Arama


_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
30 Haziran 2016       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Kırkpınar Yağlı Güreşleri

Ad:  Kırkpınar Yağlı Güreşleri.jpg
Gösterim: 2223
Boyut:  47.7 KB
Kırkpınar Güreşleri Edirne’nin sınırları içinde yer alan Sarayiçi çayırında her sene haziran ayında yapılan târihî güreşler. Bu güreşlerin doğuşu ile ilgili bilgilerin en yaygını, 14. yüzyılın ikinci yarısında Orhan Gâzi devrindeki bir olaya dayandırılanıdır. Rumeli’nin fethi sırasında (1346-1358) Süleyman Paşa komutasında, salla ÇanakkaleBoğazını geçerek Gelibolu’ya çıkan Müslüman 40 Türk yiğidi bir mola yerinde güreşe tutuşurlar. Saatlerce süren güreşte çiftlerden biri bir türlü yenişemez. Daha sonraki günlerde aynı çift bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Ahırköy çayırında tekrar güreş yaparlar. Gece yarılarına kadar süren güreş neticesinde iki genç ölür. Arkadaşları bu gençleri bir incir ağacının altına gömerler. Yıllar sonra seferden (akınlardan) dönerken arkadaşlarını ziyârete gelen yiğitler, mezarların olduğu yerden bir pınarın akmakta olduğunu görürler. Yöre halkı tarafından burası“Kırkların Pınarı” olarak anılmaya başlanır. Daha sonra bu isim Kırkpınar şeklinde söylenegelir.

Kırkpınar güreşleri, ülkemizde an’anevî olarak yapılan en büyük yağlı güreşlerdir. Osmanlılar zamanında Kırkpınar güreşleri her sene Rûmî nisan ayının yirmisinde başlayıp, yirmi üçünde sona ererdi. Güreşleri seyre gelenler Kırkpınar Ağasına hediyeler ve para verirlerdi. Bu hediye ve paralar daha sonra pehlivanlara dağıtılırdı. Lozan Antlaşmasından sonra Kırkpınar, Yunanistan sınırları içinde kaldı. 1924 senesi baharında güreşler Edirne’nin Sarayiçi çayırında aynı adla yapılmaya başlandı.

Kırkpınar güreşleri yağlı güreştir. Pehlivanlar “kisbet” adı verilen, beli ve paçaları iple bağlı pantolon giyerler. Güreşten önce vücutlarının her tarafını zeytinyağı ile yağlarlar. Önceleri süresiz olan yağlı güreş müsâbakaları, son yıllarda bir müsâbaka süresine tâbi tutulmuştur. Târihte saatlerce, hatta yenilme olmadığı için, ertesi güne bırakılan güreşler vardır. Bu durum, güreşleri idâre eden hakem kurulunun kararı ile alınırdı.

Güreşler ve süreleri:
Büyük orta, baş altı ve baş boyu 1 saat; tozkoparan, deste küçük boy, deste büyük boy, küçük orta küçük boy, küçük orta büyük boy, 30 dakikadır. Bu sürelerin sonunda yenişme olmazsa, 10 dakika puan güreşi yaptırılır.

Güreşlerde, pehlivanları seyirciye tanıtan kimseye “cazgır” denir.

Cazgır güreşecek pehlivanları bağırarak takdim eder. Mahâretlerini sayar.

Peşinden duâsını okur, salevât getirir:

Hoş geldiniz, sefâ geldiniz erler meydanına!
Şeref verdiniz, zümrüt Kırkpınar’a!
Besmele ile, Kispetleri çektiniz ince bele.
Okudunuz, üflediniz hazret-i Pîr’e.
Söğüt dalından odun olmaz!
Moskof kızından kadın olmaz!
Her ananın doğurduğundan pehlivan olmaz!
Hey! Hey!
Allah Allah İllallah.
Hayırlar gele İnşallâh.
Pîrimiz Hamza Pehlivan.
Aslımız, neslimiz, pehlivan.
İki yiğit çıkmış meydana, İkisi de birbirinden merdâne.
Alta geldim, diye erinme, Üste çıktım, diye sevinme.
Alta gelirsen apış, Üste çıkarsan yapış.
Vur sarmayı kündeden at.
Gönder Muhammed’e selavat.
Seğirttim gittim pınara.
Allah ikinizin de işini onara!…​

Duâ bitince cazgır pehlivanları meydana sürer. Davullar vurmaya ve zurnalar çalmaya başlar. Pehlivanların cazgır önünden meydana gelişlerine “çıkış” denir. Peşrev yapan pehlivanlar, topuk elleme ve helâllaşma tokasından sonra, ellerini ağızlarına sürerler. Bundan sonra el ense yapılır. Boşta kalan elleriyle tutuşarak sağa sola sallarlar. El ve ayak değiştirip tekrar sallarlar. Ayrılırken birbirlerinin sağ ayaklarına sağ ellerini sürerek başlarına götürürler. Pehlivan bu hareketiyle güreştiği rakîbine şunu anlatmak ister; “Sen benden daha güçlüsün, ben senin ayak tozun olamam!” veya; “Sen öyle bir ustasın ki ayak tozunun başım üstünde yeri vardır!” gibi…

Yenişince veya berâberce kalınca, yensin veya yenilsin genç yaşlının, çırak ustasının elini, o da ötekinin alnını öper. Eğer akran iseler birbirlerinin sırtlarını sıvazlarlar. Güreş bittikten sonra pehlivanların hep birlikte merâsimle hamama gitmesi âdettir.

Yağlı güreşlerde uygulanan başlıca oyunlar şunlardır: Elense, tırpan, boyunduruk, katıryuları, deveyuları, bastırma, çapraz, kazkanadı, tartma, köstek, dalma, paçakasnak, yerdesürme, kazık, sarma, künde, kepçe, topukelleme, kurtkapanı, kılıçatma, kemane gibi. Bunların yapılış biçimlerine göre ad alanları da vardır.

Asırlardır yapılan Kırkpınar güreşlerinde 26 yıl üst üste başpehlivan olan Aliço kırılması imkansız bir rekor sâhibidir. Onu 18 yıl ile çırağıAdalı Halil takip eder. Cumhûriyetin ilânından sonra ise 9 defa ile en fazla başpehlivanlık kazanan Tekirdağlı Hüseyin’dir. Kırkpınar güreşlerinde günümüze kadar cihanı titreten demir kuşaklı nice yiğitler geçti. Bunlar “Türk gibi kuvvetli” sözünü dünyâya benimsetip, yerleşmesini sağladılar. Koca Yusuf, Kara Ahmed, Adalı Halil, Kurtdereli Mehmed, Kızılcıklı Mahmûd pehlivanlar Avrupa ve Amerika’da yaptıkları bütün güreşleri kazanarak Türkün başarısının arkasındaki maddî ve mânevî kuvveti bütün dünyâya gösterdiler.

Kırkpınar güreşlerinde Cumhûriyetten önce başpehlivanlık kazanan güreşçilerimizden bilinenleri şunlardır: Yozgatlı Kel Hasan, Arnavutoğlu Ali, Kazıkçı Kara Bekir, Şamdancıbaşı Kara İbrahim, Pamukçulu Osman, Yörük Ali, Filiz Nurullah, Filibeli Kara Osman, Katrancı Halil, Makarnacı Hüseyin, Hergeleci İbrahim, Kara Ahmed, Tekirdağlı Sarı Hafız, Bursalı Rüstem, Şumnulu Mestan, Hamlacı Kaysıoğlu, Sarı Hüseyin, Koca Yusuf, Adalı Halil, Kurtdereli Mehmed, Geçkinli Yusuf, Kara Murâd, Molla İzzet, Büyük Danacı, Küçük Danacı, Karagöz Pomak Ali, Deli Murat, Deliormanlı Kara Ahmed, Hasahırlı Abdurrahman, Çorumlu Zeyne, Pomak Osman, Suyolcu Mehmed, Mümin Hoca, Koç Ali, Koç Mehmed, Nakkaşlı Eyüp, Yenici Ahmed.

Yağlı Güreş Tarihi


Yağlı güreşin, Trakya ve Balkanlardan yayıldığı bilinmektedir. Fakat 4500 yıl önce yağlı güreşlerin eski toplumlar tarafından da yapıldığı söylenmektedir. Osmanlı İmparatorluğunun Anadolu'dan Rumeli'ye geçmesiyle, günümüze kadar uzanan tarihi yağlı güreş müsabakaları yapılmaya başlanmıştır.

Güreşler ilk zamanlarda güreşçilerin biri galip gelene kadar sürerken, oluşturulan kurallarla, süre ve puanlama sistemi yağlı güreşe dahil edilmiştir. Edirne'nin bugünkü Kırkpınar denilen bölgesinde ilk yağlı güreşin yapıldığı, 3 gün sürdüğü ve iki kardeşin finalde yenişemeyip, yorgunluktan can verdikleri söylenmektedir. Bu rivayet Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin miladı kabul edilir.

İmparatorluğun kontrolünde eski pehlivanların hocalık yaptığı güreş tekkeleri kurulmuş, yağlı güreş müsabakaları organize edilmeye başlanmıştır. Ve bugünkü haliyle, Edirne Sarayiçi'nde yapılan, 650 yıllık geçmişe sahip Kırkpınar Yağlı Güreşleri, bu sporun Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunu gösterir. Ülkemizde yağlı güreş sporu, Türkiye Güreş Federasyonuna bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.

Kırkpınar Yağlı Güreşlerine Özel



KISPET
Kıspet, pehlivan için çok önemli olan bir unsurdur. Güreşçilerin belinden diz altına kadar uzanan bölümü kaplayan deri pantolonlardır. Kıspet sözü Kisve kelimesinden gelir.

ZEMBİL
Kıspetler "zembil" adı verilen, sazdan yapılmış bir torbada taşınırlar. Bu zembilin en büyük özelliği, pehlivanın kıspetine bulaşan yağı dışarı vermemesidir.

YAĞLANMA
Güreş esnasında vücudun kavranması güç olsun diye pehlivanların zeytinyağı ile yağlanmasına denir. Pehlivanlar önce kendi vücutlarını daha sonra da rakibinin sırtını yağlarlar.

DAVUL ve ZURNA
Davul ve zurna güreşin en önemli öğelerindendir. Güreşlerin başlangıcından bitimine kadar çalınmaya devam eder.

PEŞREV
Güreşin başlangıcı ve güreşe hazırlıktır. Pehlivanların psikolojik olarak güreşe hazırlık hareketi olarak bilinen peşrev, izleyenlerin seyir keyfini de yükseltir.

CAZGIR
Çayırda güreşecek olan pehlivanların adlarını, lakaplarını, oyunları seyircilere anlatan kişidir. Bu merasimden sonra pehlivanlar da halka doğru yürüyerek güreş için hazırlığa başlarlar. Buna yağlı güreşte "çıkış" adı verilir.

HAKEM
Yağlı güreşin ilk zamanlarında birkaç eski pehlivan, köy ağaları veya güreşlerden anlayan birkaç kişi, kurallara aykırı iş yapılmasın diye güreş meydanının bir köşesine oturur, güreşleri kontrol ederdi. Bu gün ise kuralları uygulayan hakem heyetleri oluşturulmuştur.

AĞA
Kırkpınar güreşlerinin en temel öğelerinden biri ağalık müessesesidir. Önceleri pehlivanları güreşe çağıran, yarışmaları düzenleyen, gelen konukları ağırlayan, yemek ve yatacak yerlerini temin eden, ödüller veren Kırkpınar Ağasıymış. Ancak şimdi, ağanın saydığımız bu faaliyetlerinden büyük bir bölümü Edirne Belediyesince karşılanmaktadır.

ALTIN KEMER
Kırkpınar Başpehlivanına verilen, Kırkpınar'ın en büyük ödülüdür. Kırkpınar'da Başpehlivan olan güreşçi, 1 yıl süreyle altın kemerin sahibi olur. Ancak, aralıksız üç yıl üst üste Başpehlivan olan güreşçi, altın kemerin sürekli sahibi olur.

MsXLabs.org
-derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.