Kıyı Nedir?
Deniz, göl ya da geniş akarsular boyunca uzanan kara şeridi. Yeryüzündeki toplam kıyı uzunluğunun yaklaşık 312 bin km olduğu sanılmaktadır.
Jeolojik çağlar boyunca karalar ile denizlerin bağıl yüksekliğindeki değişimlere bağlı olarak kıyıların konumu önemli değişikliklere uğramıştır. Pleyistosen Bölümde (y. 2,5 milyon-10 bin yıl önce) gelişen buzullaşmalar üzerine yapılan incelemeler sonucunda, buzullaşmanın artıp okyanus sularının çekilmesi sonucunda oluşan deniz düzeyi düşmelerinden tüm kıyı bölgelerinin etkilendiği anlaşılmıştır. Pleyistosen Bölümdeki son buzullaşma sırasında deniz düzeyi bugünkünden yaklaşık 122 m daha alçakta olduğundan, bugünkü kıta sahanlıklarının^) önemli bir bölümünün o dönemde su düzeyinin üstünde olduğu sanılmaktadır.
Kıyı Tipleri

Deniz düzeyinin düşük olduğu dönemlerde, kıyılık dağların tepesinden aşağıya sürüklenen buzul buzları, U biçiminde çöküntülerin oluşmasına yol açmıştır. Daha sonra bu buzlar eriyip deniz düzeyi yükselince, girintili çıkıntılı kıyı biçimi olan fiyortlar ortaya çıkmıştır. Güney Amerika’nın güneyinde, Yeni Zelanda, Alaska, Labrador, Grönland, İzlanda, Norveç kıyılarında bu kıyı tipine sıkça rastlanır. Buzul altında kalmayan ama akarsularca kazılan derin vadilerin ağız bölümünün deniz yükselmesi ya da karanın magmaya batması sonucunda sualtında kalmasıyla ortaya çıkan yüksek kıyı tipine ise ria denir. İspanyolca’da “ırmak ağzı” anlamına gelen rialara Kore'de, Çin’de, İngiltere’de ve İspanya’daki Galicia’da rastlanır. Bu yüksek kıyıları oluşturan arazi İskoçya, Laponya ve Marsilya yakınlarında olduğu gibi kalkerliyse “kalank”lı kıyı adını alır. Karaların batması sonucunda deniz basmasına uğrayan akarsu vadilerinin alçak kıyılarına haliç denir. Haliç ağızlarının bir kıyı okuyla kapanması da limanlı kıyı tipini oluşturur. Azak Denizi ile Ukrayna'nın Karadeniz kıyılarında li- manlı kıyı tipine sık rastlanır. Kıyı dilleriyle (kum seti) denize karşı korunan en alçak kıyılar ova kıyıları adıyla anılır. Bu tip kıyıların ardındaki ovalar bazen Hollanda' da olduğu gibi deniz düzeyinden alçaktadır. Bu kıyılar Meksika Körfezinde olduğu gibi çok sayıda kıyı dilinden oluşuyorsa lidolu İcıyı adını alır. Haliçlerin, koyların ve lagünlerin^) dolmasıyla bataklıklı kıyılar oluşur. Ova kıyılarının bir başka tipi de delta kıyılarıdır. Buzullar altında kalmış Hudson Körfezi, Finlandiya, İsveç, Polonya ve Danimarka’daki çok parçalanmış, koyları derin olmayan kıyılara fiyartlıkıyılar ya da buzul ovası kıyılan denir. Kınk (fay) ve kıvrım eksenleri kıyıya paralel olan, boyuna yapılı ya da Pasifik tipi kıyılar olarak adlandırılan kıyı tipinin en ilginç örneği Dalmaç tipi kıyılardır. Hırvatistan’ın Dal- maçya bölgesindeki kıyıya koşut uzanan senklinal ve antiklinallerin deniz basmasına uğraması sonucunda adalar, yanmadalar, bunların arasında da kanal ve boğazlar oluşmuştur. Kıvrım ve kırık eksenleri denize dik olarak uzanıp antiklinal ve horstların burunları, senklinal ve grabenlerin de koylarla körfezleri oluşturduğu kıyılara enine yapılı ya da Atlantik tipi kıyılar denir. Okyanus ve denizlerde yanardağ etkinlikleri sonucunda oluşan adaların yüksek falezli (yalıyar) kıyıları volkan kıyılan adıyla anılır. Mercanların oluşturduğu ada ve atollerin kıyıları ise resifli kıyılar olarak adlandırılır.
Genellikle dar olan kıyı şeridinin genişliği, gelgit olayının deniz düzeyinde 4 m’ye varan genlikteki değişimlerinin gözlendiği Kuzey Avustralya, Çin, Kanada, Arjantin, Fransa ve İngiltere’de 15 km’yi bulabilir. Bu kıyılar dönüşümlü olarak sular altında kalır ve kara haline gelir. Deniz ile karanın sınırı falezli kıyılarda çok belirgindir. Buzulların, dalgaların ve kimyasal olayların neden olduğu aşınmaların yanı sıra bazı malzemelerin akarsu, rüzgâr ve akıntıyla taşınması kıyının biçimlenmesinde etkendir. Öteki önemli etkenler de arazinin yapısı ile yeryüzünü oluşturan çeşitli hareketlerdir. Kayalık yüksek kıyılarda dalga aşındırması sonucunda falezler ve kıyı sekileri oluşur. Falezin gerilemesi, dalga aşındırmasının güçlü olduğu yerlerdeki uygun malzemenin ufalanması, akarsuların taşıyıp yığması, çöllerden rüzgârla taşınma gibi nedenlerle kıyılarda kumsallar (plaj) oluşur. Kumsallardaki kum ve çakılların dalgalar ve akıntılarla taşınması sonucunda ortaya çıkan kıyı biçimleri kıyı oku, kıyı dili ve tombologibi adlarla anılır. Özellikle akarsu ağızlarında oluşan kıyı oklarının ardında kalan küçük kıyı gölleri denizkulağı ya da lagün adıyla anılır. Bazen bu kıyı birikintilerinin ardında bataklıklar da oluşur. Kurak bölgelerde oluşan kıyı kumulları şiddetli rüzgârla içlere taşınarak tarım ve yerleşme alanlarını kaplar. Deltalar ise, akarsuların getirdiği alüvyonların ağız bölümünde birikmesiyle oluşan kıyı ovalarıdır.
Kuzey ve güneyde az, batıda ise çok girintili çıkıntılı olan Türkiye kıyılarının uzunluğu yaklaşık 8.300 km’dir. Dağların kıyıya paralel biçimde uzandığı Karadeniz ve Akdeniz kıyıları, boyuna yapılı ya da Pasifik tipi kıyılardan; dağların denize dik olarak uzandığı Ege kıyıları ise enine yapılı ya da Atlantik tipi kıyılardandır. Akdeniz Bölgesi’nin batısındaki Kaş ve Kekova Adası kesiminde Dalmaç tipi kıyılara rastlanır. Türkiye’nin güneybatısında rialı, Mersin ile Silifke arasında kalank'U kıyılara, çeşitli akarsu ağızlarında da delta kıyılarına rastlanır.
Hukuki açıdan deniz, göl ve akarsuların kumluk, çakıllık, taşlık ya da kayalık uzantısı sayılan kıyılar, kara Avrupa’sı hukukunda kamu malı niteliğini taşır. Herkesin yararlanmasına açık olan kıyılar üzerinde özel mülkiyet kurulamaz. Kıyılar satışa ve temlike konu olamaz, bu tür hukuki işlemler geçersiz sayılır. Kıyılardan yalnız kıyı şeridine bitişik taşınmazların malikleri değil, herkes yararlanabilir.
Türk hukukunda kara Avrupa’sındakine benzer kurallar geçerlidir. Anayasa Mahkemesinin 25 Şubat 1986 tarihli kararıyla iptal edilen 24 Kasım 1984 tarihli Kıyı Kanunu’ nun yürürlükten kalkmasıyla doğan boşluğu doldurmak üzere yayımlanan Bayındırlık ve İskân Bakanlığı genelgesi, bu alanın yeni bir yasayla düzenlenmesine değin geçerli olacak kuralları koymuştur. Buna göre kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altında olup herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Kıyı kenar çizgisi kapsamındaki yerlerde mülkiyet hakkı saklıdır. Kıyılarda ancak iskele, liman, fener, dalgakıran, barınak gibi kamu yararına yönelik yapılarla tersane, gemi söküm yeri, su ürünleri ve turizm tesisleri yapılabilir. Kıyı kenar çizgisi valiliklerce oluşturulan bir komisyon tarafından saptanır.
MsXLabs.org & Ana Britannica