Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Kasım 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ARNAVUTLUK
Ad:  ARNAVUTLUK6.jpg
Gösterim: 1481
Boyut:  84.1 KB

Tarihi
Türkçe'deki Arnavut kelimesi bir güney Arnavut (Toska) aşireti olan 'Arvanit'lerin Türkçeleştirilmiş şeklidir. Arnavutlar ülkelerine kartallar ülkesi anlamında Shqiperia (okunuşu Şipria veya Şiptar) derler. Diger dünya dillerinde ise 'Albania' kelimesi kullanılır.
Arnavutlar, Avrupa'nın en eski halklarından oldukları ve ayrıca milli kimliğini (aidiyetini) dinsel farka dayandırmayan tek Balkan milleti oldukları konusunu özellikle vurgularlar.

Arnavutça dili (Arn. Shqip, Shqipja, gjuha shqipe, gjuha shqiptare) Hint-Avrupa dil ailesinin özgün bir koludur. Arnavutçada, uzun süre komşu olmaktan ve 1000 yıllık Bizans idaresinden dolayı Yunanca ve Sırpça, 437 yıllık Osmanlı idaresinden dolayı da Türkçe ve Arapça kelimeler mevcuttur. Latin ve Germen dilleriyle de, bilhassa Italyanca, Fransizca ve Almanca ile benzer yanları çoktur. Yine de Arnavutça kelime haznesi olarak saf bir dildir.
Arnavutlar tarihçilerce eski İlliryalıların devamı olarak görürlürler. Antik İllirya bugünkü Dalmaçya sahil bölgesidir (bugünkü Hırvatistan ve Karadağ) ve pek çok Roma imparatoru bu bölgeden çıkmıştır.

Roma İmparatorluğu'nun kurucu halklarından olan İllirya bölgesi 5. yüzyılda Roma'nın Germen, Hun ve Slavlar tarafından saldırıya uğraması ve yıkılması sonucunda 7.-8. yüzyıllardan sonra giderek Slavların eline geçmiş ve bölge Orta Çağ'dan sonra Hırvatistan ve Karadağ olarak anılmaya başlanmıştır. 20. yüzyılda da bu bölgede 'Güney Slavları' anlamında 'Yugoslav' devleti kurulmuştur. Ancak Arnavutlar bu bölgede her zaman hak iddia etmişlerdir.

Ortaçağda bölgenin tam Doğu ve Batı Roma İmparatorlukları'nın sınırında bulunması nedeniyle Arnavutlar 6.yüzyıldan sonra Slavlaşma tehlikesine karşı, batının en güçlü şehri olan Venedik'in himayesine girerek Katolikliği tercih etmişler ama daha doğuda kalan Kosova ve bugünkü Sırbistan bölgeleri hızla Slav asimilasyonuna ve Ortodokslaşmaya girmiştir.

Doğu Roma'nın 13. yüzyıldan sonra yıkılma sürecine girmesi sonucu doğudan gelen Osmanlılar 15.yüzyılda bölgeyi ele geçirmişler, Arnavutların ulusal kahramanları Gjergj Kastrioti'nin (İskender Bey) önderliğinde 40 yıldan fazla süren direnişini kırıp bölgeyi 1478'de ele geçirmişlerdir. Bu gelişmeler yüzbinlerce Arnavut'un İtalya'ya ve özellikle Sicilya ve Kalabriya bölgelerine göç etmesine yol açmıştır. İtalya Arnavutları 'Arbereş' adıyla anılmaktadır.
Arnavutlar, Osmanlılar döneminde ulusal kimliklerini kaybetmemek için en çok direnen millet olarak bilinirlerdi (Arnavut inadı). Diğer Balkan milletleri gibi Arnavutlar da bu dönemde Müslümanlaşmış ve Osmanlı idaresinde sadrazamlık gibi pek çok önemli mevkiye gelmişler ve bu sayede ezeli rakipleri olan Slav milletlerine karşı bölgede kendilerine büyük avantajlar sağlamışlardır.

Arnavutlar 7.yüzyıldan sonra karşılaştıkları Slav istilasına karşı azınlıkta kalmalarından dolayı, kendilerini destekleyen ve avantaj sağlayabilecekleri her yabancı güçten faydalnmaya çalışmışlardır. Bunun diğer bir örneği de 1. ve 2. Dünya Savaşlarında Almanya, Avusturya ve İtalya'nın destekleriyle Balkanlar'daki Sirp üstünlüğüne karşın tekrardan bölgenin hakimi olmaları gösterilebilir. 2. Dünya Savasinda Alman Ordusu'nun destegiyle Arnavut Skandarbeg birlikleri kurulmus, Arnavutlar tekrar bölgenin hakimi olmuslar, ancak 1. ve 2.Dünya Savaşlarının Almanya ve İtalya'nın yenilgisiyle sonuçlanması, Arnavutları tekrar Sırp hakimiyeti altına sokmuştur. Ayrıca İtalya 1939'da Arnavut ordusu ile birlikte Yunanistan'a da girmiştir.

Arnavutlar her zaman için ulusal kimliklerini ve aidiyetliklerini öne çıkarmış, aralarındaki din farklılıklarını hiçbir zaman önemsememişlerdir. Bu olgu kendilerinin 'Arnavut Dini'ne mensup oldukları esprisine yol açmıştır. Şu anki halk 1944-1990 arasıdaki komünist rejimin etkisi ile genellikle ateist eğilimlidir. Ancak Osmanlı dönemi öncesi ait oldukları Katolikliğe ilgi de giderek büyümektedir ve bu Avrupa Birliği Hristiyan Demokratlarınca desteklemektedir. Yarı-bağımsız bir Arnavut Katolik Kilisesi mevcuttur.
Osmanlı Devleti 1478'de Arnavutluk'u ele geçirerek Arnavut sancağını kurdu. Arnavutluk'ta Osmanlı idaresine karşı çeşitli isyanlar çıktı. Bu isyanlar ve bazı dış müdahaleler dolayısıyla Arnavutluk'un bir kısmı Osmanlıların elinden çıktı. 1463 Osmanlı-Venedik savaşlarından sonra Osmanlı, Arnavutluk'un elinden çıkan bölgelerini geri almaya başladı ve 1501'de büyük bir kısmını ele geçirdi.

I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı, Rusya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının askeri ilgi alanları arasında kalan Arnavut bölgesi, Avusturya'nın desteğiyle bağımsızlığını kazanmış ancak kuzeyden Rus ve Sırp, güneyden ise Yunan ordularının taaruzlaruna maruz kalmış, Arnavut devleti fiilen ancak 1930'lardan sonra Kral Zogu yönetimi altında ortaya çıkmıştır.
Osmanlı fethinden sonra dört asırdan fazla bir süre Avrupa'da İslam'ın yayılmasında bir merkez rolü oynayan Arnavutluk, 1912'de diğer Balkan ülkeleriyle birlikte Osmanlılar'dan ayrıldı. Ancak bu tarihten sonra da Balkan Ülkeleri Birliği'nin saldırılarına uğradı. Bu saldırılar sonunda Arnavutluk'a giren hıristiyan Balkan orduları ülkenin Müslüman halkını Hıristiyan olmakla ölüm arasında bir tercih yapmaya zorladılar. O tarihlerde onbinlerce Arnavut hıristiyan olmadığından öldürülmüştür. İşgalciler 1914'te Sırp asıllı William Ovfid'i ülkeye kral tayin ettiler. Ancak Kral William din ve milliyet yönünden Arnavutlara yabancı olduğundan ülkede otoriteyi sağlayamadı. Bu yüzden Arnavutluk 1925'e kadar tam bir karışıklık yaşadı. Bu dönemde ülkenin bağımsızlığını sağlamak için çeteler oluşturuldu ve bu çeteler işgalcilere karşı mücadele ettiler. 1925'in başlarında ülkede cumhuriyet ilan edildi ve cumhurbaşkanlığına da Ahmed Zogu seçildi. 1939'da II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte faşist İtalyan orduları Arnavutluk'u işgal etti. Bu işgal 29 Kasım 1944'e kadar sürdü. İşgalin sona ermesinden hemen sonra ülkede Enver Hoca'nın liderliğinde bir komünist rejim kuruldu.

Komünist Arnavutluk ilk zamanlar Rusya'ya yanaştı ve o sıralar Stalin'in yönettiği Rusya'dan destek gördü. Ancak altmışlı yıllardan sonra daha çok Çin'e yöneldi. Yetmişli yılların başından itibaren Çin'le de bağlantısını keserek, kendine özel, içine kapanık bir ülke halini aldı. Arnavutluk'taki komünist rejim başından itibaren baskıcı çizgiyi izledi. Ülke halkının dışarıyla bağlantısını kesti. Daha komünist diktatörlüğün kurulduğu ilk yıllarda binlerce insan İtalya'yla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle idam edildi. Sonraki yıllarda da halk içindeki bütün gelişmeler çok iyi organize edilmiş bir istihbarat örgütü aracılığıyla izlendi.
Enver Hoca, 11 Nisan 1985'te ölünceye kadar yönetimde kaldı. Ondan sonra cumhurbaşkanlığına Ramiz Alia seçildi.

Sovyetler Birliği'nde başlayan değişim rüzgârlarından en son etkilenen Doğu Avrupa ülkesi Arnavutluk olmuştur. Ülke yönetiminin halkın dışarıyla bağlantısını kesmesinin ve dünyadaki gelişmelerden doğru bir şekilde haber almasını engellemesinin bunda büyük etkisi olmuştur. Temmuz 1990'ın başlarında Tiran'da bazı kişilerin yabancı büyükelçiliklere sığınması olaylarına kadar görünürde ciddi bir olay yaşanmamıştı.

Arnavutluk cumhurbaşkanı Ramiz Aliya 25 Ocak 1990'da yaptığı konuşmasında, Doğu blokundaki gelişmeleri sosyalist çizgiden sapma ve bir felaket olarak niteledi ve Arnavutluk'un bu duruma asla düşmeyeceğini ileri sürdü. Ama çok geçmeden Temmuz 1990'da meydana gelen olaylar halkın rejimden rahatsız olduğunu ortaya çıkardı ve ülke çok hızlı bir değişim sürecine girdi. Ramiz Alia, bu hızlı değişim süreci içinde koltuğunu koruyabilmek için birden radikal bir reformcu kesildi. Halkın tepkisini yatıştırmak için çok partili sisteme geçme kararı aldı. Ardından, iktidardaki komünist Emek Partisi'nin yanısıra Demokrat Parti'nin kuruluşu da resmen kabul edildi. Bunu basın alanında da bazı özgürlükler sağlanarak Demokrat Parti'nin Demokrasinin Doğuşu adlı bir gazete çıkarmasına izin verilmesi izledi.

Ramiz Alia'nın ülkede pazar sistemine dayalı bir ekonomik modele geçileceğini açıklaması üzerine ekonomik reformlar da uygulamaya konmaya başladı. Bütün bu reformların süreklilik kazanması için yürürlüğe konan yeni anayasa da kısmen din hürriyeti, özel mülkiyet edinme hakkı, seyahat hürriyeti ve yabancı sermayenin ülke içinde iş yapması imkânı getiriyordu.

10 Şubat 1991'de 250 kişilik Halk Meclisi üyelerinin belirlenmesi için seçimler yapıldı. Seçimlerin böyle aceleye getirilmesindeki amaç muhalefet partilerinin teşkilatlanmalarını tamamlamadan, halka kendilerini tanıtamadan ve seçim hilelerinin yapılabileceği ortam mevcutken Emek Partisi'nin devamı olan Sosyalist Parti'nin bir dönem daha iktidarda kalmasını sağlamaktı. Öyle de oldu ve Sosyalist Parti seçimlerde parlamentoda 169 üyelik kazandı. Ancak halk bu sonuçtan memnun kalmadı ve tepki gösterdi. Bunun üzerine 22 Mart 1992'de tekrar seçim yapıldı ve bu seçimlerde Demokrat Parti 92 milletvekilliği kazanarak birinci parti oldu. Bunun üzerine Ramiz Aliya istifa etmek zorunda kaldı ve cumhurbaşkanlığına Demokrat Parti lideri Sali Berişa seçildi. Sosyalist Parti iktidarına da son verilerek Demokrat Parti liderliğinde bir hükümet kuruldu.
Arnavutluk'ta Eylül 2005 seçimlerini Demokrat Parti büyük farkla kazanmış, Fatos Nano başbakanlığındaki Sosyalist Parti hükümeti yerini S.Berisha hükümetine bırakmıştır.
Arnavutluk'un Avrupa Birliği ve Nato üyelik görüşmeleri sürmektedir.

COĞRAFYASI
Önemli şehirleri: Tiran, İşkodra, Elbasan, Dıraç, Körçe, Avlonya.
Nüfusu: 3.425.000 (1993 tahmini). Nüfusun % 36'sı şehirlerde yaşamaktadır. Ortalama ömür 72 yıldır. Çocuk ölümlerinin oranı binde 28'dir. Nüfusun % 33'ünü 14 yaşın altındakiler oluşturmaktadır.
Nüfus artış hızı: % 1.7
Etnik yapı: % 97.3 Arnavut, % 1.5 Roman, % 1.3 Yunan, % 0.14 Makedon, kalanı diğer etnik unsurlar. Arnavutluk öbür Balkan ülkelerin aksine dünyanın en homojen ülkelerindendir. Arnavutların İliyalıların soyundan geldikleri sanılmaktadır. Makedonya ve Kosova başta olmak üzere eski Yugoslavya cumhuriyetlerine ve dünyanın birçok ülkesine yayılmışlardır. Arnavutluk'taki Arnavutların % 70'i Müslüman büyük çoğunluğu Sünni, az bir kısmı da Bektaşidir, % 30'u Hıristiyan Katoliktir ancak din farkliliklari Arnavut ulusal bilinci açısından hiç önem taşımaz,farklı dinlere mensup olnalarda kendilerini sadece Arnavut olarak tanımlarlar.
Dil: Resmi dil Arnavutçadır. Etnik unsurların dilleri de konuşulur.
Coğrafi durumu: Bir güneydoğu Avrupa ülkesi olan ve Balkan yarımadasının batı bölgesinde uzanan Arnavutluk, kuzeyden Karadağ, doğudan Sırbistan ve Makedonya, güneydoğudan Yunanistan, batıdan Adriya Denizi'yle çevrilidir. Adriya Denizi'ne bakan kıyısının uzunluğu 316 km'dir. Genelde dağlık olan topraklarının üçte ikisi dağlar ve tepelerden oluşur. Kalan kısmı ise ovalık ve alçak tepelerdir. Ülkenin batısında Adriya Denizi'ne paralel olarak Dinar Alpleri, kuzeyinde de Arnavutluk Alpleri uzanır. En yüksek yerleri Korab tepesi (2751 m.) ve Yezertsa Zirvesi (2694 m.)'dir. Çok sayıda akarsuyu vardır. En uzun ırmakları Drina, Vyosa, Şkumbi, Semani, Mati ve Erzen'dir. İşkodra, Ohri ve Prespa göllerinin bir kısmı Arnavutluk'a aittir. Sınırları içinde bazı küçük gölleri vardır ve bunların bazıları buzul gölleridir. Topraklarının % 36'sı ormanlık, % 17'si tarım alanı, % 14'ü otlaktır. Akdeniz iklimi kuşağında bulunan Arnavutluk'ta yazlar kuru sıcak ve güneşli, kışlar bol yağmurlu ve yumuşak geçer. Dağlık kısımlarda iklim bölgeden bölgeye değişir. Buralarda kışlar daha soğuktur. Kıyıdan biraz içerde yeralan başkent Tiran'da yıllık sıcaklık ortalaması 15.6 derece, yıllık yağış ortalaması da 1588 mm.'dir.

YÖNETİM

Yönetim şekli: Arnavutluk çok partili demokratik sistemle ve 29 Nisan 1991'de yürürlüğe konan anayasayla yönetilmektedir. Devletin en üst yöneticisi devlet başkanı, hükümetin başkanı başbakandır. Üyeleri serbest genel seçimlerle belirlenen 140 üyeli bir parlamentosu vardır. Arnavutluk, BM'e ve Uluslarası Para Fonu'na üyedir.
Siyasi partiler: Arnavutluk'taki siyasi partilerin başta gelenleri şunlardır:
Demokrat Parti: Liberal anlayışa sahiptir. En son genel seçimlerde parlamentoda 92 üyelik kazanan bu parti iktidarı elinde bulundurmaktadır.
Sosyal Demokrat Parti: Solcudur. En son genel seçimlerde parlamentoda 7 üyelik kazandı.
Sosyalist Parti: Komünist Emek Partisi'nin devamıdır. En son genel seçimlerde parlamentoda 38 üyelik kazandı.
Cumhuriyetçi Parti: Demokrat Parti'ye yakındır.

EKONOMİ
Ekonomi: Arnavutluk ekonomisi daha çok maden üretimine ve sanayiye dayanır. Bir miktar petrol ve doğal gaz çıkarmaktadır. 1992'de toplam 6 milyon varil petrol, 136 milyon m3 doğal gaz üretmiştir. 1993'deki petrol rezervi 185 milyon varil, doğal gaz rezervi 11 milyar m3 olarak tahmin ediliyordu. Ayrıca krom, linyit, nikel, bakır, demir, kükürt, çinko, kurşun ve boksit üretmektedir.
Tarım ve hayvancılığın da ekonomide önemli yeri vardır. Bu sektörlerden elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 36'dır ve çalışan nüfusun % 55'i bu alanlarda iş görmektedir. Orta kesimdeki kıyı ovalarda daha çok buğday, mısır, tütün ve patates, iç kesimlerde daha çok şeker pancarı, güney kıyılarda en çok zeytin ve turunçgiller üretilir. Ülke genelinde bunlardan başka meyve ve sebzeler de üretilmektedir. 1992'de 600 bin ton tahıl, 60 bin ton yer bitkileri, 15 bin ton baklagiller, 130 bin ton meyve, 250 bin ton sebze üretilmiştir. Aynı yıl ülkede 500 bin baş sığır, 1 milyon baş koyun, 170 bin baş domuz bulunuyordu. 1991'de % 55'i denizden, % 45'i iç sulardan olmak üzere 12 bin ton balık avlanmıştır. Aynı yıl 2.6 milyon ton da tomruk üretilmiştir.
Dış ticaret: İhraç ettiği ürünlerinin başında petrol, maden cevherleri (bunlar tüm ihracatının % 47'sini oluşturur) ve çeşitli tarım ürünleri gelir. İthal ettiği malların başında da makinalar, ulaşım araçları ve yedek parçaları, gıda maddeleri, kimyasal maddeler ve dayanıklı tüketim maddeleri gelir. 1991'deki dış ticaret açığı 179 milyon dolar olmuştur.
Sanayi: En çok metalurji, demir-çelik, kimya, tekstil, ayakkabı, deri, kereste, mobilya, gıda, meşrubat, sigara, ilaç ve inşaat malzemeleri sanayileri gelişmiştir ve gelişme yolundadır. Yerel kaynaklardan ve imalat sanayiinden elde edilen gelirlerin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 42'dir. Çalışan nüfusun yaklaşık % 19.5'i sanayi sektöründe iş görmektedir. Buna maden ocaklarında çalışanlar da dahildir.
Enerji: 1991'de 2 milyar 800 milyon kw/saat elektrik üretilmiş, 3 milyar 155 milyon kw/saat tüketilmiş, aradaki fark ithalatla karşılanmıştır. Elektrik enerjisinin % 9'u termik santrallerden, % 91'i hidroelektrik santrallerinden elde edilmektedir. Kişi başına yıllık elektrik tüketimi ortalama 960 kw/saattir.
Ulaşım: Ülkenin tarifeli sefer yapılan tek havaalanı başkent Tiran'daki uluslararası trafiğe açık havaalanıdır. Arnavutluk, 100 grostonun üstünde yük taşıyabilen 25 gemiye, 720 km. demiryoluna, 8.000 km.'si asfaltlanmış olmak üzere 21.000 km. karayoluna sahiptir. Bu ülkede ortalama 68 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşmektedir.
Eğitim: Eğitim ücretsizdir. 1800 ilkokul, 50 genel ortaöğretim kurumu, 470 mesleki ortaöğretim kurumu, 8 yükseköğretim kurumu vardır. Üniversite çağındaki gençlerden üniversiteye kayıt yaptıranların oranı % 80, okuma yazma bilenlerin oranı ise % 100'dür.
Sağlık: Arnavutluk'ta 900 hastane, toplam olarak 5860 doktor ve diş doktoru, 40 bin ebe ve bayan sağlık görevlisi mevcuttur. Ortalama 585 kişiye bir doktor düşmektedir. (Buna diş doktorları da dahildir.)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 25 Kasım 2016 05:16
SİLENTİUM EST AURUM