Arama

Aspirin Nedir? - Tek Mesaj #6

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Ekim 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Asetil salisilik asit (Aspirin)

Ad:  aspirin3.jpg
Gösterim: 2101
Boyut:  30.6 KB

Kullanım biçimleri


Günlük doz yetişkinlerde 3 kez 1-2 (500-1000 mg) tablet, yemeklerden sonra çiğnenmeden bir miktar sıvıyla yutulur. Romatizmal hastalıklarda doz günde 4x2 tablete çıkarılabilir. 9-15 yaş grubuna günde 2 veya 3 kez 1 tablet, 7-9 yaş grubuna günde 3 kez ½ tablet verilebilir. 7 yaşından küçük çocuklara 100 mg'lık tablet formundan olmak üzere 1-2 yaş ½ tablet, 2-3 yaş 1 tablet, 4-6 yaş 2 tablet, 7-9 yaş 3 tablet verilir. Bu dozlar gerektiğinde günde 3 kez tekrarlanır.

Yüzeysel uygulama


Aspirinin birçok faydası arasında derideki kurumalar çatlaklar tırnak batmaları gibi hastalıklarıda giderebilmesidir. Herkesin bildiği gibi aspirin kanı sulandırıyor. Sürüldüğü bölgedeki kılcal dolaşımıda hızlandırdığı için iyleşme hızlanıyor.

Tırnak batması veya nasırda kullanımı


100MG lık aspirin suda eritilir. (en fazla 2 cc su)Suyun içme suyu veya saf su olmasına dikkat edin çünkü aspirin bir asittir ve Ph değeri uyumsuz asitler veya bazlarla tepkimeye girip etkisini yitirebilir. Hazırlanan karışımı sorunlu bölgeye bir pamuk yardımıyla iyce yedirerek sürün. Bu işlemi 2 günde bir tekrarlıyabilirsiniz.

Endikasyonları


Baş ağrısı, diş ağrısı, nevralji, siyatik ve adet sancılarını giderir. Ateşli hastalıklarda, grip ve soğuk algınlığında ateş düşürür. Romatizma ve lumbagoda enflamasyonu azaltır. Boğaz ağrılarını geçirir. Migrenin semptomatik tedavisinde kullanılır. 100 mg dozda Antiagregan(kan sulandırıcı) olarak kalp ve tansiyon hastaları tarafından kullanılır.

Kontrendikasyonları


Salisalatlara ve diğer non-steroidal antienflamatuvar ilaçlara karşı aşırı duyarlılığı olanlarda, kanama eğiliminin arttığı patolojik durumlarda, gebeliğin son üç ayında, glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliğinde, gastrointestinal kanalda kronik ve aktif ülseri olanlarda kullanılması sakıncalıdır.

Uyarılar


Astma, nazal polip veya nazal allerjisi olanlarda dikkatle kullanılmalıdır. Uzun süre ve yüksek dozda kullanımında ılımlı bir salisilat intoksikasyonu görülse de, dozun azaltılmasıyla kaybolur. Salisilatlar tiroid fonksiyon testlerini değiştirebilir. Karaciğer harabiyeti olanlarda, ayrıca cerrahi müdahale geçirecek kişilerde dikkatle kullanılmalıdır. Gebelerde kullanım güvenliği kanıtlanmadığından önerilmez. Süt veren annelerde kullanılmamalıdır.

Yan etkileri


Asetilsalisilik asidin en sık görülen yan etkisi sindirim sistemi üzerinedir. Doza bağımlı olarak gastrointestinal hemoraji, ülserasyon, tinnitus, vertigo, geçici işitme kaybı, kanama zamanının uzaması ve nadiren lökopeni, trombositopeni, plazma demir konsantrasyonunda düşme görülebilir. Ayrıca nadir olgularda aşırı duyarlılık reaksiyonları olarak kaşıntı, ürtiker, anjiyonörotik ödem, astma ve anafilaksi görülebilir.

İlaç etkileşimleri


Asetilsalisilik asit plazma protrombin konsantrasyonunu azaltması nedeniyle antikoagülanların etkisini potansiyelize eder. Oral hipoglisemiyanların etkisini potansiyelize eder. Salisilatlar küçük dozlarda probenesid ve sülfinpirazonun ürikozürik etkisini azaltır. Spirinolaktonla oluşan sodyum itrahı, salisilat varlığında azalabilir. Alkolle, kortikosteroidlerle birlikte kullanımı gastrointestinal sistemde kanama olasılığını artırır. Pirazolon türevleriyle birlikte kullanımı gastrointestinal ülserasyon riskini artırır. Üriner alkalileştiriciler salisilatın böbrekten atılım hızını artırarak; fenobarbital enzim indüksiyonuyla, propranolol bazı reseptörlerle kompetitif etki nedeniyle asetilsalisilik asidin etkisini azaltırlar.

Aspirinin icadı ve tarihçesi


Aspirin, dünyada her derde deva olarak bilinen en çok kullanılan ilaçlardandır.

Aspirin, dünyada her derde deva olarak bilinen en çok kullanılan ilaçlardandır. Aspirinin icadı sonrası zamanla bu ilacın kanserden ağrılara kadar pek çok farklı alanlarda da kullanılabileceği ortaya çıkmıştır. İçeriği asetilsalisilik asit olan aspirin söğüt ağacından üretilir.Aspirin kimyager Felix Hoffmann tarafından bulunmuştur.

Aspirinin icadı
Mailce sitesinde yer alan habere göre, Bayer’in kimyageri olan Felix Hoffmann, 1897 yılında salisilik asidi, asetik asit ile birleştirmiş saf asetilsalisilik asidi bulmuştur. Böylece ağrı kesici ve ateş düşürücü olan aspirin yani ASA bulunmuştur. Bu icad ile Avrupa’da 1900’lü yıllarda başlayan grip salgını yok edilmiştir ve ASA o noktadan sonra aspirin olarak adlandırılmıştır. Başlarda ağrı ve Ateş düşürmesi ile bilinen aspirinin zamanla kanı sulandırması, kalp krizi ve felci önlemesi ve belirli kanser türlerinde etkili olması sebebi ile bir mucize ilaç olduğu kabul edilir.

Felix Hoffmanın aslında aspirini bulmasının ana amacı, babasının romatizma nedeni ile çektiği ağrılardır. Kullanılan ağrı kesicilerde salisilik asit yanı sıra sodyum salisilat bulunmaktaydı. Sodyum salisat nedeni ile hastaların çoğunluğunda mide şikayetleri ve kötü tat şikayeti bulunmaktaydı. Aspirini bulduktan kısa bir süre sonra Hoffman, morfini sentezleyerek eroini bulmuştur. Eroin o dönem başlayan 1. Dünya savaşında yaralanan askerlere ağrı kesici olarak verilmiş ve zamanla
alışkanlık yaptığı fark edilince ilaçlıktan çıkarılmıştır.

1971 yılında İngiliz farmakolog Sir John R.Vane, aspirinin metabolizmada ağrıyı nasıl kestiğini çözdü. Böylece, aspirinin hangi sürede nasıl etki ettiği ortaya çıkmıştır. Bu buluşla Vane, 1982 yılında Nobel Tıp Ödülünü almıştır. Kanadalı Prof. Doktor JM: Barnett beyin felcine ve felç kaynaklı ölüm riskini aspirinin düşürdüğünü buldu. 1985 yılından itibaren kalp krizi geçiren kişilere aspirin önerilmeye başlandı. Zamanla kalp hastalıklarında sıklıkla aspirin kullanılmaya başlandı.

Aspirinin zamanla, hamilelikte ölü doğumları engellediği, şeker hastalığına bağlı olarak gözde retina tabakasını ve böbreklerin kılcal damarlarının tıkanmasını engellediği, kolon kanserini engellediği, düzenli ve uzun süre kullananlarda kanser riskini %40 kadar düşürdüğü ortaya çıkmıştır. Aspirin bugün hala Bayer’in en önemli ilacıdır. Bugün hala hakkında araştırmalar yapılmaktadır ve bu konuda Bayer firması halen destekler vermektedir.

-Derlemedir-
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM