Avcılık Hakkında
Avcılık; Yaban hayvanlarını canlı olarak, yaralayarak ya da öldürerek yakalama işidir. Avcılık, öteki canlılardan ayrılıp kendisini savunmak ve türünü korumak yolunda yetkinleşmeye başlayan insanın ilk uğraşlarındandır. İlkel insan yaşamını avcılık ve toplayıcılıkla sürdürüyordu. Mağara dönemi insanları beslenmek, giyecek sağlamak ve kendilerini korumak için avlanmak zorundaydılar. Spor amacıyla avlanma ilkçağda ortaya çıktı. Asurluların ve Perslerin av sporuyla uğraştıkları bilinmektedir. Böylece, zorunluluktan doğan avcılık, uygarlığın ilerlemesiyle bir spor ve eğlence aracına dönüştü. Öte yandan, birtakım av hayvanları ekonomik değer taşıdıklarından (etleri, postları, dişleri, yağlan vb) avlanmaları sürdürüldü. Bu nedenle de, özellikle son yüzyıllarda bazı yaban hayvanlarının soyu, tükenmiş ya da tükenmek üzeredir; birçok ülkede bu hayvan türleri için özel koruma alanları kurulduğu gibi avlanmaları yasalarla sınırlandırılmış ya da tümüyle yasaklanmıştır.
Av hayvanları şöyle sınıflandırılır: Büyük av hayvanları (yaban domuzu, geyik, karaca, vb), kıyı av hayvanları (büyük kervan çulluğu, çulluk, çulluk palazı vb), kürklü av hayvanları (tilki, susamuru, kokarca vb), gündüz yırtıcıları (doğan, akbaba, aladoğan vb), gece yırtıcıları (baykuş, puhu vb), kargagiller (karga, saksağan, kuzgun vb), büyük ve yırtıcı hayvanlar (aslan, kaplan, panter, fil, gergedan, timsah, yabaneşeği vb).
Türkiye'de Avcılık
Türkiye’de avcılık, 1937 tarihli 3167 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu çerçevesinde yapılmaktadır. Kanun’da yerleşik uygulamalar ve yasakların yanı sıra her yıl toplanarak gerekli kararları alacak yetkiye haiz Merkez Av Komisyonu teşkili mevcuttur. Merkez Av Komisyonu Yasa’dan aldığı yetkiyle her yıl Orman Bakanlığı bünyesinde toplanarak gelecek av sezonu için belirleyici kararları alır. Bu kararların alınmasında Türkiye Avcılar ve Atıcılar Federasyonu da önemli bir rol oynar.
Türkiye’de avlanılmasına izin verilen yaban hayvanları türlerine ve avlanma sürelerine göre 3 bölüm altında belirlenmiştir. Bu bölümler şöyledir:
Birinci Grup : Bıldırcın, kaya güvercini, tahtalı ve üveyik,
İkinci Grup : Keklik, kum kekliği, kıkırlık, bağırtlak, ada tavşanı ve tavşan,
Üçüncü Grup : Tilki, sansar, sakarmeke, ördekgiller, kazgiller, kızkuşu, karatavuk, çulluk, küçük su çulluğu, sultani su çulluğu ve bekasin’den oluşmaktadır.
Adı geçen bu hayvanlar, periyotlar halinde Ağustos ortalarından – Şubat sonuna kadar avlatılmaktadır. Ancak kurt, çakal, y.domuzu, vaşak, pars , kargaların avı bütün bir yıl Orman Bakanlığından izin alınması koşuluyla serbesttir.
Büyük av hayvanlarından ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi (şamua), yaban keçisi (Bezoar), yaban domuzu, vaşak, kurt, çakal, tilki, av turizmi başlığı altında yerli ve yabancı avcıların kullanımına bedeli karşılığı sunulmuştur. Bunların dışında kalan avların, yabancı avcılara avlatılması sadece özel avlaklarda mümkündür. Yabancı misafir avcılar özel avlakların haricinde, yukarıda adı geçen av hayvanlarından başka av hayvanlarını avlayamaz.
Türk avcılara, avlanılmasına izin verilen türler için günlük avlama limitleri vardır. Avcı arka arkaya gittiği avlarda dahi bir günlük limitinden fazla av avlayamaz, çantasında ve aracında bir günlük limitinden fazlasını bulunduramaz ve taşıyamaz. Gece far veya ışıkla avlanmak, hareket halinde tekne ile avlanmak, gece görüş gözlüğü veya dürbünüyle avlanmak, ses çıkartan elektronik cihazlarla avlanmak, canlı mühreyle (decoy) avlanmak, zehirle avlanmak ve hayvanların üreme zamanlarında avlanmak yasaktır. (Daha bir çok avlanma yasakları olmasına karşın, en etkin ve önemli olanlarını yazmakla yetiniyoruz)
Türkiye’de avcılık, 1993 senesine kadar haftanın her günü yapılmasına karşın, 1993-98 arasında Çarşamba-Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günleri olarak, 1999-2000 sezonunda ise sadece Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günleri olarak sınırlandırılmıştır.(Avlanma günleri 2000-2001 av sezonu için Çarşamba-Cumartesi-Pazar ve Resmi Tatil günleri olarak kabul edilmiştir.)
Türkiye’de avcılık, av hayvanları bakımından üç kısma ayrılır. Büyük av; yivli silahlarla yapılır. Bu avcılık hemen hemen 2000 m yükseklikteki bölgelerde olur. Buralarda bulunan dağ keçisi, ayı, dağ koyunu gibi hayvanlar avlanır. Bu av türü memleketimizde pek yaygın değildir. Su ve su kenarı hayvanları avcılığı; yabani kaz, ördek çeşitleri, toy vb. hayvanların avcılığıdır. Bu tür avcılığın yapıldığı kuşların çoğu göçmen kuşlardır. Ördek, av mevsiminde hemen hemen her Göl ve su kenarında bulunur. Kış aylarında Konya Ovası, Akşehir, Altınova ve civarlarında kaz sürülerine çok rastlanır. Kaz ve ördek avcılığı çok ustalık isteyen bir iştir, ayrıca bu, en zevkli av çeşididir. Dağ avı; meraklısı ve tatbikçisi pek çok olan bir av çeşididir. Bu tür avcılıkta av tüfeği ile dağ ve ormanlık bölgelerde bulunan çeşitli av hayvanları, takip edilmek suretiyle avlanır. Bu av çeşidi yurdumuzda çok yaygın, yaygın olduğu kadar da bilgisizce yapılmaktadır. Her av hayvanının belirli bir avlanma zamanı vardır. Bu hayvanlar ancak bu zamanlarda avlanırlar. Böylece hem hayvanların nesli tükenmemiş, hem de avcılık kurallarına uyulmuş olur. Ne yazık ki yurdumuzda pek çok kimse bu durumun ehemmiyetinden habersiz bir şekilde rastgele ve elinde tüfek önüne gelen her hayvanı avlamaktadır. Bu yüzden artık bazı hayvanların nesli tükenmiş veya tükenmeye yüz tutmuştur. Avcıların unutmaması gereken en önemli husus, av kurallarına harfiyen uymak, böylece nesli tükenmeye yüz tutmuş hayvanların çoğalmasını sağlamaktır.
Yurdumuzda avlanan belli başlı kuş ve hayvanlardan bazıları şunlardır: Keklik, çil, bıldırcın, sülün, turaç, toy, megzerdek, bağırtlak, güvercin, çulluk, ördek, kaz, tavşan, geyik. Bu hayvanların amansız düşmanı olan hayvanlar ise; çakal, tilki, porsuk, gelincik, kokarca, Ağaç ve kaya sansarı, yaban kedisi, karga, saksağan ile yılanlardır.
Avcı olmak isteyenler, avcı kulüplerine dilekçe ile başvururlar. Derneğin tüzüğünde belirtilen şartları yerine getirenler derneğe üye olurlar.
Suda avcılık: Nehir, göl veya denizlerde su ürünlerinin avlanmasıdır. Bu, su altı ve su üstü avcılığı olmak üzere ikiye ayrılır. Su altı avı, balığı yerinde vurup kıyıya getirmek şeklinde olur. Bu spora Deniz altını araştırmak, filim ve fotoğraf çekmek gibi olanları da ilave edilebilir. Su altı avı, deniz veya göllerde su seviyesinin 10-12 m altında, özel kıyafet ve aletlerle yapılır. Balık avcılığı için lüzumlu olan avadanlıklar, komple satıldığı gibi ayrı ayrı da bulunmaktadır. Amatör balıkçılık için dört olta, bir iki parekete, bir kepçe, bir kaç zoka ve iğne yeterlidir.
Yurdumuz suları, balık türleri bakımından çok zengindir. Yüzlerce balığın avlanması, mevsim ve balıkların özelliklerine göre çeşitli şekillerde yapılır.