Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
15 Temmuz 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  göz7.JPG
Gösterim: 5525
Boyut:  36.6 KB

GÖRME YOLLARI


Fotoreseptörler (rod ve koni hücreleri) üzerine düşen ışık enerjisi fotokimyasal reaksiyonla elektrik enerjisine çevrilir (aksiyon potansiyeli). Fotoreseptör hücreler görme yollarının birinci nöronu olan bipolar hücrelerle sinaps yaparlar. Bipolar hücreler ise görme yollarının ikinci nöronu olan ganglion hücreleri ile sinaps yaparlar. Ganglion hücrelerinden çıkan sinir lifleri papillada toplanarak optik siniri oluştururlar. Optik sinir orbita içerisinde ilerleyip optik kanaldan geçtikten sonra kafa içine girer ve iki optik sinir birleşerek kiyazmayı oluşturur. Kiyazmada temporal retinadan gelen sinir lifleri çaprazlaşmadan geçerken nazal retinadan gelen lifier çaprazlaşarak karşı tarafa geçerler. Kiyazmadan sonra lifier optik traktus adını alırlar. Optik traktus yolu ile lateral genikûlat gangliona gelen sinir lifleri burada bir sinaps daha yaparlar. Burada görme yollarının üçüncü nöronu bulunur. Lateral genikülat gangliondan kalkan üçüncü nöronun lifleri optik radyasyoyu oluşturarak oksipital Loba yani visüel kortekse (görme korteksi) gelir. Beynin bu bölgesine Broka'nın 17. bölgesi adı verilir.
Görme alanı değerlendirilirken kiyazmadaki çaprazlaşmayı akılda tutmak gereklidir. Bu çaprazlaşma sayesinde medial lifier yani nazal retinadan gelen lifier karşı tarafa geçer. Böylece sağ optik traktusda sol görme alanı sol optik traktusda ise sağ görme alanının lifleri taşınır.
Optik sinir lezyonlarında lezyon olan göz tarafında görme kaybı olur.
Kiyazmanın ortasında bulunan bir lezyon medial lifleri tutacağı için her iki temporal görme alanı etkilenecektir.
Optik traktusda bulunan bir lezyonda ise bir gözün temporalinden diğer gözün nazalinden gelen lifler etkileneceğinden sağ veya sol görme alanı kaybı olur.
Optik traktusda seyreden liflerin % 20-30'u Korpus genikülatum lateraleye gelmeden optik traktusden ayrılarak pretektal bölgeye, superior kollikulusa geçerler. Pretektal nukleuslarda sinaps yapan lifler pupilla ışık refleksi ile ilgili liflerdir.

ÖZET

Fotoreseptör hücreler görme yollarının birinci nöronu olan bipolar hücrelerle sinaps yaparlar. Bipolar hücreler ise görme yollarının ikinci nöronu olan ganglion hücreleri ile sinaps yaparlar. Ganglion hücrelerinden çıkan sinir lifleri papillada toplanarak optik siniri oluştururlar. iki optik sinir birleşerek kiyazmayı oluşturur. Kiyaznıada temporal retinadan gelen sinir lifleri çaprazlaşmadan geçerken nazal retinadan gelen lifler çaprazlaşarak karşı tarafa geçerler. Kiyazmadan sonra Lifler optik traktus adını alırlar. Optik traktüs lateral genikulat cisimcite 3.sinapsi yapar; buradan kalkan nöronlar optik radyasyo yolu ile görme korteksine giderler.

GÖZ KAPAKLARI


Göz kapakları; gözü yabancı cisimlere karşı koruyan, gözyaşının kornea ve konjonktiva yüzeyine homojen dağılmasını sağlayarak kurumasını önleyen, göze giren ışık miktarını sınırlayan koruyucu yapılardır. Palpebral açıklık (göz kapakları arasındaki açıklık ışığın göze girmesine izin verecek kadar geniş, globu nemli tutacak kadar dar olmalıdır. Kapak sınırları ve açıklıkları kozmetik bütünlüğü sağlamak için simetrik olmalıdır.
Üst göz kapağı alt göz kapağına göre daha hareketlidir. Levator palpebra kasının yardımı ile 15 mm kadar hareket edebilir. Primer pozisyondaki bir gözde , üst kapak serbest kenarı üst limbusun 1,5-3 mm altında yer alır.
Levator palpebra kası III.Kraniyal sinir (Okülomotor sinir) tarafından uyarılır. Levator palpebra kası üst göz kapağını açarken orbikülaris oküli kası tersine çalışarak göz kapaklarını kapatır.

Göz kapaklarımızı istemli olarak kapatabildiğimiz gibi normalde göz kırpma refleksi ile gözlerimiz açılıp kapanır. Göz kırpma refleksi ile göz yaşı oküler yüzeye homojen olarak dağıtılır ve gözün kuruyarak fonksiyonlarını kaybetmesi önlenmiş olur.
Tiyroid hastalıklarında, miyastaneia gravis hastalığında, konjenital ptozis olgularında, horner sendromunda, fasial paralizide, ve III. kraniyal sinir paralizilerinde göz kapaklarında klinik olarak önemli değişiklikler olur.
Ad:  göz8.JPG
Gösterim: 4040
Boyut:  39.2 KB

Göz kapakları medialde ve lateralde iç ve dış kantuste birleşirler. Erişkinlerde alt ve üst göz kapağı arasındaki açıklık (Palpebral fissür) yatay olarak 27-30 mm, dikey olarak 10-11 mm'dir; yaşla birlikte dikey aralık daralır ve 8-10 mm'ye düşer. İki pupilla arasındaki uzaklığa interpu- piller mesafe denir erkeklerde ortalama 65 mm'dir. Her iki medial kantüsler arasındaki aralık ise ortalama 32.5 mm'dir. Bu mesafeler ırka ve cinsiyete göre değişiklik gösterebilir. Kapak aralıkları ve interpupiller mesafe Şekil 5.1'de gösterilmiştir.

Göz kapakları
  • Gözü korur
  • Göz yaşının gözün yüzeyine eşit bir şekilde dağılmasını sağlayarak kurumasını önler
  • Göze giren ışık miktarını kısıtlar

Göz Kapaklarının Yapısı:


Üst göz kapağı dıştan içe dokuz anatomik bölge halinde incelenebilir.
1. Deri
Ad:  göz9.JPG
Gösterim: 6690
Boyut:  38.4 KB

2. Kapak kenarı
3. Derialtı doku
4. Orbikularis okulinin çizgili kas lifleri
5. Orbital septum
6. Levator palpebra kası
7. Tarsal plaklar
8. Düz kas (MülEer kası)
9. Konjonktivadan, oluşur

Deri:


Vücuttaki en ince deri bölümüdür. Kapakların ön yüzünü örter. Üzerinde vücüdün diğer bölgelerindeki yapıya benzer olarak ince kıllar, yağ ve ter bezleri bulunur. Tarsın üst sınırı boyunca genellikle bir deri kıvrımı vardır. Bu kıvrım levator palpebra kasının aponörozonun deriye verdiği uzantılar nedeniyle oluşur.

Kapak kenarı:


Her bir göz kapağının kenarı 3 mm kalınlığında ve 30 mm uzunluğundadır.Lateraldeki 6/5'lik kısım köşeli ve 'içteki 1/6 ' lik kısım yuvarlaktır. Medialden yaklaşık 5 mm dış kısımda papilla lakrimalis yer alır. Her bir papillanın ucunda lakrimal kanal olarak devam eden punktum lakrimale yer alır.
Papilla lakrimalisin iç yanı kirpiksizken dış 5/6 'lık kısmında kirpikler ve salgı bezleri bulunur. Kapakların kirpikli bölümündeki serbest kenar ön (kütanoz) ve arka (konjonktival) olmak üzere iki bölüme ayrılır. Bu iki bölümü birbirinden ayıran mükokütonoz birleşim yeri gri hat olarak tanımlanır. Kapak cerrahisinde önem kazanır. Kirpikler kütanöz bölümde 2-3 sıra halinde dizilmişlerdir. Üst göz kapağında daha fazla sayıda ve daha kalındırlar.

Kapak serbest kenarına yakın yerleşimli bezlerden, ter bezlerine benzeyen Moll bezleri ile yağ bezlerine benzeyen Zeiss bezleri kütanöz bölgeye açılır. Tarslarda yerleşmiş meibomius bezlerinin boşaltıcı kanalları ise konjonktival bölüme açılırlar.

Deri altı yağ dokusu:


Deri altı dokusu çok ince ve gevşektir. Yağ dokusu bakımından fakirdir. Kan birikmesi veya inflamasyona bağlı olarak sıvı birikmesiyle çok hızlı ve dramatik bir şekilde şişebilir.

Göz kapaklarını kapatan kaslar


Orbikülaris Okuli: Orbital kenarı çevreleyen eliptik ve yassı bir kastır. İçte ve dışta kantal ten- don denilen ve kemiğe yapışan fibröz doku sayesinde yerinde durur. Dış halkadan içe doğru orbital, palpebral ve silier kısımlardan oluşur. Orbital kısım, alnın, şakağın ve yanağın üst kısmının derisini kese ağzı gibi büzer, böylece gözler korunur, bu kısım istemli olarak kasılır ancak refleksif olarak kasılması da mümkündür. Palpebral kısım göz kapaklarının kapanmasını sağlar hem refleksif olarak hem de istemli olarak kasılır. Fasiyal sinirle inerve olur.
M. Korrugator supersilii: Kaş bölgesinin iç yan kısmından orbita kenarının üst -nazal bölümüne uzanır.
M. Proserus: Orta hatta bulunur. Alın bölgesinden maksiller kemiğin frontal çıkıntısına uzanır.

Göz kapaklarını açan kaslar:


Üst kapak retraktörleri: Üst kapak levatör kası ve üst tarsal kastan oluşur.
  • Üst kapak levatör kası (M levator palpebra superioris): Okülomotor sinirle inerve olan bu kas orbita apeksinden başlar. Superior rektusun üzerinde öne doğru seyrederek üst kapak tarsına yapışır.
  • Üst tarsal kas (müller kası): Üst tarsın yaklaşık 12-15 mm yukarısından levator aponevrozunun alt yüzünden çıkar ve üst tarsın üst kenarına tutunur.
Arka yüzü konjonktiva ile örtülüdür. Çizgisiz kas yapısındadır. Ve sempatik sinirlerle inerve olur.

Alt kapak retraktörleri


Alt tarsal kas ve alt rektus kasının kapsülopalpebral fasyasından oluşur.
  • Alt tarsal kas (M. tarsalis inferior): Müller kasının alt kapaktaki karşılığıdır. Çizgisiz kas yapısındadır ve sempatik sinir sistemi ile inerve olur. Alt rektusun kapsülopalpebral başından çıkarak alt tarsın kenarına tutunur.
  • Kapsülopalpebral fasya: Alt rektusun kılıfından çıkar, alt oblik kılıfına yapışarak onu sarar ve Lokwood ligamanına katılır. Daha sonra öne uzanarak alt fornikse ve alt tarsın alt kenarına tutunur.

Tars:


Göz kapaklarına şekil ve sertlik veren yapılardır. Sert fibroz dokudan oluşmuş plaklardır. Üst ve alt kapaklarda birer tane bulunur. Bunlar hilal şeklindedir, üst kapaktaki alt kapakta- kinden büyüktür. Her iki alt ve üst kapakta boyları ortalama 29 mm, kalınlıkları ise 1 mm kadardır. Kapak merkezindeki vertikal yükseklik ise üst tarsda 10-11 mm, alt tarsda ise 3,5-4 mm dir. Yanlara gidildikçe bu yükseklik azalır. Her iki tars iç kenarı içte ve dışta birleşerek iç ve dış kantal ligamanları oluştururlar. Tarslar bu tendonlarla orbita kenarlarına tutunurlar. Bu şekilde göz kapaklarının iskeleti ve bütünlüğü sağlanmış olur.
Tarsların içlerinde, kapak kenarına açılarak göz yaşı lipid bileşenini katkıda bulunan Meibo- mius bezleri vardır. Bunlar tarsal plak içerisinde dikey olarak dizilmiştir. Üst kapakta 25-30, alt kapakta 15-20 kadardır. Dikey olarak yerleştikleri için kapak cerrahisinde bu bezlere zarar vermemek için tarslara uygulanacak cerrahide kesiler, kapak kenarına dik olarak yapılmalıdır.

Orbital septum:


Orbita kemik kenarından tarslara uzanan fibröz bir dokudur. Orbita Göz kapaklarını orbitadan ayırır. Arkasında orbital yağ dokusu bulunur. Orbita kemik penceresinde üstten alta uzanarak orbita girişini kapatır. Böylece enfeksiyonların ve hemorajilerin önden arkaya veya arkadan öne geçmesini kısıtlar.
Kapakların damarları: Göz kapakları esas olarak internal karotis arterin dallarından beslenir. Üst kapak, Oftalmik arterin dalları (Lakrimal arter, Palbebral medial superior arter, Supra- orbital arter, Supratroklear arter) ile beslenir. Alt kapak ise Oftalmik arterin dallarının yanısıra eksternal karotis arterin dallarından da beslenir. Kapakların tarsların önündeki venöz kanı içte anguler vene, dışta ise yüzeyel temporal vene drene olur. Tarsların gerisindeki venöz drenaj ise oftalmik venler yolu ile kavernöz sinüse olur.
Konjonktiva: Palpebral konjonktiva Göz kapaklarının altındaki kısımdır, alttaki tarsal plakların arkasına sıkıca yapışıktır. Kapak konjonktivasının bulbar konjonktivaya döndüğü forniks konjonktivasıyla devam eder.
ÖZET
Göz kapakları, gözü yabancı cisimlere karşı koruyan, gözyaşının kornea ve konjonktiva yüzeyine homojen dağılmasını sağlayarak kurumasını önleyen, göze giren ışık miktarını sınırlayan koruyucu yapılardır. Üst göz kapağı dıştan içe dokuz anatomik bölge halinde incelenebilir: deri, kapak kenarı, derialtı doku, orbikularis okuli, orbital septum, tarsal plaklar, Müller kası ve konjonktiva. Deri, vücuttaki en ince deri bölümüdür. Deri altı dokusu çok ince ve gevşektir. Yağ dokusu bakımından fakirdir. Göz kapaklarını kapatan kaslar orbikülaris okuli, korrugator süper- silii ve proserustur. Göz kapaklarını açan kaslar üst kapak levatör kası, üst tarsal kas, ait tarsal ve kapsülopalpebral fasyadır.
Orbital septum, Orbita kemik kenarından tarslara uzanan fibröz bir dokudur. Göz kapakları esas olarak internal karotis arterin dallarından beslenir.

GOZ YAŞI:


Gözyaşının primer fonksiyonu oküler yüzeyde optik olarak saydam ve pürüzsüz bir ortam sağlamaktır. Göz yaşı dıştan içe doğru lipid, aköz ve müsin olmak üzere üç tabakadan oluşmuş sandviç bir yapıdır. Göz yaşının fonksiyonlarını yapabilmesi için bu üçlü yapının korunması gereklidir.
Ad:  göz10.JPG
Gösterim: 3912
Boyut:  27.7 KB


Göz yaşının görevleri aşağıdaki gibi sıralanabilir Düzgün bir optik ortam sağlamak
  • Gözdeki yabancı cisimleri uzaklaştırmak
  • Kornea epiteline oksijen ve glukoz sağlamak
  • İçerdiği antimikrobiyal ajanlarla gözü enfeksiyonlardan korumak
  • Kapakları yağlayarak göz kırpma işlevini kolaylaştırmak

Lipid tabaka:


Meibomian bezlerinden salgılanır. Bu bezler alt ve üst kapak tarslarında bulunurlar ve kirpik diplerine boşalırlar. Lipid tabakanın görevleri şunlardır.
  • Yüzey gerilimini arttırarak hidrofobik bir bariyer oluşturur.
  • Buharlaşmayı geciktirir.
  • Göz kapakları ile glob arasındaki sürtünmeyi azaltır.

Aköz Tabaka:


Ana lakrimal bez ve aksesuar bezler olan Krause ve Wolfring bezlerinden salgılanır. Yardımcı bezler konjonktivada bulunurlar ve bazal sekresyondan sorumludurlar. Aköz tabakanın görevleri şunlardır.
  • Avasküler olan kornea epiteline oksijen sağlamak
  • Antibakteriyel ajan gibi çalışmak
  • Kornea yüzeyindeki küçük düzensizlikleri kapatmak
  • Yabancı cisimleri oküler yüzeyden uzaklaştırmak

Müsin Tabaka:


Konjonktivada bulunan goblet hücrelerinden salgılanır. Hidrofobik kornea yüzeyini hidrofilik hale getirerek aköz tabakanın bütün göz yüzeyinde homojen olarak dağılmasını sağlar.

Lakrimal Bez:


Lakrimal bez, büyük bir orbita) kısım ve daha küçük olan palbebral kısımdan oluşur. Her iki kısım arasında levatör aponörozisi (levatör kası tendonu) yer alır ancak bezi tam olarak ikiye bölmez. Orbital kısım daha büyüktür ve orbita üst lateralinde bir fossa içerisine yer alır. Orbital kısım önde orbita) septum ile arkada ise retrobulbar yağ dokusu ile sınırlıdır. Daha küçük olan palpebral kısmı, levatör kası tendonu altında yer alır, alt yüzü üst forniks konjonktivası ile komşudur. Üst kapak ters çevrildiğinde göz kapağının dış kısmında görülebilir.
Yaklaşık olarak 12 tane olan lakrimal bez kanalı palbebral kısımdan geçtikten sonra üst forniks korıjonktivasına açılır.
Lakrimal bez hem otonomik hem de duyusal inervasyona sahiptir. Parasempatik lifler, fasiyal sinirin lakrimal nukleusundan köken alırlar, preganglionik lifler sfenopalatin gangliona "nervus intermedius" aracılığı ile gelirler, daha sonra postganglionik lifler halinde maksiler sinir içerisine katılır ve zigomatikotemporal dal aracılığı ile lakrimal sinir ve lakrimal beze ulaşırlar.
Sempatik postganglionik lifler, superior servikal gangliondan çıktıktan sonra, internal karotis arter etrafındaki pleksus ile kafa içine girerler, daha sonra, derin petrozal sinir, pterjoid kanal, maksiller sinir, zigomatik sinir ve zigomatikotemporal dal aracılığı ile lakrimal sinir ve lakrimal beze ulaşırlar.
Parasempatik sinir lifleri, gözyaşı bezinin refleks üretimini, Sempatik sinirler ise yardımcı gözyaşı bezlerinin temel üretimini kontrol etmektedirler.

Aksesuar Bezler (yardımcı bezler)


Ana bez yanında bir çok aksesuar göz yaşı bezi konjonktivada, özellikle fornikslerde daha fazla olmak üzere bulunur. Ana bezden parasempatik inervasyonlarının olmaması, sadece Sempatik inervasyonlarının olması ile ayrılırlar. Krause ve Wolfring olmak üzere iki yardımcı göz yaşı bezi vardır.
Ad:  göz11.JPG
Gösterim: 4114
Boyut:  17.3 KB

Bu bezler normal durumlardaki salgıdan sorumludurlar (bazal sekresyon). Gözde normal durumlarda sürekli bir gözyaşı salgısı vardır. Refleks gözyaşı salgısı ise ruhsal durumlar, olfaktör sinir uyarıları ya da konjonktiva ve/veva korneanın irritasvonu sonucu gelişir.

LAKRİMAL SİSTEM:


Göz yaşını burun boşluğuna ileten yollardır. Kapakların serbest kenarı ile göz küresi arasında biriken gözyaşı punktumlar aracılığı ile boşaltıcı sisteme girer ve kanaliküller, gözyaşı kesesi, nazolakrimal kanalı izleyerek, burunda inferior meatusa ulaşır. Punktumlar, göz kapakları iç 1/5'lük kısımda yer alırlar. Normalde hafif arkaya doğru dönmüşlerdir ve göz küresi ile temas halindedirler.
Ad:  göz12.JPG
Gösterim: 3960
Boyut:  21.7 KB

Kanaliküller punktumdan sonra 2 mm boyunca dikey olarak uzanırlar (vertikal kanalikül). Vertikal kanalikülün sonuna doğru hafif bir genişleme gösterir, bu bölge ampulla olarak adlandırılır. Daha sonra 90 derece mediale doğru dönerler ve yatay kanalikül (horizontal kanalikül) adini alır. Bu bölüm ortalama 8 mm'dir. İnsanların %90'ında alt ve üst kanaliküller tek bir kanalikül olarak birleşir ve ortak kanalikül adini alarak Lakrimal kese ile birleşir. Lakrimal kese ve kanalikül bileşkesinde mukozal bir flep (Rosenmuller valvi) yer alır ve keseden kanaliküllere göz yaşının geri kaçmasını önler.
Lakrimal kese yaklaşık 10 mm boyundadır ve anterior ve posterior lakrimal çıkıntılar arasında lakrimal fossada yer alır. Nazolakrimal kanal 12 mm uzunluğundadır ve lakrimal kesenin uzantısıdır, burun kavitesi içerisinde alt meatusda inferior konka lateralinde ve altında sonlanır. Nazolakrimal kanalın açıklığı Hasner valvi denilen mukozal bir katlantı ile örtülmüştür.
Lakrimal punktumlar ve kanaliküller çok katlı yassı keratinize epitelle örtülüdür. Bu epitel kapak kenarındaki kütanöz epitelin devamıdır. Lakrimal kesede bu epitel iki katlı epitele döner: yüzeysel kolumnar epitel, ve derin düzleşmiş epitel. Bu epitel içerisinde goblet hücreleri de bulunmaktadır.

Yeni doğanların % 30'u nazolakrimal kanallarının alt ucu tıkalı olarak doğarlar. Ancak pek çoğu 6. aya kadar basit müdahalelerle açılırlar. Konjenital dakriyostenoz adı verilen bu durumda, çocuklara antibiyotikli göz damlaları ve kese bölgesine masaj önerilir. Açılmazsa çocuklarda 1 yaşına kadar sondalama denilen bir işlem yapılmalıdır. Sondalamada nazolakrimal kanala özel bir tel sokulur, burun boşluğuna kadar ilerletilir. Böylece genellikle nazolakrimal kanalın alt ucunda (Hasner membranı) bulunan tıkanıklık açılmış olur.
Göz yaşının bir kısmı buharlaşma ile kaybolur, bu interpalpebral alan, göz kırpma frekansı ve ortam nemi gibi faktörlere bağlıdır. Göz yaşının büyük bir kısmı nazolakrimal keseden burundaki alt meaya gelir ve yutulur. Göz kapakları kapanmaya lateralden başlar. Bu hareket göz yaşını iç kantüsde toplar, punktumlardan göz yaşı kapiller çekim etkisi ile önce kanaliküllere daha sonra lakrimal keseye alınır. Göz kapakları kapandığı sırada, orbikülaris oküli kası kasılır. Bu hareket ampullaların sıkışmasına yol açar, lakrimal kese ise bu sırada genişler ve negatif bir basınç oluşur, ve kanaliküllerdeki gözyaşı lakrimal keseye emilmiş olur, gözler açıldığı zaman ise kese küçülerek içeriğini boşaltır.

ÖZET
Lakrimal bez, büyük bir orbital kısım ve daha küçük olan palbebral kısımdan oluşur. Yaklaşık olarak 12 tane olan lakrimal bez kanalı palbebral kısımdan geçtikten sonra üst forniks kon- jonktivasına açılır. Lakrimal bez hem otonomik hem de duyusal inervasyona sahiptir. Krause ve Wolfring olmak üzere iki yardımcı göz yaşı bezi vardır. Bu bezler normal durumlardaki salgıdan sorumludurlar (bazal sekresyon).
Lakrimal sistem, göz yaşını burun boşluğuna ileten yollardır. Kapakların serbest kenarı ile göz küresi arasında biriken gözyaşı punktumlar aracılığı ile boşaltıcı sisteme girer ve kanaliküller, gözyaşı kesesi, nazolakrimal kanalı izleyerek, burunda inferior meatusa ulaşır. İnsanların %90'ında alt ve üst kanaliküller tek bir kanalikül olarak birleşir ve ortak kanalikül adını alarak lakrimal kese ile birleşir. Lakrimal kese ve kanalikül bileşkesinde mukozal bir flep (Rosenmuller valvi) yer alır ve keseden kanaliküllere göz yaşının geri kaçmasını önler. Lakrimal kese yaklaşık 10 mm boyundadır ve anterior ve posterior lakrimal çıkıntılar arasında lakrimal fossada yer alır. Yeni doğanların % 30'u nazolakrimal kanallarının alt ucu tıkalı olarak doğarlar. Göz yaşının büyük bir kısmı nazolakrimal keseden burundaki alt meaya gelir ve yutulur. Göz kapakları kapandığı sırada, orbikülaris oküli kası kasılır. Bu hareket ampullaların sıkışmasına yol açar, lakrimal kese ise bu sırada genişler ve negatif bir basınç oluşur, ve kanaliküllerdeki gözyaşı lakrimal keseye emilmiş olur. Gözler açıldığı zaman ise kese küçülerek içeriğini boşaltır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM