Arama


Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
26 Kasım 2016       Mesaj #5
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  türkiye coğrafya.jpg
Gösterim: 705
Boyut:  51.3 KB

Doğal Yapı



Yüzey Şekilleri


Türkiye’nin yüzey şekilleri açısından en belirgin özelliği yüksek bir ülke oluşudur. Ortalama yükseltisi 1.131 m’dir. Bu yükseklik, Asya’nın 1.050 m’yi bulan ortalama yükseltisini bile aşar. Avrupa kıtasının 330 m’lik ortalama yükseltisinin ise 3,5 katına yakındır. Deniz düzeyi ile 250 m arasındaki alçak alanlar, Türkiye’nin ancak yüzde 10’u, 250-1.000 m arasındaki alanlar ise yüzde 34,5’i kadar yer tutar. Buna karşılık, 1.000 m’den daha yüksek alanlar tüm Türkiye topraklarının yarısından fazlasını (yüzde 55,5) kaplar. Bu yüksek kesim içinde en fazla yer tutan da 1.000-1.500 metreler arasındaki yerlerdir.

Bunlar tüm Türkiye yüzeyinin yüzde 30’unu kaplar. 1.500 m ile 2.000 m arasındaki alanlar ise ülke yüzeyinin yüzde 15,5’i kadardır. 2.000 m’den yüksek alanlar ülkenin yüzde 10’unu kaplar. Yükselti basamaklarını gösteren bu oranlar ülkenin yaşam koşulları ile ekonomik etkinliklerini önemli ölçüde etkiler. Büyük yükselti farkları birbirine yakın alanlar arasında yaşayış ve ürünler bakımından önemli çeşitlilikler yaratır. Ama başlıca etki yüksek alanların fazla yer tutmasıyla ilgilidir. Ülkede yükseltinin 1.000 m’den fazla olduğu yüzeyin yarısından fazlasında kışlann genellikle sert ve sürekli geçmesine karşılık yaz mevsiminin süresi kısadır. Bunun sonucunda soğuğa dayanıklı olmayan bitkilerin ekimi, ülkenin kenar bölgelerinde ve kıyılardan iç kesimlere doğru fazla sokulamayan oldukça dar bir şerit içinde sıkışmıştır. Ülkenin iç kesimlerine doğru girildikçe yükselti arttığından şiddetli kışlara dayanamayan ağaç çeşitleri de birer birer ortadan kalkar. Böylece 1.500 metreye doğru bazı tahıl ve sebzeler dışında bitkisel üretim çeşitliliğini tümüyle yitirir.

Türkiye’de deniz düzeyi üstündeki tüm toprakların hacmi 861.000 km3 olarak hesap edilmiştir. Bu hacim içinde Anadolu’nun payı 856.700 km3, Trakya’nın payı ise yalnızca 4.300 km3’tür. Yüksek bir ülke olan Türkiye’de yüzey şekilleri önemli ölçüde çeşitlilik gösterir. Birçoğu birbirine koşut sıralar halinde uzanan dağlar, tek başına ya da çizgisel bir diziliş gösteren sönmüş yanardağlar, üstleri yanardağ lavlarıyla ya da eski göllere ait tortul kayaçlarla kaplı olan ve vadilerle yarılmış plato düzlükleri, vadiler boyunca ya da ırmak ağızlarında genişleyen tabanı alüvyonlu ovalar bu çeşitliliğin başlıca öğeleridir. Kalker ve jips gibi kolay eriyebilen kay açlara bağlı olarak gelişen ve karst şekilleri ya da karstik yüzey şekilleri adı altında tanınan çeşitli büyüklükteki kapalı çukurlar bu çeşitliliği daha da zenginleştirir. Bu çukurluklara genellikle ülkenin güney yarısında yaygın olarak rastlanır.

Ad:  türkiye dağları.jpg
Gösterim: 699
Boyut:  13.8 KB
Toroslar’da Bolkar Dağlarından bir görünüm (fotoğraf, Sıtkı Fırat)
Bu çeşitliliğe karşın, yüzey şekillerinin belirli bir düzene uyduğu görülür. Ülkenin başlıca dağ sıraları, kuzeydeki Kuzey Anadolu Dağları ile güneydeki Toroslar’dır. Bu sıralar, Türkiye’yi oluşturan dikdörtgenin kuzey ve güney kenarları boyunca uzanan geniş yaylar çizer. Kenar dağları, ülkenin orta kesimlerinde İç Anadolu Böl- gesi’nin geniş ve yüksek düzlükleriyle birbirinden aynlır. Kuzey ve güney kenardaki dağlar, ülkenin doğusuna doğru birbirine yaklaşır ve sıkışır. Bu nedenle Doğu Anadolu Bölgesi’nde daha yüksek ve daha dağlık bir görünüm ortaya çıkar. Kuzey Anadolu Dağları ile Toroslar’ın batı uzantıları birbirine yaklaşır gibi görünürse de, bunlarda Doğu Anadolu’daki dağların yüksekliği ve sürekliliği görülmez.

Arazi, İçbatı Anadolu adıyla anılan eşik alanın ötesinde Ege ve Marmara denizlerine doğru alçalır. Bu kesimde kıyıya koşut olarak uzanan dağ sıralarına rastlanmaz. Ege ve Marmara bölgelerinde yüzey şekillerinin temel özelliği, doğu-batı doğrultulu çukur alanlarla yarılmış olmasıdır. Ülkede, orta kesimdeki İç Anadolu düzlüklerinden başka, Güneydoğu Anadolu düzlükleri, kuzeybatıda çanak biçimli Trakya, çoğu ırmak ağızlarında ve başlıca akarsu vadileri boyunda yer alan alüvyonlu ovalar vardır. Türkiye’de yüzey şekillerinin temelinde çok eskiye inen arazi parçalarına rastlanırsa da, bugünkü görünümün ana taslağı, Tersiyer (Üçüncü) Dönemin (y. 65-2,5 milyon yıl önce) ilk yarısında oluşan ve en etkin evresi Oligosen Bölümde (y. 38-26 milyon yıl önce) geçen kıvrımlanmalarla belirlenmiştir. Bu kıvrımlar aynı dönemin sonuna doğru hemen tümüyle aşınıma uğramış ve Miyosen Bölümde (y. 26-7 milyon yıl önce) geniş ölçüde denizler ve göllerle kaplanmıştı. Türkiye’nin bugünkü yüzey şekilleri esas olarak, Miyosen Bölümden sonra, özellikle Pliyosen Bölümde (y.7-2,5 milyon yıl önce) oluşan blok halindeki yükselmeler ve çökmeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu sırada ve bundan biraz sonra İç Anadolu ile Doğu Anadolu’daki bazı kırıklar (fay) boyunca magmanın yüzeye çıkmasıyla Nemrut Dağı, Süphan Dağı, Aladağ, Tendürek Dağı, Ağrı Dağı, Erciyes Dağı ve Haşan Dağı gibi genç yanardağ konileri oluşmuştur.

Kaynak: MsXLabs.org & Ana Britannica
🌘 🚀