Hüseyin Zekâi Paşa
Hüseyin Zekâi Paşa (d. 1860 İstanbul ö. 1919)
II. Mahmud döneminde, öğretime başlayan Mekteb - i Harbiye - i Şahane' den yetişen Hüseyin Zekai Paşa 19. yüzyılda kullanım olanakları artan fotoğraftan yararlanan sanatçılardan biridir.
1860 yılında İstanbul'da Üsküdar'da doğan İbrahim Efendi'nin oğlu Hüseyin Zekai Paşa Kuleli Askeri Lisesi'ndeki öğrenciliği sırasında resimle ilgilenmeye başlar. Kendisi gibi resme meraklı olan birkaç arkadaşı ile birlikte bunların arasında Hoca Ali Rıza da bulunmaktadır- lisede bir resim atölyesinin kurulmasına ön ayak olurlar. Hüseyin Zekai Paşa ve arkadaşlarının girişimiyle kurulan bu atölyede Süleyman Seyit ve Osman Nuri Paşa'nın resim dersleri verdiği bilinmektedir.
Hüseyin Zekai Paşa yurt dışına hiç çıkmamış ancak döneminin sanatçılarını, özelliklede Süleyman Seyyit ve Ahmet Ali Paşanın yapıtlarını inceleme olanağını bulmuştur. 19.yy manzara resmi geleneği içinde yer alan yapıtları, en çok bu iki sanatçının üslubuyla benzerlikler taşır. Boyayı çok ince ve temiz, renkleri duru ve dengeli karşıtlıklarla kullanmıştır. 1910' larda, özellikle Galatasaray sergilerinin başlamasından sonra, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti üyesi ressamlarla kurduğu ilişkiler sonunda izlenimci (empresyonist) tutumla çalışmaya başlamıştır. Ancak bu tür resimler yapması onun bir akıma bağlılığından çok açık havada çalışma isteğinin ve ışık renklerini arayışının sonucudur. Klasik ölçüler içinde, temiz bir işçilikle, resmin her tümünde, hemde ayrıntılarda bir güzellik duygusu vermiş, 19.yy'ın öbür Türk ressamlar gibi doğaya benzetme, hoş güzel bir sonuç yaratma kaygısıyla çalışmıştır.

Askeri okullarda aldığı resim eğitimi, Şeker Ahmet Paşa ve Hoca Ali Rıza gibi isimlerle yakın ilişkileri dışında, eski eserler üzerine çalışmaları ve bilgisi ve Askeri İnşaat Komisyonu reisliği gibi görevleri de onun sanatsal kimliğinin gelişimine etki etmiştir. Hüseyin Zekai Paşa, yurt dışına giderek burada eğitim alma fırsatı bulmamış olmasına karşın, resme olan yeteneğini sürekli öğrenme ve kendini aşma isteğiyle geliştirmiş ve çağdaş Türk resminde belli bir yere gelmeyi başarmış bir sanatçıdır.
1908 yılında I. Redif Liva Kumandanı iken emekliye ayrılan sanatçı, bu tarihten sonra resim çalışmalarına yoğunlaşma imkanı bulmuştur: "Üsküdar Doğancılar'daki evinde, eski yapıtlarla süslü atölyesinde sessiz çalışmayı seviyordu. Avrupa'da eğitim görmediği halde, sanat bilgi ve görgüsünü 'üstat eserlerinden, üstat nasihatlerinden aldığı terbiye ve ilham üzerine kurmuş' olduğuna P. Boyar kitabında değiniyor."[ÖZSEZGİN, Kaya; Türk Plastik Sanatçıları, s.185] Sami Yetik ise, onun Avrupa müzelerini gezmiş, görmüş meraklı bir tarih-i sanat mütehassısı gibi malumatlı olduğunu belirtmektedir.
Hüseyin Zekai Paşa'nın ressamlığının ve koleksiyonerliğinin yanı sıra yazarlık yönünün de olduğu bilinmektedir. 1914 yılında yazmış olduğu Mübeccel Hazineler ve 1919 tarihli Bedâyi-i Asâr-ı Osmaniye adlı sanat tarihi kitapları, sanatçının aydın kimliğinin göstergesi olarak Türk Plastik Sanatlar Tarihi'ndeki yerlerini almıştır.
Derlemedir.