Arama

Selahaddin Eyyubi - Tek Mesaj #5

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
29 Eylül 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

EYYUBİLER


Selahattin Eyyubi tarafından kurulan İslam hanedanı (1174-1524). Hanedan, Mısır, Suriye, Filistin, Mezopotamya’nın kuzey bölümü ile Yemen’e de egemen oldu. Hanedan’a adını veren Eyüp bin Şadi bin Mervan, Azerbaycan'da Dvin şehri yakınındaki Acdanakan köyünde doğdu. Önce Şeddadilerin, sonra da Irak Selçukluları askeri valisi Bihruz’ un hizmetine girdi. Bihruz tarafından kendisine Tekrit ikta olarak verildi. Bir süre sonra, Musul Atabeyi Imadettin Zengi'nin tarafına geçti (1138), Şam’ın alınmasındaki hizmeti dolayısıyla Baalbek valiliğine atandı (1139/1140). Zengi'nin ölümü üzerine Eyüp, Börilerin hizmetine girdi. Böriler, ona Şam muhafızlığını verdiler. Zengi’nin oğlu Nurettin'in hizmetinde kalan kardeşi Şirkûh’a ise, ikta olarak Humus verilmişti. Şam'ın Nurettin tarafından alınmasında yardımları dokunduğu için Eyüp, Şam valisi olarak kaldı.

Nurettin, Fatımi veziri Şaver'e yardım etmek için Şirkûh'u Mısır’a gönderdi (1162). Şirkûh giderken yeğeni Selahattin'i de birlikte götürmüştü. Uzun süren savaşlar sonunda Şaver öldürüldü, Şirkûh onun yerine geçti. Ancak bir kaç hafta sonra, Şirkûh da öldü (1169). Selahattin vezir oldu, arkasından da hükümdarlığını ilan etti (1169). Kardeşi Turanşah’ı Yemen'i ele geçirmeye gönderdi Bu arada Fatımiler’e bağlı olan ya da yabancı güçlerden hoşnut kalmayanların ayaklanmalarını bastırdı. Selahattin, bağımsızlığını ilan etmesinden pek memnun olmayan Nurettin'in ölmesinden (1173) yararlanarak Suriye'yi ve Mezopotamya’nın bir bölümünü ele geçirdi. Bu arada Kudüs krallığı ndaki bunalımdan ve Bizanslılar’ın Haçlılar ile olan anlaşmazlıklarından yararlandı; Hattin'de Haçlılar ile yapılan savaşı kazandı.

Böylece 88 yıl sonra, Kudüs yeniden müslüman egemenliğine geçmiş oldu. Daha sonra, Sur, Trablusşam ve Antakya’yı aldı. Bu başarılarını, İslam dünyasında savaşçılıkları ile tanınan unsurlarla (Türkler vb.) birlikte, Mısır, Suriye ve Mezopotamya’dan sağlanan birliklerden oluşturduğu orduyla kazandı. Dış siyaseti de, düşmanları arasındaki anlaşmazlıklardan yararlanmaya ya da onlara karşı müttefikler bulmaya dayanıyordu, iki yüzyıl fatımi halifesine bağlı Mısır halkını, Bağdat halifesine bağladığı gibi, Fatımiler'in bütün izlerini silmek için de, fatımi para birimi yerine yeni bir para birimi getirdi. Ancak para değerindeki karışıklıklar ve artan harcamalar, devleti.tüccar ve emirlerden borç para almaya sürükledi.

Selahattin'in Haçlılar'a karşı elde ettiği bu zaferler, Batı’da yeni güçlerin meydana gelmesine neden oldu. Nitekim bu güçler kısa bir süre sonra, Kudüs dışında, Selahattin’in aldığı Suriye ve Filistin kıyılarının büyük bir bölümünü ele geçirdiler. Haçlılar’ı uzaklaştıramayacağın! anlayınca, onlarla barış yaptı, birkaç ay sonra da öldü. Selahattin daha hayattayken ülkesini oğulları ve kardeşi Adil arasında bölüştürdü: Mezopotamya’yı Adil'e, Şam'ı Efdal’e, Mısır'ı Aziz'e, Halep’i de Zahir’e verdi. Yemen, orayı ele geçiren kardeşi Turanşah'a halef olan Tuğtigin’in yönetiminde idi. Ayrıca Hama, yeğeni Takiyettin Ömer’e, Humus, Şirkûh’un torunu Mücahit’e bırakılmıştı.

Selahattin’in ölümünden sonra, oğulları arasında anlaşmazlık çıktı. Sonunda Adil, bütün ülkede birliği sağlamayı başardı. 1200'de Mısır’da sultanlığını ilan etti. Adil' in başlıca çabası, Selahattin’in imparatorluğunu ayakta tutmaktı. Ancak o da hayatta iken, ülkesini oğulları arasında bölüştürdü: Halep, Humus ve Hama'yı ailenin diğer emirlerine bıraktı. Şam ve Mezopotamya'yı oğullarına verdi. Ölünce yerine geçen Kamil, Eyyubi ailesinin birliğini sürdürmeye çalıştı. Ancak onun ölümünden sonra, Eyyubi devleti çökmeye yüz tuttu. Yerine Adil II, biraz sonra da büyük kardeşi el-Melıküs Salih geçti. Şam’ı aldı. Salih’in ölümüne doğru altıncı haçlı seferi sırasında, Haçlılar Dimyat'ı ele geçirdiler. ilerlemeye kalkınca bütün kuvvetleri ile imha edildiler, Salih'in yerine geçen karısı Şecerüddür, oğlu Turanşah V Mısır’a gelinceye kadar onun ölümünü gizledi. Turanşah, annesine bağlı Memluklar sayesinde, barış isteğinde bulunan Fransızların otuz iki gemisini batırdı, Louis IX’u, eşi ve kardeşi ile birlikte tutsak aldı. Bu zafer nedeniyle şımaran Turanşah öldürüldü. Şecerüddür yönetimi ele aldı; yüklü bir tazminat karşılığında Fransız kralı ve etrafındakileri serbest bıraktı (1250). Vergileri azalttı. Ancak, kadın bir hükümdar olarak iyi karşılanmayan Şecerüddür, saltanattan çekilmek zorunda kaldı. Melik Eşref II (Kamil’in torunu) ismen sultan idiyse de, iktidar Mısır Bahriye Memluklarından izzettin Aybek’in elinde idi. Sonunda Aybek’in hükümdar olmasıyla Bahriye Memlukları tarafından Mısır Eyyubi devletine son verilmiş oldu (1252).

Yemendeki, Eyyubi devleti de, Turanşah ile birlikte oraya gelen Resuliler’in eline geçti (1229); Şam, Halep ve Meyyafarikin Eyyubileri’ni Moğollar (1260) Humus Eyyubileri’ni Mısır Memlukları (1262), Hasankeyf Eyyubileri’ni ise, Ösmanlılar (1524) ortadan kaldırdılar.

Eyyubiler, aralarındaki anlaşmazlıklara rağmen, Mısır, Filistin ve Suriye’de birliği sağlamayı, Haçlılar’a karşı önemli bir güç oluşturmayı başardılar. Bu arada tarım ve ticarete de önem verdiler. Bu amaçla AvrupalIlar ile ticaret anlaşmaları yaptılar. Onların döneminde doğu sanat ve kültürü yeni bir nitelik kazandı.

—Güz. sant. Eyyubiler dönemi askeri ve yönetsel açıdan parlak olmakla birlikte, bu saltanatın kısa sürmesi ve sürekli savaşlar yüzünden, mimarlık alanında verilen ürünler fatımi sanatının uzantısı niteliğindedir. Bu dönemde Mısır’da yaptırılan camilerden günümüze ulaşan örnek yoktur. El-Melik ül-Adil Fahrettin’in Hısnıkeyfa’da yaptırdığı (1409) Camiürrızk’ın da yalnızca kalıntıları vardır. Derin bir niş biçimindeki taçkapıdan üç yanı revaklı, ortası şadırvanlı avluya geçilir. Girişin karşısındaki kubbeli ana mekânın yanlarında, medrese odaları oldukları sanılan kubbeli bölümler bulunur. Yapının K.-D. köşesindeki kare kaideli, silindirik gövdeli minare, dilimli küçük bir kubbeyle örtülüdür. Yatay silmelerle üç bölüme ayrılmış olan gövde, yalancı kemerler ve arabesk motiflerle süslüdür. Bu dönemin önemli bir yapı türü medreselerdir.

Makrizî bu dönemde Kahire ve Fustat’ta yirmi beş medrese yaptırıldığını bildirirse de bunlardan hiçbir iz yoktur, ilk örnek Selahattin Eyyubi’nin, imam Şafii'nin türbesi yanında yaptırdığı medreseydi (1180). Kâmiliye medresesi de (1225) dönemin önemli medreselerindendi. Bu yapılar arasında en dikkati çekeni Şam’daki Adiliye medresesi’ dir (1223). 1600 m2'lik bir alanı kaplayan bu medrese, ortada şadırvanlı avlunun çevresine yerleştirilmiş mescit, kubbeli türbe, büyük ve küçük eyvanlarla odalardan oluşur. Bu dönemin mezar anıtları arasında İmam Şafii’nin (1211), Ebu Mansur İsmail'in (1216) ve Melik Salih Eyüp'ün (1249/1250) türbeleri belirtilebilir. Bunlar Kahire’deki önceki mezar anıtları gibi kare kasnağa oturan tuğla kubbelidir. Melik Salih Eyüp'ün türbesi aşırı bezemeli kapısıyla ötekilerden ayrılır Eyyubiler döneminin kervansaraylarından da iz kalmamıştır (el-Kuseyr, el-Arus, Tuman, Kara, el-Etne).

Bu kervansaraylar, beşik tonozlu revaklarla çevrili bir orta avludan oluşan yalın yapılardı. Eyyubiler özellikle askeri mimarlık alanında başarılı örnekler vermişlerdir. Bunda haçlı savaşları yüzünden Batı ile ilişkilerin etkili olduğu sanılmaktadır. Selahattin Eyyubi’nin Kahire’de yaptırdığı surlar, transız üslubunda yuvarlak kulelerle güçlendirilmiştir (Burcuzafer). Yuvarlak konsollara oturan çıkma mazgallar ise Suriye etkisindedir.
Bu dönemde süsleme genellikle çok köşeli yıldızlar ve bitkisel motiflerden oluşur. Arabeskle birlikte özellikle nesih yazı kullanılmıştır.

Kaynak: Büyük Larousse
Selahaddin Eyyubi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 29 Eylül 2016 23:15
SİLENTİUM EST AURUM