Arama

Kuvvet Nedir? - Tek Mesaj #4

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Ağustos 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

KUVVET


—ANSİKL. Anayas. huk. Geleneksel ayrıma göre, devlet etkinlikleri üç ana kola ayrılır: yasama, yürütme ve yargılama işlevleri. Mutlak monarşiler döneminde bu işlev ve kuvvetler bir tek organda birleşmişti (hükümdar). Demokrasiler çağında da bazı ihtilal meclisleri (Fransa'da Konvansiyon dönemi, Türkiye'de 1920'de kurulan TBMM) hem yasama hem de yürütme kuvvetini ellerinde bulundururlar. Ancak Batı demokrasilerinde kural yasama, yürütme ve yargılama kuvvetlerinin birbirlerinden ayrı organlara verilmesi yönündedir. Öte yandan, kuvvetlerin ve özellikle yasama ile yürütmenin konumları açısından yönetim biçimleri kuvvetler birliği ve kuvvetler ayrılığı olarak başlıca iki kümede toplanır.

—Fizs. kim. Elektrolitlerin kuvveti. Elektrolite; kuvvetli ve zayıf olmak üzere ikiye ayrılır: kuvvetli elektrolitler, çözeltide pratik olarak tamamen çözünür; bunlar, metal- sel tuzların yaklaşık tümü, birkaç anorganik asit (halojenli asitler, nitrik asit, perklorik asit vb.) ve kimi bazlardır (sodyum hidroksit, potasyum hidroksit ve diğerleri). Zayıf elektrolitler, görece seyreltilmiş olsa bile çözeltide çok az ayrışırlar. Zayıf elektrolitlere örnek olarak organik asitler, anorganik asitler (H2S, H2CÖ3 vb.) ve bazlar (amonyak, organik bazlar) verilebilir.

Asitlerin kuvveti.
Belli bir derişimdeki (örneğin onda bir normal) bir asitle bir bazın birbirini yansızlaştırma enerjisi, ayrışma dereceleriyle orantılıdır. Tümüyle ayrışan kuvvetli asitler için herhangi bir sıralama yapmak zordur; ama ötekiler için iyonlaşma değişmezinin değerine göre bir sıralama yapılabilir: çözeltide. HA H* + A-biçiminde ayrışan bir HA asidi için iyonlaşma değişmezi, iyon dengesine uygulanan kütle etkisi yasasından elde edilir; buna göre xHA = -H1 *1A 1[HA]
dır; burada köşeli ayraçlar, derişimleri gösterir. Asit ne denli zayıfsa, kHA o denli küçüktür. Bu tür bir sınıflandırma ayrıca bazlar için de yapılabilir.

—Fizs. mekan. Nicel kuvvet kavramının temelini, hem kuvveti harekete bağlayan yasayı -dinamiğin “temel ilke"si-, hem de kuvvetleri belirlemeye olanak veren çeşitli yasaları (kuvvetlerin üst üste gelmesi ilkesi, etki ve tepki yasası, çekim yasası) ortaya koyan Nevvton atmıştır. Dinamiğin temel ilkesi'ne göre, bir cismin p hareket miktarının zamana göre türevi, bu cisme etkiyen kuvvete eşittir.
Bu bağıntı kuvvetin, Nevvton'dan önce inanıldığı gibi cismin hızını sıfırdan farklı bir değerde tutmaya değil, cismin hareket miktarını, dolayısıyla da hızını değiştirmeye yaradığını gösterir.
Cebirsel olarak F kuvvetinin de, p gibi, doğrultusu, yönü ve yeğinliği olan bir vektör olduğunu belirtmek gerekir.
Üst üste gelme ilkesi, aynı cisme aynı anda etkiyen birçok etkileşim kuvvetinin etkisini belirlemeye olanak verir ve buna kuvvetleri bileştirmek denir. Bu ilkeye göre, kuvvetler vektörel olarak toplanabilir: A ve B, C ile etkileşime giriyorsa, bu etkleşime ilişkin F(A+B) toplam kuvveti, F(Aİ+ P(B) toplamına eşittir; burada P(A) ve P(B) kuvvetleri sırasıyla yalnızca A'nın ve yalnızca B'nin C ile yaptığı etkileşimleri göstermektedir. Bu ilke özellikle, B'nin varlığının A ile C arasındaki etkileşimin değerini değiştirmeyeceğini ortaya koyar. Ancak bu ilke kimi sınırlar içinde geçerli- dir, örneğin çok büyük yeğinlikli çekim kuvvetleri bu ilkeye uymaz.
Her özel etkileşim türüne, buna etkileşime giren cisimlere bağlı parametrelerin fonksiyonu olarak hesaplamaya olanak veren bir kuvvet yasası eşlik eder. Örneğin Nevvton'un ortaya attığı çekim yasası, m, ve m2 gibi iki kütlenin birbirlerini, bu iki kütleyi birleştiren doğru ile aynı doğrultuda olan ve yeğinlikleriye eşit kuvvetlerle çektiklerini ifade eder. Burada d kütleler arasındaki uzaklığı, G ise evrensel bir değişmezi göstermektedir. Kimi kuvvet yasaları (çekim kuvvetleri, elektriksel kuvvetler ve çekirdek kuvvetleri) evrenseldir ve temel etkileşimlere karşılık gelir. Kimi başka yasalar ise deneysel ya da yaklaşık yasalardır (örneğin esnek kuvvetlere ya da sürtünme kuvvetlerine ilişkin yasalar) ve bunlar genelde temel etkileşimlerden yola çıkarak belirtilebilir. Kuvvet yasalarını belirlemek çok önemli bir sorundur, çünkü bu yasaları bilmeden fiziksel cisimlerin ya da parçacıkların hareketlerini kestirmek olanaksızdır.

—Halk hek. Kuvvet macunu, OsmanlIlar’ da çok eskiden beri kullanılıyordu. XV. yy.'a ait bir Bahname'de macunu mücerrep (denenmiş macun) adı verilen bir macundan söz edilerek bileşimi verilmekte ve bu macundan kırk gün sabah akşam yiyen erkeğin cinsel gücünün artacağından, kadınınsa çocuk doğurma yeteneği kazanacağından söz edilmektedir. Bu tür reçetelere çeşitli dönemlere ait birçok kaynakta rastlanmaktadır.
Kuvvet macunu yapımında en çok amasya eriği, ceviz, kabuksuz badem, ravent, ebegümeci, kabuksuz arpa, kudret helvası, badem yağı, karabaş çiçeği, tarçın, bal, dişotu, mastika, sinameki, üzerlik tohumu, krem tartar, karanfil, kebabe, gülsuyu, tere tohumu vb. malzeme kullanılıyordu. Kuvvet macunlarının çeşitli türleri vardı. Bunların ana maddesini afrodiziyak (cinsel açıdan uyarıcı) otlar ve baharatlar oluşturuyordu. Bazılarının içine Kuvvet macunlarının özellikle saray çevresinde gizli reçetelerle hazırlandığı ve kullanıldığı bilinmektedir. Macunluk denilen özel kutularda saklanır, saraya yakın çevrelere armağan olarak da gönderilirdi. Sarayın helvahanesinde hazırlanan bu macunların bileştiği gizli tutuluyordu.

Kuvvet macunu, halk arasında da yaygın biçimde kullanılıyordu. Cinsel gücü artırmanın yanı sıra bedeni güçlendirdiğine inanılıyor, özellikle veremliler ve zafiyet geçirmekte olan hastalar için etkili bir ilaç olarak görülüyordu. Mısırçarşısındaki aktarların yaptığı kuvvet macunları ünlüydü. Bugün de Mısırçarşısı ve Çemberlitaş’taki kimi aktarlar, bu tür macunlar yapıp satmaktadırlar. Manisa'da belirli zamanlarda halka dağıtılan mesir" macunu da bir tür kuvvet macunudur.

—Siyas. bil. Temsili demokrasi, kuvvetler ayrılığı ve kuvvetler birliği (meclis hükümeti) olmak üzere başlıca iki biçim alır. Batı demokrasilerinin genellikle benimsediği model kuvvetler ayrılığıdır. Marxçı rejimler ise kuvvetler birliğine dayanır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin temelinde, devlet görev ve yetkilerinin tek bir organda toplanmasının iktidar aşırılıklarına ve özgürlüklerin zedelenmesine yol açacağı düşüncesi vardır. Dolayısıyla bu sistemle güdülen amaç, aslında tek olan devlet iktidarının kullanılışını çeşitli organlar arasında bölmek ve bu organlar arasında karşılıklı dengeler yaratmaktır. Kuvvetler ayrılığı, belli tarihsel koşulların ürünüdür. Mutlak monarşilerin baskısına karşı çıkan siyasal liberalizm, bütün yetkileri elinde toplayan kralın iktidarını bölmek istiyordu. Ulusu temsil eden parlamentoların doğuşu, yasama yetkisinin de kraldan koparılması demek olmuştur. Aynı biçimde yargılama yetkisi de, "yargı bağımsızlığı” ilkesi çevresinde, yasama ve yürütme organlarından ve işlevlerinden ayrılmıştır. Uygulamada kuvvetler ayrılığı ilkesi 1787 ABD anayasasıyla, sonra da 1789 insan ve yurttaş hakları bildirgesi ve fransız devrim anayasaları ile (1791, 1795) ortaya çıkmıştır. Kuvvetler ayrılığı başkanlık rejimlerinde (ABD) katı, parlamenter rejimlerde ise (Avrupa demokrasileri) yumuşak ve kuvvetler arasında işbirliği ve karşılıklı denetleme mekanizmaları biçiminde ortaya çıkar. 1961 ve 1982 anayasaları yumuşak kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemişlerdir.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM