Arama

Merzifon - Amasya - Tek Mesaj #3

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Eylül 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  Merzifon - Amasya2.jpg
Gösterim: 656
Boyut:  53.3 KB

MERZİFON


Orta Karadeniz bölümünde Amasya iline bağlı ilçe; 67 448 nüf. (1990); 939 km2; merkez bucağı dışında 2 bucak, 65 köy. Merkezi, Amasya'nın 47 km K.- B.'sında Merzifon, 40 431 nüf. (1990). Tahıl, baklagiller, şekerpancarı.

TARİH


Geçmişinin iki birfyıl öncesine değin uzandığı sanılan ilk yerleşim biriminin IV. yy.Tn sonlarında Bizans, Malazgirt zaferinden sonra da Danişmentliler'in eline geçtiği bilinmektedir. Osmanlı devletinin topraklarına katılıncaya (1396) değin İlhanlılar, Sivas emiri Eretna ve Kadı Burhanettin arasında el değiştirdi. Yöre halkınca “Barsivan” ya da "Marsivan" olarak adlandırılan kentin adı, osmanlı kaynaklarında Merzifun olarak yer alır. Kasabada XVII. yy.Tn ortalannda 4 000 dolayında konut ve 600 kadar işyeri bulunduğu Evliya Çelebi'nin verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır. Kasabada pamuk ipliği yapımı, pamuklu dokuma, keçecilik ve renkli sahtiyan üretimi ileri düzeydeydi. Özellikle burada dokunan bir tür bezin en önemli alıcısı olan kırımlı tüccarların başlıca uğrak yerlerinden biriydi. Bu niteliğini daha sonraki zamanlarda da koruyan Merzifon, XIX. yy. ortalannda Sinop'tan ve Samsun'dan ihraç edilen malların toplandığı bir pazardı. Kentin nüfusu aynı yüzyılın sonlarında 6 000 kadarı hıristiyan olmak üzere 20 000’e ulaşmış bulunuyordu.

XX. yy.Tn başlarında, Osmanlı devletinin içine düştüğü bunalımdan ve kargaşalıktan yararlanan yabancıların Pontos devletini yeniden canlandırmak amacıyla bazı gizli cemiyetler kurmaya başladıkları görülür. Merzifon Amerikan koleji’nde ele geçirilen 1904 tarihli belgeler ve eşya arasında Pontos örgütünün tüzüğü, armalar, bayraklar, silahlar, broşürler ve marşlar da bulunmaktadır. Bu arada, yine merkezi Merzifon olmak üzere Müdafaai meşrute adlı bir başka örgüt kuruldu. Bu örgütün amacı, Anadolu Rumları'nı silahlandırmaktı. Nitekim Birinci Dünya savaşı'nın aleyhimize gelişmesi Merzifon ve çevresindeki rum çetelerinin harekete geçmesine olanak sağladı. Köy basmak, yol kesmek, çapul, yağma, soygun, hatta asker ve sivil halktan birçok kişiyi öldürme gibi olaylar 30 mart 1919'da Ingilizler’ in Merzifon'u işgal etmeleri sonucu tırmanışa geçti. Bu gelişmeler karşısında Nurettin Paşa komutasındaki merkez ordusuna bağlı birlikler Merzifon'daki Amerikan koleji’ni bastılar, çete mensupları ve onlara destek verenler tutuklanıp istiklal mahkemesi önüne çıkarıldılar. 1919'da İngiliz hükümeti tarafından elkonulan maden ocakları da Ankara hükümetince geri alındı. Kurtuluş savaşı yıllarında azalan nüfus, Cumhuriyet'in ilanından sonra yeniden artmaya başladıysa da, yüzyılın başındaki düzeye ancak 1950’li yılların ortalarında ulaştı.

MİMARLIK.


Tarihsel anıt açısından oldukça zengin olan Merzifondaki yapılar OsmanlI dpnemindendir. Bunların en önemlilerinden biri Mehmet Tin (Çelebi) inşa ettirdiği Çelebisultanmehmet medresesidir (1414-1417). Anıtın mimarı Ebubekir Mehmet bin Hamzat ül-Müşeymeş'tir Burada üç yönden dışarı taşan kubbeli dershane eyvanları ve girişteki kubbeli eyvanla değişik bir plan uygulanmıştır. Bu kubbeli mekânlar dikey tonozlarla revaklı avluya açılır. Kalın kare payeleri bağlayan iki renkli taşlardan örülmüş revak kemerleri (zengi, memluk etkisi) avluya anıtsal bir görünüm kazandırır. Dershanelerin aralarına tonozlu yirmi medrese odası yerleştirilmiştir. İki katlı giriş eyvanının üzerine 1875'te Amasya mutasarrıfı Ziya Paşa tarafından tuğladan, silindirik gövdeli bir saat kulesi eklenmiştir. Cevizden, kündekâri tekniğindeki kapı kanatları Ankara Etnografya müzesi’nde sergilenmektedir. Gene Mehmet Tin yaptırdığı Çelebisultanmehmet hamamı (1413), dört eyvanlı, köşelere yerleştirilmiş kubbeli halvetlerden oluşan sıcaklık bölümüyle merkezi planlıdır.

Kentin bir başka önemli anıtı, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın inşa ettirdiği ve onun adını taşıyan külliyedir. Camide (1667), kubbeli ana mekân giriş bölümü eklenerek öne doğru uzatılmıştır. Ana mekânı örten büyük kubbe kalem işleriyle, şadırvan İstanbul manzaralarıyla süslüdür. 1676 tarihli hamam, sekizgen planlı, dört eyvanlı sıcaklığı, tonoz bingili kubbeli büyük cemekân bölümüyle, klasik şemadadır. Caminin yanında iki katlı, dikdörtgen planlı, dokuz kubbeli bedesten yer alır, içerde kalın ayaklar, bıüyük sivri kemerlerle bağlanır. Taş han değişik planda, oldukça küçük bir yapıdır. Avlu çevresinde alt katta dükkânlar bulunur, girişin karşısına üç katlı, öteki bölümlerden yüksekçe bir ahır eklenmiştir. Üst katlarda revakların ardında hücreler yerine, koridorlar uzanır.

XVII.-XVIII. yy.'lardan Hacıhasan ve Eyüpçelebi camileri kubbelerindeki kalem işleriyle dikkati çeker. Bu yapıların dışında beylerbeyi Abduliah Paşa'nın inşa ettirdiği Sofular (Abdullahpaşa) camisi (XV. yy.), Tacettinibrahimpaşa camisi (XV. yy.), Alacaminare mescidi (1501), Bozacı camisi (XVII. yy), Hüseyin Ağa’nın XVIII. yy.’da yaptırdığı Çay camisi (tavan yıldız ve baklava motifleri, mihrabı lale, minberi geometrik geçmelerle süslüdür) belirtilebilir.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM