere uygulanan vuruşlar vardır. Fırlatma, üstünden yere atma ve boğma gibi tekniklerde kullanılmaktadır. Bu sporu güreşten ayıran özellik, rakibe karşı koymamaktır. Rakibin hamlesini kendi yararına kullanmak, bu spor için baş kuraldır. Yani akıl ve taktik uygulaması kesinlikle yapılmalıdır. Amaç, rakibi omuzdan ya da kalçadan savurmak, yerde hareketsiz bırakmak, kol eklemlerine ya da basınç uygulayarak teknik kullanmayı içerir. Aynı seviyede olan iki sporcudan biri diğerini yener. Judoda beceri ve güç, sürekli yapılan antrenmanlar ile elde edilir. Judo sporunda ilk önce düşüş öğrenilir. Bedenin yere düşmesinden önce, iç yana düşülür. Böylece, düşüşün şoku bütün vücut yerine kola kaydırılır ve acı duyulmaz. Judo, üç basamakta öğrenilir. İlk olarak öğrenilen atma tekniği, ikinci olarak tutma ve kilitleme tekniği, üçüncü adımda hepsinin birleşimi yapılır. Judoda kullanılan minder, 16×16 metredir. Judoka ismi verilen sporcular, dayanıklı bir beyaz pantolon ve önü açık bol ceket giyerler. Bu kıyafetin beline kuşak takılır. Müsabakalarda, sırtını yere getirdiği rakibini 30 sn. tutan ya da boğma, kilitleme ile pes ettiren sporcu maçı kazanır. Judoda oluşan gelişme, bağlanan kuşakların rengi ile anlaşılır. Beyaz, sarı, turuncu, yeşil, mavi ve kahverengi kuşak renkleri ve ustalık rengi siyahtır.

DÜNYADA JUDO’NUN GELİŞİMİ

Ad:  judo.jpg
Gösterim: 1274
Boyut:  10.4 KB

Judonun Do’ su, diğer Uzakdoğu sporlarındaki Do ile aynı anlamı taşır. Örneğin Aiki-Do, Taekwon-Do gibi. Bu bakımdan Do, tarihsel süreç içinde tek kökenden gelme felsefik bir sistemdir. Uzakdoğu’da Konfiçyüslük’e karşı LAOTZU tarafından TAOİZM olarak oluşturuldu. Tüm Uzakdoğu sporları kuşak renklerini, simgelerini, gelenek ve göreneklerini, disiplinini, TAOİZM’den aldı. Örneğin kuşak renkleri katedilen yolu, kırmızı kuşak iç aydınlatmayı, beyaz elbise saflığı ve dinginliği simgeler. Judodaki katalar ise doğayı ve evreni yorumlar. Bu sistem Uzakdoğu’da belirli yörelerin ve inanç sistemlerinin etkisi altında kalarak Çin’de, Kore’de, Japonya’da değişikliğe uğradı. Örneğin Japonya’da Bushi-Do, Zen-Do, Çin’de Kung-Do ya da Kung-Fu, Kore’de Taekwon-Do gibi. O dönemlerde Japonya’da feodal bir düzen söz konusuydu. Feodalite hem inançsal geleneğin sürdürülmesini isterken hem de hayatta kalabilme mücadelesinde kılıcın, ayak ve ellerin farklı tekniklerle gelişimini sağladı ve feodalitenin bu sisteminden SAMURAİ, Zen, Ken-Do gibi savaşçılar felsefi yapılar, kılıç ve döğüş sanatları ortaya çıktı. Bu sanatlardan biri de Jujutsu idi. Taijustu ve yawara olarak da bilinen jujutsu atış, vuruş, tekme, hançerleme, boğma, kol veya bacağı kıvırma gibi atak yapma ve bu ataklara karşı bir savunma sistemiydi. Jujutsu teknikleri çok eski tarihlerde bilinmesine rağmen 16. yüzyılın son yarısında sistemli olarak çalışıp Edo döneminde (1603-1868) bir sanata dönüştü ve birçok okulda ustalar tarafından öğretildi. Ancak 1800′lü yıllarda Japonya’da feodalite yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlayınca, feodalitenin dövüş sanatlarından daha çok spora yönelik yeni sistemli teknikler oluşturuldu. Örneğin Jigaro KANO, yalnız atış, boğuş, kırış, tutuş, teknikleriyle JUDO’yu, VEŞİBA; hasmın oynak yerlerinden yararlanarak, etkisiz hale getirme tekniğiyle AİKİDO’yu kurdular. Böylece bu sistemden JUDO, AİKİDO, KARATE, SAWATE, KENDO, AİKİDO gibi sporlar icat edildi. Prof. Jigaro KANO gençliğinde hocalarıyla Jujutsu çalışırken onların bilgilerinden yararlanıp, rakibine vururken ve onu atarken uygulanan kuralı aradı ve sonunda ‘Zihni ve fiziksel enerjiyi en iyi şekilde kullanmak’temel prensibi keşfederek 1884 yılında KODOKAN Okulu’nu kurdu. 1887′lerde de judonun teknik formüllerini oluşturdu. 1922 yılında ‘KODOKAN Kültür Toplumu Eğitim Cemiyeti’ kuruldu. Jigaro KANO, yetiştirdiği öğrencilerini 1900′lü yıllarda Avrupa ve Amerika’ya göndererek judonun dünyaya yayılmasını sağladı. Avrupa’da ilk judo karşılaşması 1918′de İngiltere’de yapıldı. 1951 yılında merkezi Paris’te olan Uluslararası Judo Federasyonu (IJF) kuruldu. 1956′da ilk Dünya Şampiyonası düzenlendikten sonra 1964 Tokyo Olimpiyatları’nda olimpik spor olarak kabul edildi. 1956, 1958 ve 1961 yıllarında düzenlenen Dünya Şampiyonaları yalnız erkeklerde ve açık sıklet olarak yapıldı. 1979′da Fransa’da yapılan Dünya Şampiyonası’nda ise bugünkü sıkletler kullanılmaya başlandı. Bayanlarda Dünya Şampiyonası ilk kez 1980 yılında New York’da düzenlenirken, 1992 Barcelona Olimpiyat Oyunları’nda müsabakalara ilk kez bayanlar da katıldı. Tüm dünyada hızla yayılan judo, bilim adamları, pedagoglar ve doktorlar tarafından ailelere, çocuğun ruh ve fiziksel gelişimi açısından önemle tavsiye edilmektedir. 7′den 70′e kadar, herkesin kendisine göre oluşturulmuş teknik ve egzersizlerle yaptığı bu spor, olimpiyatlarda ülkelerarasında en fazla katılımın sağlandığı bir spordur.

MsXLabs.org
-derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.