Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
9 Ekim 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

KİŞİLİK


1. Kendi beninin bilincinde olan kişinin ruhbilimsel bireyselliği; şahsiyet: Kişilik bölünmesi.
2. Kişiyi ötekilerden ayıran bedensel ve ruhsal özellikler bütünü; bir kimsenin az ya da çok belirgin bir özgünlük göstermesine yarayan görünüş; karakter: Bir sanatçının güçlü kişiliği. Kişilikten yoksun olmak. Hiçbir kişiliğe sahip olmamak. Silik bir kişilik.
3. Bir insanın gerçek hayatta oynadığı rol: Yazıhanedeki kişiliği, evindeki kişiliğinden çok farklı.
4. Kişilik kazanmak, belirgin özellikler edinerek özyapısı oluşmak.

—Antropol. Temel kişilik, Ralph Linton ve Abram Kardiner'e göre, "birincil" kurumlarca (çocukların eğitim kuralları, aile düzeni, vb.) biçimlendirilen ve sıraları gelince "ikincil” kurumlarda, yani folklor ve mitolojide dile gelen, bireye ilişik öğelerin tümü. (Böylece temel kişilik, bireyin davranışlarını biçimlendiren bilinçdışı bir altyapı oluşturur.)

—Huk. Hukuk öznesi olma durumu; hak sahibi olabilme yeteneği. (Eşanl. ŞAHSİYET.) [KİŞİ.]

—Med. huk. Kişilik hakkı, kişinin maddi ve manevi bütünlüğü üzerindeki mutlak hak. (Eşanl. ŞAHSİYET HAKKI.)

—Psikan. Kişilik bozukluğu, psikanalistlerce tanımlanan nitelikte nevroza benzer patolojik kişilik yapısı.

—Ruhbil. Ruhbilimcilerin öznenin davranışlarından yola çıkarak ruhsal işleyişini ve özellikle ruhsal aygıtın duygusal görünüşünü açıklamak için geliştirdikleri kuramsal tasarım. (Bk. ansikl. böl.) ll Kişilik testi, YANSITMALI' TEST’in eşanlamlısı.

♦ sıf. Say. sıf. + kişilik, belirtilen sayıda kimseyi alacak ya da onlara yetecek miktarda olan: Üç kişilik odalarımızın hepsi dolu. Bir oturuşta iki kişilik yemek yemek; belirtilen sayıda kimseden oluşan: Dört kişilik bir grup.

—ANSİKL. Med. huk. Kişilik hakkı mutlak bir haktır; herkese karşı ileri sürülebilir. Bu hak kişiye bağlıdır, başkasına devredilmez; mirasçılara geçmez. Kişilik hakkı doğumla kazanılır, ölümle son bulur. Kişinin vücut tamlığına, onuruna, kişisel sırlarına, adına ilişkin haklar kişilik haklarıdır.

—Ruhbil. Aynı kişinin tutumlarında saptanan süreklilik, her bireyi gözlemlenen tutum biçimlerinden çıkarsanan bir özellikler ya da kişilik nitelikleri bütünüyle nitelendirmeye yönlendirir. Bu çıkarsamalara, ruhsal işleyiş üzerindeki kuramsal görüşler yön verir. Günümüzde en çok yararlanılan model, kişilik yapılarının yaşamın ilk yılları boyunca oluştuklarını savunan psikanaliz kuramıdır. Özellikle savunma mekanizmaları, nesne bağlantı tipi ve birincil ve ikincil süreçler kavramları, bu açıdan bir kişilik tipini belirlemeye yarar.

Kişilik yatkınlığı kavramı, geçici tutum biçimlerinin ötesinde, her kişiliği belirginleştiren daha sürekli eğilimler bulunmasını içerir. Buna göre kişilik, bu yatkınlıkların yapısı ya da dinamik örgütlenmesi olarak tanımlanabilir. Bireyin değişik ve genellikle çalışmalı tutumları, kaynağını aynı özne den alan tutumlar olarak kabul edilir, böylece kişiliğin zaman içindeki özdeşliğiyle de tanımlanması gerekir; çünkü vücudun özdeşlik ve birliği, güçlü bir biçimde kişiliğin özdeşlik ve birliğini esinler. Olayların etkisiyle, kişiliğin bazı kesimlerinde değişiklikler olabileceği kabul edilmekle birlikte, bu değişiklik ve duraksamalar oldukça dar sınırlar içinde yer alır.

Kişilikler arasındaki farklılıkların bilimsel incelenmesi, özellikle yansıtmalı teknikler aracılığıyla gelişti. Tipoloji kişilikler arasındaki farklılıkları yapısal ve kalıtımsal bir nitelik olarak görürse de özellikle behavi- orculuğa ya da temel kişilik kavramını ge- liştiren kültürel antropolojiye dayanan öteki yaklaşımlar, bu farklılıkların kazanılmış niteliği ve birincil eğitim ve toplumsallaştırma uygulamalarıyla biçimlendirilmeleri üzerinde dururlar.

KİŞİLİKLİ


1. Kişiliği güçlü, tutarlı kimse, bu kimsenin tutumu ve bunu dışa vuran şey için kullanılır: Kimlikli bir kadın. Son olaylarda kişilikli bir tavır sergiledi. Kişilikli bir yüz. 2. Tutarlı, sağlam, kararlı olan şey için kullanılır: Kişilikli bir diplomasi örneği.

KİŞİLİKSİZ


1. Kişiliği güçlü olmayan, tutarsız kimse bu kimsenin tutumu ve bunu dışa vuran şey için kullanılır: Kişiliksiz bir adam. Kişiliksiz bir yüz.
2. Tutarlı olmayan, kararsız ya da belli bir özelliği bulunmayan şey için kullanılır: Kişiliksiz bir politika. Kişiliksiz bir yapı.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM