Arama

İğne Nedir? - Tek Mesaj #4

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Kasım 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
İĞNE.
İlk iğne ve topluiğnelerin kemik ya da bitkilerin dikenlerinden yapıldığı sanılmakta­dır. İlk iğneler ayakkabı yapımı ve onarımın­da kullanılan ve biz denilen iri, deliksiz iğneler gibiydi. Gözleri yoktu ve yalnızca deriyi delmeye yarardı; açılan delikten sırım denilen ince meşin şerit geçirilirdi. Bugüne kadar edinilen bilgilere göre, gözleri olan iğneleri ilk kullananlar Avrupa'da, yaklaşık 50 bin yıl kadar önce yaşamış Taş Devri avcılarıydı. Bu avcıların izlerine Fransa ve İspanya'da rastlanmıştır. O zamanlar kullanı­lan iğneler kemiktendi, ama yuvarlak bir delikleri vardı ve cilalanmışlardı.

Metal İğneler


İlk metal iğneleri yapanlar Tunç Çağı insanla­rıydı. Hem tunç, hem de demir iğneler Romalılar'ca biliniyordu. Bugün kullanılmak­ta olanlara benzer çelik iğneleri ilk kez Çinliler'in yaptığı ve Magripliler aracılığıyla Avrupa'ya geldiği sanılmaktadır. Avrupa'da ilk çelik iğneler, 14. yüzyılda, Almanya'da Nürnberg'de yapıldı.

Ortaçağda iğneler çoğunlukla manastırlar­da üretilirdi. Galler'deki Tintern Manastırı'nda yaşayan keşişler demir işlerinde, özellikle de tel çekmedeki ustalıklarıyla ünlüydüler. Gereçleri ise Worcestershire'da, Redditch' ten sağlanırdı. Burası, İngiltere'de sanayinin başlıca merkezlerinden biri durumuna geldi ve Kral VIII. Henry, 1530'larda manastırları kapattığı zaman, pek çok keşiş bu bölgede kalarak iğne yapımını sürdürdü. Redditch bugün de İngiliz iğne ticaretinin merkezidir. ABD'de iğne yapımı küçük bir sanayi dalı olarak kalmıştır. Bu yüzden ABD, başta İngiltere ve Fransa olmak üzere, başka ülke­lerden çok miktarda iğne satın alır.

İğneler çok çeşitlilik gösterir. Örneğin, döşemecilikte, dericilikte ya da yelken yapı­mında birbirinden değişik özellikleri olan iğneler kullanılır. Ameliyat dikişleri için de özel iğneler yapılmıştır. Şırıngaların ise deği­şik kalınlıkta ve boyda iğneleri vardır.
İğnelerin çoğu tel halinde çekilmiş Shef-field çeliğinden yapılmaktadır. Çelik tel, iki iğne uzunluğunda parçalara ayrılır, bu parça­lar donuk kırmızı bir renk alıncaya kadar ısıtılır; merdaneler arasından geçirilerek doğ­rultulur ve düzgünleştirilir. Parçanın her iki ucu bir zımpara taşında sivriltilir, tam ortasıysa düzleştirilir ya da yassılaştırıhr. Göz yerleri işaretlenir ve zımbayla delinir. Her iki gözden birer tel geçirilir ve parça ortadan kesilerek iki iğneye ayrılır. İğne başlan yuvarlatılır ve düzgünleştirilir. İpliği yıpratmamaları için iğ­ne gözlerinin iç yüzeyleri taşlanır. Daha sonra iğnelerin yüzeyleri parlatılır ve büyüklükleri­ne göre sınıflandırılır.
Yün örmekte kullanılan şişler plastik ya da alüminyumdan, pikap iğneleri safir ya da elmastan yapılır.

Topluiğneler


Bugünkü bilinen biçimleriyle ilk topluiğnele­rin yapımı 14. yüzyıl dolaylarında Fransa'da başladı. 1840'lara gelinceye kadar, topluiğne ve başı ayrı ayrı yapılırdı. İnce bir telin bir gövde çevresine sarılmasıyla biçimlendirilen baş, yerine lehimle tutturulurdu. Bir adet topluiğne yapmak için, her biri ayrı işlevde bulunan 18 kişinin çalışması gerekirdi. Daha sonraları makineler ortaya çıkınca, yapım yöntemi bütünüyle değişti. Bu makinelerde topluiğneler telden ve tek parça halinde yapılmaya başlandı. Günümüz maki­neleri bir dakikada yüzlerce iğne üretebil­mektedir.
Topluiğneler genellikle pirinç telden yapı­lır. Bir makaraya sarılı olan pirinç tel bir topluiğne boyu kadar açılıp mengeneye ben­zer bir aracın ağızlan arasına kıstırılır. Ne var ki, bu kıstırma sırasında telin ucu ağzın dışında, açıkta bırakılır. Çıkan bu uç, düzleştirilerek ya da yassılaştırılarak topluiğnenin başı oluşturulur. Daha sonra topluiğne kesile­rek ana telden ayrılır ve ince bir kanaldan geçirilir. Kanalın genişliği telin geçebileceği kadardır, baş dışarıda kalır. Böyle, asılı du­rumdayken, bir döner bıçağın yardımıyla ucu sivriltilir. Daha sonra temizlenir, parlatılır ve kalayla kaplanır. Son olarak da, bütün bu işlemlerden geçirilmiş topluiğneler, otomatik olarak kutulara doldurulur ya da kâğıt şeritle­re iliştirilir.
Çok değişik büyüklüklerde topluiğneler vardır. Örneğin böcekler üzerinde çalışan bilim adamlarının kullandığı altın kaplı, minik topluiğneler ancak 0,006 gr ağırlığındadır.

MsxLabs & TemelBritannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM