Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Eylül 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Konuşma bozukluğu ve kekemelik


Her Konuşma Bozukluğu Kekemelik Değil
Seda Atilla Şahin söze kekemeliğin tanımı ile başlıyor. Kekemeliğin konuşurken ses, hece veya tek heceli kelimelerin tekrarlanması ile, seslerin uzatılmasıyla veya bloklar ile konuşma akıcılığının bozulmasına anlamına geldiğini söyleyen Şahin, "Herkes zaman zaman normal akıcılık bozuklukları yaşayabilir. Ancak "kekemelik" olarak nitelendirilmesi için bu bozuklukların kişinin iletişimini (konuşmaktan kaçınmak, diyeceklerini unutmuş gibi yapmak, söylemek istediği kelimeyi değil de başka bir kelimeyi söylemek gibi) etkilemesi gerekir." diyor. Şahin, kekemeliğin ilk 1,5 – 12 yaşları arasında ortaya çıkabileceğini en yaygın 2-5 yaşları arasında ortaya çıktığını söylüyor. Şahin'e göre kekemeliğin sebebi tam olarak bilinmiyor. "Genetik, nörofizyolojik, gelişimsel ve çevresel faktörlerin karışımının kekemeliğe neden olduğuna dair bulgular mevcuttur. Kekeleyen bireylerin yüzde 50-75'inin ailesinde kekeleyen bir fert vardır. Kekelemenin şiddeti ise genetik değildir." diyen Şahin "3 yaş civarı çocuklarda dil gelişimi halen tamamlanıyor olduğundan çocukların çoğunda normal akıcılık bozuklukları gözlenir. Bu durum bir süre sonra kendiliğinden düzelir. Ancak normal akıcılık bozuklukları ile kekemeliği ayırt edici risk faktörlerine dikkat etmek gereklidir." Peki kekemeliğin tedavisi nedir? "Konuşma terapisi ile ergen ve yetişkinlerde kekemeliği kontrol altına almak, kişinin konuşurken gösterdiği efor belirtilerini yok etmek mümkündür. Kişinin motivasyonu ve katılımı terapinin başarısını derinden etkiler. Çocukların terapisinde ailenin katılımı esastır. Çocukta yukarda belirtilen risk faktörleri tespit ediliyorsa ve/veya 3-6 aydır akıcılık bozuklukları devam ediyor ise dil ve konuşma bozuklukları uzmanından değerlendirme istenmelidir. Değerlendirmenin sonucunda gerekli terapi başlatılacaktır."

Ebeveynler çocuklarına destek olmak için neler yapabilirler?


Çocuğunuzun kelimelerini onun yerine bitirmekten kaçının. Konuşurken onu sabırla dinleyip lafını bitirmesi için ne kadar vakite ihtiyacı varsa bekleyin. Çocuğunuzla konuşurken göz temasını bırakmayın. Onu başkalarının yanında "Hadi bir şiir oku" gibi stres seviyesinin artacağı durumlara maruz bırakmayın. Acele etmeden, sakin konuşmayı alışkanlık haline getirin (Günde 5 dakika bile olsa cevap vermeden 2 saniye beklemeyi deneyin). Nasıl dediğinden çok ne dediğine önem verdiğinizi hissettirin. Konuşmasını asla eleştirmeyin. Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı ile birlik halinde olup çocuğunuzun terapisine dâhil olun.

Kekemeliği nasıl anlarsınız?


Kısmi kelime tekrarları (Ör: t-tek) tüm kelime tekrarlarından (Ör: tek-tek) fazladır. Kelimenin bir kısmı ikiden fazla defa tekrar edilir (Ör: t-t-t-tek). Tekrarlamalar düzensiz bir ritimdedir (Ör: t-te-t-tek). Bir ses bir saniyeden fazla tutuluyor olabilir (Ör: t---------ek). Ses uzatmaları (Ör: ttttek) sessiz uzatmalardan (Ör: t----------ek) ve sessiz uzatmalar da ses tekrarlarından (Ör: te-tek) fazla görülür. Konuşurken herhangi bir efor belirtisi (Ör: göz kapatma, kırpma, baş hareketleri, dudak büzme vs.) görülmesi. Konuşmaya karşı negatif bir tutum olması. Konuşurken ses tonunda ve perdesinde değişiklikler olması. Ailede kekeleyen bir bireyin olması.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM