MUSA,
ibranice Moşe (İ.Ö. XII. yy.), Kutsal Kitap’ta adı geçen peygamber, İsrail tarihinin önde gelen kişisi: Kutsal Kitap Musa'dan, ibraniler’e vatanlarını, dinlerini ve yasalarını vermiş, ardından kitleleri sürükleyen bir önder olarak söz eder. Gelenek Musa'nın yaşam öyküsünü oldukça değiştirmiştir; peygamberin doğumuna ilişkin olağanüstü olaylar, Akkad kralı Sargon'un öyküsüyle şaşırtıcı bir yakınlık gösterir: Sargon da, sazlardan yapılmış, katranla sıvalı bir sepet içinde ırmağın sularına bırakılmıştı.
Mısır’dan çıkış,
Mısır alametleri,Kızıldeniz'’i geçiş, Sina'da Yasa levhalarını alış öyküleri Musa kişiliğinin tarihsel yanını bozmaz; zaten bunlar olmadan, inanç, hatta İsrail’in varlığı açıklık kazanamaz. Mısır'da doğan Musa (adı mısır dilindedir [msi] ve tanrı isimleriyle yapılmış Ahmosis, Tutmosis, Ramses gibi birçok adda görülür), asya kökenli Hyksoslar hanedanının düşüşünden sonra devletin kölesi durumuna düşen ve yeniden özgürlüklerine kavuşmak isteyen ibraniler'e yapılan baskılara karşı direnişin temel direği olmuştur. Elinin altındaki ucuz el emeğini kaybetmeye pek niyetli görünmeyen krallık yönetimiyle yapılan çetin pazarlık, düşmanca bir tutum takınan bu ülkeden kaçmanın zorlukları, İsrail geleneğince, bir dizi mucize yaratarak seçtiği kavmi kurtaran Yehova’nın sağladığı bir kurtuluş olarak görülmüştür. Bu bakış açısıyla tüm bu olaylar, Yehova ve Musa’nın yüceltildiği bir destan niteliğini almıştır.
Tarihçiler genellikle Musa’nın İ.Ö. 1250 yıllarında yaşadığını kabul ederler Musa'nın önderliğinde ibraniler, uzun süre, bugünkü Sina yarımadasında sürü besleyerek yaşadılar. Sina’da geçirilen yılların (geleneğe göre Yasa levhaları bu sırada inmiştir), musevi dininin oluşumunda büyük rolü olmuştur.
Yahudi-hıristiyan geleneğine göre Musa, yalnızca, kardeşlerini şanlı ataların (İbrahim, ishak ve Yakup) yaşadığı topraklara getiren rehber değil, aynı zamanda çeşitli toplulukları, tek bir kavim olarak Yehova’ya tapınmanın çevresinde birleştiren kişidir. Musa, Kutsal Kitap’ta görülen biçimleriyle, Torah’ın temel ilkelerini oluşturmuştur; bu yüzden de, bu dinsel ve yasal metinlere, daha sonra uğradıkları çeşitli değişikliklere rağmen, Musa yasaları adı verilir.
—isi. Musa islam dininin kabul ettiği 24 peygamber arasında yer alır ve Hz. Muhammet ile Hz. İbrahim'den sonra Tanrı’ nın en büyük elçisi sayılır. Kuran’da çok sayıda ayette kendisinden söz edilir. En önemli özelliği, Âdem'den başlayarak bazı peygamberlere sahifeler (suhuf) halinde ve bazılarına da sözle bildirilen Tanrı buyruklarını büyük bir Kitap ile alan ilk peygamber oluşudur. Kurduğu tek tanrılı ilk dinin adı musevilik, kutsal kitabın adı ise Tevrat'tır.
İnanca ve kutsal kitaplara göre, Musa doğduğunda Mısır’ın yerli halkı israiloğulları'nı hor görüyor ve onlara çeşitli eziyetlerde bulunuyordu. Bu durumdan kurtulmak için israiloğullarının tek ümidi Mısır' dan ayrılarak atalarının ülkesi Kenan iline (Filistin) gidebilmekti. Ancak, Mısırlılar buna izin vermiyorlardı. Saray kâhinlerinden birinin israiloğulları’ndan doğacak bir erkek çocuğun Mısır’a büyük kötülüğü dokunacağı yolunda bir kehanette bulunması üzerine firavun, doğacak bütün erkek çocukların öldürülmesini emretti. Musa, bu sıralarda dünyaya geldi.Soyu, Yakup’ un üçüncü oğlu Levi'ye dayanıyordu. Annesi, oğlunu ölümden kurtarmak için bir sepete yerleştirip Nil ırmağının sularına bıraktı. Bir rastlantı sonu firavunun karısı Asiye sepeti görüp içindeki çocuğu aldı ve onu büyütüp yetiştirmek için bir sütanne aramaya başladı. Musa, hiçbir kadının sütünü emmedi. Sonunda kendi annesi süt annelik için saraya başvurunca onun sütünü emdi.
Sarayda büyüyen Musa, gençliğinde sokağa çıktığı bir gün biri israiloğullarından öteki mısırlı iki kişinin döğüştüklerini gördü, israiloğulları’ndan olan kendisinden yardım isteyince bir yumrukla Mısırlıyı öldürdü. Korkudan geceyi kentte gizlenerek geçirdi. Ertesi sabah kendisini yakalayıp cezalandırmak isteyenler olduğunu öğrenince Medyen suyunun bulunduğu yere doğru kaçtı. Burada, koyunlarını sulamak isteyen iki kıza rastladı ve onlara yaptığı yardım karşılığında bu kızlardan biriyle evlendi. Kayınbabasının yanında sekiz yıl çalıştıktan sonra, karısı ve çoluk çocuğu ile birlikte, kendi kavmine dönmek için Medyen’den ayrıldı. Sina yarımadasındaki Tur dağından geçerken dağda gördüğü bir ateşin yanına yaklaştı. Bir ağaçtan "Ben, senin Rabbin olan Tanrı’ yım! Asanı yere bırak gel!” diye bir ses duydu. Yere bırakır bırakmaz asası bir yılan gibi hareket etti. Bunun dışında elini koynuna sokup çıkarması emrini de yerine getirince elinin parladığını gördü. Tur dağında Musa Tanrı’dan "On* emir” diye anılan buyrukları da aldıktan sonra Mısır’a gitti. Burada Hak dinine çağırdığı firavun kendisiyle alay etti. Buna karşılık Musa çeşitli mucizeler gösterince firavun onun üstün bir kişi olduğuna inanmak zorunda kaldığı gibi kavmi israiloğulları'nı alıp Mısır'dan gitmesine izin verdi. Firavun, israiloğulları Mısır’dan ayrıldıktan sonra böyle bir izin verdiğine pişman olarak ordusuyla birlikte onların ardına düştü. Kızıldeniz’e gelindiğinde Musa asası ile yere vurunca Kızıldeniz iki yana açılıp israiloğulları’na geçit verdi, israiloğulları, başta Musa karşı tarafa ulaştıklarında firavun ordusu ile birlikte geçidin içine girdi. Ancak, hemen ardından sular kapandı ve firavun ordusu ile birlikte yok oldu.
Yolda Musa toplam 40 gün Tanrı ile söyleşti. Bundan ötürü kendisine Kelimullah lakabı verildi. Bu süre içinde Musa'ya kardeşi Harun vekâlet etti. Aynı sürede Samirı adlı biri altından bir buzağı heykeli yapıp halkın bu heykele tapmalarını isteyince, Musa dönüşünde bunu önledi.
120 yıl yaşadığı söylenen Musa, Ürdün kıyılarına ulaşılınca öldü ve Moab ülkesinde bir yere gömüldü. Yerine vekil atadığı Yuşa, israiloğulları'nı Kenan ülkesi'ne götürdü.
İslam kaynaklarında Musa'nın; asasının karanlıkta parlaması, hareket etmesi, yerden su fışkırtması, toprağa dikildiğinde meyve ağacına dönüşmesi, çoban sopası olarak sürüye saldıran kurtları uzaklaştırması, ejderha olması gibi birçok mucizesinden söz edilir.
—ikonogr. İsrail peygamberi Musa genellikle, Yasa levhalarını taşıyan sakallı bir adam olarak betimlenmiştir; alnında, Sina dağının ışıklarını simgeleyen iki boynuz bulunur. Angers, Chartres ve Lozan katedrallerinin taç kapıları Musa oymalarıyla süslenmiştir. En tanınmış heykeller, Sluter (Musa'nın kuyusu, Dijon) ve Michelangelo’nun (papa Julius ll'nin mezarı, San Pietro in Vincoli, Roma) yapıtlarıdır.
Dura-Europos fresklerinde (III. yy.), daha sonraları da Santa Sabina’nın kapılarında ve Santa Maria Maggiore’deki (Roma) mozaiklerde, Kutsal Kitap'ın başlıca tezhipli el yazmalarında, Pisa'daki Campo Santo’da (Gozzoli’nin freskleri), Sistina'da (Signorelli ve Botticelli’nin resimleri), Vatikan locaları’nda ve birçok duvar halısı dizisinde (bunlardan biri, Poussin ve Le Brun’ün tablolarına göre Gobelins'de dokunmuştur), Musa'nın yaşamına ilişkin sahneler işlenmiştir. Bu sahneler arasında: Poussin'in Nil'e bırakılan Musa'sı (Dresden); Veronese (Leningrad, Madrid), il Tintoretto (Madrid, New York), Poussin (Louvre), Le Sueur (Leningrad), Lafosse (Louvre), Rembrandt (Philadelphia) ve Tiepolo’nun (Edinburgh) Sulardan kurtarılmış Musa; Poussin'in Çocuk Musa firavunun tacını düşürürken’i (Louvre); il Rosso (Floransa), Poussin (Minneapolis) ve Le Brun’ün (Modena) Musa Yetro'nun kızlarını korurken; Le Brun’ün Tsippora'yla evlenen Musa'sı (Modena); Poussin’in Musa'nın Amalikler'e karşı zaferi (Leningrad); Nicolas de Verdun'ün Musa’nın Sina dağı'nda On emri alışı (Klosterneuburg sunakarkalığı); Bronzino (Dresden), il Parmigianino (Parma) ve Rembrandt'ın (Berlin) Yasa levhalarını kıran Musa adlı yapıtları sayılabilir. Musa'nın ölümü, Signorelli (Sistina capellası) ve W. Blake (suluboya) tarafından resmedilmiştir.
Kaynak: Büyük Larousse