Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
1 Temmuz 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

NAPOLEON İ

Ad:  napolyon bonapart3.jpg
Gösterim: 2693
Boyut:  44.2 KB

(Ajaccio 1769 - Saint Helena 1821),
Fransızlar’ın imparatoru (1804-1814 ve 1815)

Charles Bonaparte ve Maria Letizia Ramolino'nun ikinci oğlu. Fransa'ya katılan kü çük soylu bir ailenin çocuğuydu, Brienne askeri okulu’na, ardından sınavla Paris Krallık askeri okulu'na girdi ve buradan topçu teğmeni olarak diploma aldı (1785). XVIII. yy. siyasal düşünürlerini ve askeri yazarlarını okudu. Aldığı aylıkla ailesine yardımda bulunuyor, sık sık Korsika’ya geliyordu; Devrim'in ilk günlerine de Korsika’da katıldı, 1793’te tüm Bonapartelar, Paoli yandaşlarının düşmanlığı nedeniyle, Fransa’ya sığınmak zorunda kaldılar.

1793’te bilinen bir jacobin olarak Toulon’un geri alınmasında önemli bir rol oynayan Napoleon, 9-Thermidor'dan sonra bir süre hapiste kaldı, ardından açığa alındı. Kralcı 13-Vendemiaire (5 ekim 1795) ayaklanmasını bastırmasına yardımcı olduğu Barras sayesinde, Josephine de Be- auharnais ile evlenmesinden birkaç gün önce, İtalya ordusuna başkomutan atandı. Başarılı bir seferle (Arcole zaferi), kendini Directoire’ın yaşlı askerlerine ve yöneticilerine kabul ettirdi, onlar da Campo- formio antlaşması'nı imzalamasına ve fetihlerini istediği gibi düzenlemesine izin verdiler (1796-97). Napoldon’u uzaklaştırmayı yeğleyen Directoire, ingilizler’in Hindistan yolunu kesmeyi amaçlayan bir Mısır seferinin yönetimini ona bıraktı. Bu seferde askeri (Ehramlar zaferi, temmuz 1798) ve idari yeteneklerini açıkça gösteren Napolyon, Ebukir'de donanmanın yok olmasından (ağustos 1798) sonra, Fransa'daki iç ve dış güçlükleri öğrenerek ordusunun komutasını Klöber'e bıraktı (ağustos 1799) ve Directoire’ın ne kadar sallantıda olduğunu görmek için Fransa' ya döndü.

Düzenlediği tehlikeli bir komplo, başarılı 18-Brumaire (kasım 1799) hükümet darbesiyle sonuçlandı. Yıl VIII Anayasasıyla Birinci konsül, daha sonra da (1802) yıl X Anayasası'yla yaşam boyu konsül oldu. Yürütme gücünü tümüyle ele geçirdikten sonra, Devrim'in kazamatlarını süreklileştirerek, burjuvazinin kaygı ve tasalarını giderdi.
Ülke içinde, ulusal barışı sağladı
  • chouannerie'nin sonu [şubat1800]
  • papa ile konkordato [temmuz1801]
  • göçmenler için genel af [nisan1802]
idare, adalet ve mâliyeyi yeniden örgütledi ve iktisadi yaşamı canlandırdı. Bu arada, Marengo ve Hohenlinden zaferlerinden sonra, Avusturya'yı barış yapmak zorunda bıraktı (Lunöville antlaşması, 1801) ve İngiltere'yle Avrupa'daki on yıllık savaşa son veren Amiens barışı’nı imzaladı (1802). Cadoudal suikastından (1804), Senato’dan Fransızlar’ın imparatoru unvanını koparmak için (yıl XII Anayasası) yararlandı ve papa Pius Vll'yi, taç giydirmek üzere Paris’e getirtti (1804).
Sarayı ve soylularıyla, imparatorluk, monarşik bir görünüm kazandı ve aile üyeleri, fetihlerle birlikte boşalan tahtlara yerleşmeye başladılar.

İtalyan Cumhuriyeti krallığa dönüştü (1805). Bunun üzerine Napoleon yeniden, kendisine ülkenin mali ve iktisadi sorunlarını çözecekmiş gibi görünen bir fetih siyaseti izlemeye başladı. 1805’ten çöküşüne kadar, çetin savaşlara girişti, büyük devletlere meydan okudu; karşılaştığı büyük devletlerin en zorlusu, Avrupa'daki fransız yayılmasından kaygıya düşen İngiltere’ydi (Trafalgar, 1805). Üçüncü koalisyon'u (AvusturyalIlar ve Ruslar’a karşı Austerlitz zaferi [1805]) ve dördüncü koalisyonu (Prusyalılar’a karşı Jena, Ruslar’a karşı Friedland zaferleri [1806-1807]) yendikten sonra, Rusya ile bir ittifak imzaladı (Tilsit görüşmesi) ve İngiltere’yi yıkmak için kıta ablukasını düzenledi. Bu karar onu, tüm Avrupa'yı denetlemeye yöneltti ve 1807-1809 arasında, saldırganlık siyasetini sürdürdü (Etruria' nın ilhakı, Papalık devletlerinin işgali, Portekiz’in fethi ve ispanya'ya elkoyma). Wag- ram savaşı’ndan sonra, Avusturya’nın Viyana barışı'nı (1809) imzalaması üzerine, kendisinden çocuğu olmayan Josöphine ile evliliğini feshettirerek, 1810'da avusturyalı arşidüşes Marie-Louise ile evlendi. 1811'de bir oğlan çocuğun, Roma kralının doğması ( NAPOLEON II), imparatorluk döneminin altın çağı oldu.

Bu aşamadan başlayarak, sağlam temellere dayanmayan bu geniş imparatorluk, ispanyada ulusal ayaklanma (2 mayıs 1808'de patlak veren bu ayaklanma, öteki halklara da örnek oldu), iktisadi bunalım, papanın hapsedilmesinden (1809) sonra din adamlarının muhalefeti gibi gitgide artan güçlüklerle karşılaştı. Rusya’yla ittifak, düş kırıklığıyla sonuçlandı ve ona karşı girişilen savaş (1812), dev gibi Büyük Ordu'ya rağmen, Moskova yangınından sonra felakete dönüştü. Geri çekilme, korkunç koşullarda gerçekleşti (Berezina’ dan geçiş, kasım 1812). Napoleon'a karşı çar Aleksandr, gerçek bir haçlı seferinin başına geçti. Zaferlere (Lützen, Bautzen) rağmen, Leipzig yenilgisinden (ekim 1813) sonra imparator, ne ülkenin istilasını, ne de Müttefiklerin Paris’e girmesini (mart 1814) engelleyebildi. Senato’nun iktidardan düşürüldüğünü ilan etmesi üzerine, tahttan çekilerek Toscana açıklarındaki Elbe adasına sürüldü (mayıs 1814).

Bourbonlar hükümetinin yol açtığı hoşnutsuzluğu öğrenince, Fransa’yı yeniden elde etmek umudu içinde adadan kaçtı. Tüm Avrupa ona karşı birleştiği için, Yüz Gün (20 mart - 22 haziran 1815) gelip geçici bir oluntudan başka bir şey olamadı. VVaterloo savaşı (18 haziran 1815), hükümdarlığına kesin olarak son verdiyse de (tahttan ikinci çekilme, uzaktaki Saint Helena adasına gidiş), efsanesine son veremedi. Anılarını yazdırdığı Las Cases, yazdıklarını Memorial de Sainte-Helene (1823) adıyla yayımladı. Kemik kalıntıları 1840’ta Fransa’ya getirtilerek invalides’e gömüldü. (KONSÜLLÜK DÖNEMİ, birinci İMPARATORLUK.)

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM