Arama

Gövde Nedir? - Tek Mesaj #5

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Aralık 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
GÖVDE

—ANSİKL. Bot. Gövde genellikle dik olarak yer üstünde bulunan, hiç değilse genç kısımları yeşil olan ve yapraklan taşıyan, özsuyu ileten, gerekirse yedek besinleri depo eden bir organdır; kimi bitkilerde yer altında ya da su içinde olur. Ana kökün uzantısı olan ana gövde bir geçiş bölgesiyle (kök boynu) kökten ayrılır ve kendisinden doğan dalları taşır.

Gövde daima yaprakları taşır. Yaprağın gövdeye bitiştiği yer genellikle şişkin olur ve buraya düğüm denir; iki düğüm arasındaki gövde parçasına da düğümarası adı verilir. Yapraklar genellikle gövdeye göre eğik durur. Üst tarafta yaprağın dibindeki dar açıda, ilerde dal ya da sürgün verecek olan bir koltuk tomurcuğu bulunur. Gövdenin ucuna doğru düğüm araları gittikçe kısalaşır ve çok sıkışık olan yapraklar en uçta tepe tomurcuğunu oluşturur. Gövdesinin uzaması bu tomurcuğun ortasından başlar (uçtan büyüme) ve uzayan kısımda yeni yapraklar doğar. Genç düğümaraları, düğümlerin tersine, çok uzar; buna aradan büyüme denir.

Gövdenin ilk ya da temel yapısı (bulunduğumuz iklimde genellikle en az bir yaşındaki) genç kısmında görülen yapıdır. Bu yapıda şu kısımlar göze çarpar: gözenekleriyle birlikte üstderi; klorofilli kabuk ya da kabuk parankiması; kimi bitkilerde (birçenekliler) bulunmayan içderi; çevre- teker, özodunu ve odun soymuk borulardan oluşan merkez silindir. Fakat bu sonuncular kökte birbirinden ayrı ve almaşık dizili oldukları halde, gövdede ve yapraklarda sırt sırta yer alır ve ikişer ikişer odun-soymuk demetlerini oluştururlar.

ikiçenekli çokyıllık bitkilerde bir yıldan yaşlı kısımlarda ayrıca birtakım ikincil oluşumlar ortaya çıkar: mantar; felloderm; ikincil soymuk; ikincil odun; bunlar kökte de aynıdır. Bu iki organ (kök ve gövde) yaşlandıkça daha çok birbirine benzer.

Bir ağaçta, ikincil odunda, artık özsu iletimine yaramayan eski ve sert bir orta kısım (özodunu) ile ham besisuyunu ileten yeni ve yumuşak bir çevresel kısım (diriodun) bulunur, ilkbahar odunu ile yaz odunu da birbirinden ayrıdır; birincisinde damarlar ikincininkınden daha geniş ve dolayısıyla daha açık renklidir. Yaz ve ilkbahar halkaları sayılarak ağacın yaşı belirlenebilir.
Çokyıllık birçenekli bitkilerin gövdesine kongövde denir (palmiyeler); bunlarda ikincil odun olmadığı gibi dallanma da enderdir.
Büyüme doğrultusu türe özgü, iç etmenlerce belirlenmekle birlikte dış etmenlerden de önemli ölçüde etkilenir: ışık (ışığayönelim). nem (suyayönelim) ve yerçekimi (yereyönelim). Üstün yapılı bitkilerde gövdenin dış görünüşü çok çeşitlidir: en sık görülen dik gövdelerin yanı sıra yatay gövdeler (yer üstünde stolon [çilek), yer altında köksap [süsen]) bulunduğu gibi, kimisi sarmaşıcı (hedera), kimisi sarılgan (sağa sarılgan [şerbetçiotu, hanımeli] ya da sola sarılgan [sarmaşık, fasulye]) tırmanıcı gövdeler de vardır. Bu gövdeler uzunluklarına oranla çok incedirler. Gövdeler şişkin de olabilir ve o zaman yedek besin depo etmeye yarar: köksap (süsen), yumru (patates), soğan (lale). Gövde kimi bitkilerde çok ufalmıştır; bu gibi bitkilere (menekşe, çuhaçiçeği, çilek), yerinde olmamakla birlikte "sapsız” denir; bunların en aşırı biçimi gövdenin bir tabla halini aldığı soğandır. Kimi gövdelerin özellikle kurak bölge bitkilerinde (sütleğen, kaktüs, denizüzümü) özgül bir biçimi vardır. Kimi gövdeler yaprağa benzer yamyassı bir biçim alabilir; bunlara "kladot" denir (rus- cus ya da ışığan); kimi gövdelerse dikene (akdiken) ya da sülükdala dönüşür (asma).

Ayrıca bütün yeraltı gövdelerinin dalları genellikli yer üstünde dik ve yapraklı gövdeler halindedir ve bütün gövde çeşitleri yan kökler çıkarabilirler; bundan başka çiçek tomurcukları ve çiçek sapları her zaman gövdede bulunur, köklerde asla bulunmaz.

—Havc. Tekmotorlu uçaklarda gövde, motor ve pilot kabini taşır, ayrıca gövdeye kanatlar, iniş ve kuyruk takımı bağlıdır. Çok motorlu uçaklarda ise genellikle motorlar gövde içine yerleştirilmez, daha çok kanatların üst ya da altındaki motor kapor falarında yer alır. Bir gövde uçağın pilot kabiniyle birlikte yolcu mahallini ve yük bölmelerini içerir. Bombardıman uçaklarında gövde altında, bir ya da birçok bomba deposu bulunur.

Bir gövde genellikle mekik biçimini veren kaburga çiftlerinden ve çeşitli kaburga çiftlerini birbirine bağlayan kirişlerden oluşur. Perçinle yerleştirilen metal kaplama uçağın genel direncim artırır. Hafif uçaklarda kaburga çiftleri ve kirişler ağaçtandır; kaplamada ise gövdenin farklı kısımlarında farklı malzeme kullanılır; örneğin kontrplaktan ya da geçirimsiz bezden yararlanılabilir. Çağdaş uçaklarda kiriş ve kaplama yerine, hem-uçağın kullanılabilir iç hacmini artıran, hem ağırlığını azaltan tekparça gövdeler kullanma eğilimi ağır basmaktadır. Deniz uçaklarında gövdenin alt kısmı karina olarak kullanılır.

—Mim. ve Süslem. sant. Sütun gövdesi, sütunun taban ve başlıkla bağlantılar oluşturan vazgeçilmez bir öğesidir, ister tek parça, ister örgülü olsun, bir sütun gövdesi kendisine yüklenen anlatıma göre yükselişinde, profilinde, süslemesinde büyük değişiklikler gösterir Mısır'da palmiye biçiminde silindirsel gövdeler, tabanda yoğunlaşan ve demet biçimi verilmiş saz tutamları (papirüs biçiminde olan tür) yapıldı. Yunan sütun gövdesi, dor düzeninde bodur, ion-korinthos düzeninde ince, taban ve başlık kesiminde daralan bölümler arasında narinleştirilmiştir. Düz, yivli ya da şamdan biçimli klasik sütun gövdesi canlı bir taşıyıcıdır; sınır durumda, atlant ya da karyatide dönüşebilir. Sütun gövdesinin kasnaklara bölünmesi, halka, bilezik gibi metal öğelerin, kabartma ya da küplerin de eklenmesini gerektirir Ortaçağ' da sütunlar duvar ve ayaklara bağlanarak, burma sütuncuklar kendi aralarında sarmaşık gibi düğümlenerek, sütun gövdesinin dinamik bir taşıyıcı olması önlenmiştir. Barok mimarlık da, helis biçiminde yivlerle oyulmuş hellenistik sütun gövdesini bozarak burma sütunu yaratmıştır.

—Sil. Gövde çelik döküm ya da çelik dövme yöntemiyle yapılır ve zırhlı bir araç ya da silahın şasisini oluşturur, ilk tanklarda gövde, haddelenmiş çelikten levhalar perçinlenerek sağlamlaştırılmış bir otomobil şasisine benziyordu. Gittikçe güçlenen tanksavar silahlarının darbelerine dayanmak için sertlik verme, su üstünde ve altında ilerlemek için sızdırmazlık sağlama, termonükleer rüzgâr ve ışınıma direnç gösterme zorunlulukları, gövdenin çelik ya da hafif alüminyum alaşımlarından yapılmasına yol açtı. Bu yapı tek parça halinde dökümle elde edildiği gibi kaynakla birleştirme yoluna da gidildi; bu yöntemlerle yapılan gövdeye su verilerek gereken sağlamlık kazandırıldı. Bu yapıların tabanı, mayınlara danayabilmesi için genellikle kalın tutuldu ve gergilerle pekiştirildi. Thyssen-Hanschel UR-416 alman zırhlı keşif aracı sökülebilir orijinal Mercedes-Benz Unımog traktörlerinin gövdesini kullanır; gövdeyi ayırmak için dört civatayı sökmek ve bir elektrik fişim çıkarmak yeterlidir.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM