Arama

Gövde Nedir?

Güncelleme: 13 Aralık 2016 Gösterim: 7.767 Cevap: 7
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
26 Aralık 2009       Mesaj #1
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

GÖVDE

Ad:  gövde.JPG
Gösterim: 567
Boyut:  18.6 KB

1. Bir şeyin ana bölümü: Kemanın gövdesi. Geminin gövdesi.
Sponsorlu Bağlantılar
2. BEDEN'in eşanlamlısı.
3. Bir ağacın köklerinden, iri dallarının başlangıcına dek uzanan bölümü.
4. Kesilmiş hayvanın sakatatı çıkarıldıktan sonra geri kalan kısmı.
5. Gövde gösterisi, belli bir görüş ve amaçla birleşenlerin güçlerini göstermek ereğiyle büyük bir topluluk halinde yaptıkları gösteri: Partilerin gövde gösterisi. ll Bir şeyi gövdeye indirmek, onu büyük bir iştahla yemek.

—Al. tak. Bir çivinin başı ile ucu arasında kalan bölümü. ll Tornavida gövdesi, bir tornavidanın, vida başına girecek ucu (yassı, yıldız vb.) taşıyan silindirsel bölümü.

—Antropol. Gövde göstergesi, oturan bir insanın boyunun, aynı insanın ayaktaki boyuna bölümünün 100 ile çarpımı sonucu elde edilen oran. (Gövde göstergesi, insan topluluklarını sınıflandırmaya yarar. Gerçekten de bu gösterge topluluklara göre büyük değişiklikler gösterir: örneğin, güney sahra topluluklarında gösterge düşük, eskimotorda yüksektir. Bu gösterge, bugün işlemsel sayılmayan baş göstergesine göre çok daha anlamlıdır.)

—Balıkç. Bir trol ağı torbasının alt kesimi.

—Bot. Üstün yapılı bitkilerde ve yosunlarda yaprakları ve varsa dalları taşıyan ana eksen. (Gövde genellikle yerin üstünde ve dik olur, ama biçim ve yapı bakımından büyük bir çeşitlilik gösterir.) [Bk. ansikl. böl.)

—Denize. Bir geminin gövdesi, bir geminin su altında kalan şişkin bölümü.

—Dilbil. Hint-Avrupa dilbiliminde, kökten ve gövde ünlüsünden oluşan temel biçim. (Gövde, ad çekimine [ad gövdesi] ya da fiil çekimine [fiil gövdesi] temel oluşturan biçimdir).

—Dülg. Bir kirişin, profilli ya da bileşik bir putrelin dolu ya da kafes biçiminde düşey bölümü. (Gövde, tablaları, kanatları ya da başlıkları birleştirir.)

—Dy. Dingil gövdesi, monte edilmiş bir dingilde, tekerleklerin kamalandığı ana parça. (Kovanları oluşturan perdahlı ve döner iki bölüm içerir.) (AKSDİNGİL de denir.)

—Bir dingilde (ya da jantta) sıcakta ya da presle tekerlek gövdesinin (ya da bandajın) kamalandığı silindirsel bölüm.
  • Tampon gövdesi, bir tamponda uç traversine bağlanan ve içinde tampon diskinin devingen parçasının ötelemesine olanak veren bölüm.
  • Tekerlek gövdesi, bir tekerlekte janta takılan bandaj dışında, göbek, metal çubuklar ve janttan oluşan bütün.
—Bir vagon ya da lokomotif tekerleğinin, disk biçiminde metal bir kütleden ya da göbeğe bağlanan metal çubuklardan oluşan temel bölümü.

—Elektrotekn. Bir elektrik makinesinin etkin öğelerine destek görevi yapan ve çatkıyı oluşturan parça ya da parçalar kümesi. ll Bir elektrik aygıtında, olağan durumda gerilim altında olmayan, ancak bir arıza halinde gerilim taşıyabilen iletken bölüm.
  • Gövdeye bağlama, bir iletkeni bir makinenin çatkısına ya da genellikle toprak rolü oynayan metal bir kütleye bağlama.
  • Manyetik gövde, bir makinede ya da bir elektromanyetik aygıtta, indükleme akılarını yönlendiren ferromanyetik parçaların tümü.
—Esk. sil. Okun temrenle yelek arasındaki ahşap ana bölümü. ll Hayvan zırh takımında, parçalı alın zırhının tepelik ve yan kanatlar dışında kalan bölümü.

—Havc. Bir uçak ya da planörde kanatları kuyruk takımına bağlayan ve yolcu ya da yük taşıyan mekik biçimindeki bölüm. ll Motor gövdesi, hava katmanına en iyi dalışı sağlayacak biçimsel yapı vermek için bir motoru çevreleyen kaportadan ve bu motordan oluşmuş bütün.

—Hidr. Silindir gövdesi, pompa gövdesinin, içerisinde pistonun devindiği bölümü.

—Isıt, havld. ve Isıbil. Silindirsel gövde, büyük su sığalı bir kazanın en büyük bölümünü oluşturan silindirsel yatay bölme.

—Karş. anat. Bedenin baş ile kuyruk arasında kalan bölümü. (Omurgasızlarda gövdenin tanımı büyük farklılıklar gösterir. Buna karşılık omurgalılarda gövdenin temel özelliği genel solom boşluğudur [kuyrukta bulunmaz). Balıklarda ve amfibyumların larvalarında gövde hemen baştan sonra gelirse de erişkin amfibyumlarda ve amriiyonlularda solom boşluğu bulunmayan bir ara bölgeyle [boyun] baştan ayrılır. Dörtayaklıların gövdesi de iki bölüme ayrılır: önde bulunan göğüs bölümü akciğerleri ve yüreği kapsar; arkadaki karın bölümündeyse öbür içorgan- lar vardır; memelilerde bedenin orta sınırını diyafram, kuşlarda ve timsahlarda “yalancı diyafram” oluşturur.)

—Kilitç. Kilit kasasının dibini oluşturan, oldukça kalın sac levha. (Mekanizmanın çeşitli parçalarını taşır ve karşılığı oluşturmak üzere kıvrılmıştır.) ll Silindir gövdesi, silindirli kilidin çoğunlukla pirinçten yapılan kasası.

—Mak. san. Saçtan yapılmış bir aygıtın (basınçlı depo, kule, değiştirici), bir vananın, bir pompanın vb.’nin ana bölümü. ll Bir makinenin, kaynakla ya da dökümle elde edilen ve diğer öğelere destek görevi yapan çatkısı. ll Pompa gövdesi, bir pompada, pistonun devindiği içi boş silindir.

—Marangl. Rende gövdesi, bir parçayı elle işlemek için bir tığ yerleştirilen ve sıkıca tutturulan sert ağaçtan kundak. (Rende, lamba rendesi, düz taban vb. gövdeli aletlerdir. Gövde için ince dokulu sert ağaçlar gerekir: üvez ağacı, gürgen, meşe; kimi zaman kayın da kullanılır; ancak bu halde aşınmaya elverişli alt yüz ya da taban sert ağaçla kaplanır.)

—Metalürj. Bazı metalürji fırınlarında (yüksekfırın, kupol fırını) tüyerler ile ağız arasında yer alan ve erime bölgesini içeren ana bölüm.

—Meteorol. Bulut gövdesi, bir bulut sisteminin ılıman alçak basınçların ayırtedi- ci özelliğini oluşturan merkez bölümü.

—Mim. Minarelerde, pabuçla şerefe arasındaki ana bölüm.

—Mim. ve Süslem. sant. Sütun gövdesi, sütun ya da sütuncuğun, taban ve başlık arasında kalan bölümü. (Sütun gövdesi tek bir bloktan oluşabileceği gibi [tektaş] küçük öğelerin bir araya getirilmesiyle de [örgülü ya da kasnaktı] yapılabilir. Dik ya da helis biçiminde [burma sütun), düz ya da yivli olabilir. Sütuncuk biçimindeki tüm nesnelerin de birer gövdesi bulunur.) [Bk. ansikl. böl.)

—Müz. - TEKNE, ll Çeşitli davulların, üzerine deri gerilen, boru, silindir, koni ya da kâse biçimindeki ana parçası.

—Nalbantl. Mıh gövdesi, mıhın, boyunla uç arasında kalan uzunca bölümü.

—Ormanc. Ağacın yerden tepeye kadar olan kısmı. (Bk. ansikl. böl. Bot.)
  • Gövde uru, özsuyun dolaşım kusurundan (yara, böcek sokması) dolayı bazı ağaçların (dişbudak, karaağaç, ceviz, akçaağaç..,) gövde ve dallarında oluşan ur. (Bu çıkıntıların üzerinden dallanıp budaklanmış birçok kısa dal çıkar. Urun çevresinden geçen odun lifleri, bu ağaçlardan yapılan kaplama levhalarına ilginç bir görünüm verir ki, ince marangozlukta aranan bir özelliktir.)
  • Dalsız gövde, ağaçlarda yerle ilk büyük dal arasındaki kısım.
—Petr. san. Basınçlı bir deponun, ısı değiştirici bir aygıtın (değiştirici, yeniden kaynatıcı, soğutucu, kondansör vb.) ya da herhangi bir kazan aygıtının genellikle silindir biçimindeki dış bölümü.

—Polim. Aşılı bir eşpolimerin ana zinciri,

—Saatç. Temel işlevi bir zaman aygıtını ya da başka bir aygıtı oluşturan sistemleri birleştirmek ya da yönlendirmek olan parça grubu. (Gövde bir şasiden, bir ya da birçok baskıdan, tek parça bir çatkıdan ve bir kapaktan oluşabilir.)

—Sil. Bir silah namlusunda, mekanizmanın vidalandığı bölüm.ll Zırhlı araç gövdesi, bir zırhlı aracın, motor, mekanizma ve mürettebat bölgesini içeren bölümü. (Bk. ansikl. böl.)

—Uz. havc. itici gövdesi, barutlu bir iticiyi saran kılıf.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 13 Aralık 2016 00:41
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
MaVi CeNnEt - avatarı
MaVi CeNnEt
Ziyaretçi
18 Mart 2011       Mesaj #2
MaVi CeNnEt - avatarı
Ziyaretçi
gövde; hayvanlarda baş, ayak ve kuyruktan; ağaçlarda kök ve dallardan geri kalan bölüm; köklere yapım eklerinin getirilmesiyle ortaya çıkan türev. bir varlığın, bir şeyin ana, asıl bölümü; insanın baş, kollar ve bacaklar dışında kalan bölümü, beden, vücut. (kasaplıkta) kesilmiş hayvanın, sakatatları alındıktan sonraki durumu.
Sponsorlu Bağlantılar
misafir - avatarı
misafir
Ziyaretçi
6 Kasım 2012       Mesaj #3
misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gövde
çinde yapım eki bulunan sözcüklere “gövde” denir.
Kök durumundaki sözcükler yapım eki aldığında “gövde” durumuna geçer.
Gövde durumundaki sözcüklere “türemiş sözcük” de denir.

çağ → çağdaş → çağdaşlık
kök gövde gövde
çağ – daş çağ – daş – lık
kök + y.e. kök + y.e. + y.e.

Çekim eklerini alan kök durumundaki sözcükler, “gövde” değildir. Bu sözcükler yapısına göre “basit”tir.

kuş kuşlar kuş – lar
kök gövde değil kök + ç.e.
basit sözcük basit sözcük basit sözcük
gövde değil, türemiş sözcük değil

oku– okudum oku – du – m
kök gövde değil kök + ç.e. + ç.e.
basit sözcük basit sözcük basit sözcük
gövde değil, türemiş sözcük değil

Gövde durumundaki sözcükler “ad” ya da “fiil” olabilir.

kitaplık (ad gövdesi) konuk (ad gövdesi)
ad ad

kana– (fiil gövdesi) söndür– (fiil gövdesi)
fiil fiil
Son düzenleyen Safi; 4 Nisan 2016 11:28
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Nisan 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
gövde ingilizcesi

1. body, the main part of anything.
2. body, trunk, torso, bulk (of a person).
3. body, trunk (of animals, trees).
4. dressed carcass (of an animal).
5. gram. theme, stem.
6. fuselage (of an airplane).
–ye atmak/indirmek /ý/ to gulp down, gobble down (food).
– gösterisi public demonstration, mass meeting (to show strength).
– heykeli sculpture torso
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Aralık 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
GÖVDE

—ANSİKL. Bot. Gövde genellikle dik olarak yer üstünde bulunan, hiç değilse genç kısımları yeşil olan ve yapraklan taşıyan, özsuyu ileten, gerekirse yedek besinleri depo eden bir organdır; kimi bitkilerde yer altında ya da su içinde olur. Ana kökün uzantısı olan ana gövde bir geçiş bölgesiyle (kök boynu) kökten ayrılır ve kendisinden doğan dalları taşır.

Gövde daima yaprakları taşır. Yaprağın gövdeye bitiştiği yer genellikle şişkin olur ve buraya düğüm denir; iki düğüm arasındaki gövde parçasına da düğümarası adı verilir. Yapraklar genellikle gövdeye göre eğik durur. Üst tarafta yaprağın dibindeki dar açıda, ilerde dal ya da sürgün verecek olan bir koltuk tomurcuğu bulunur. Gövdenin ucuna doğru düğüm araları gittikçe kısalaşır ve çok sıkışık olan yapraklar en uçta tepe tomurcuğunu oluşturur. Gövdesinin uzaması bu tomurcuğun ortasından başlar (uçtan büyüme) ve uzayan kısımda yeni yapraklar doğar. Genç düğümaraları, düğümlerin tersine, çok uzar; buna aradan büyüme denir.

Gövdenin ilk ya da temel yapısı (bulunduğumuz iklimde genellikle en az bir yaşındaki) genç kısmında görülen yapıdır. Bu yapıda şu kısımlar göze çarpar: gözenekleriyle birlikte üstderi; klorofilli kabuk ya da kabuk parankiması; kimi bitkilerde (birçenekliler) bulunmayan içderi; çevre- teker, özodunu ve odun soymuk borulardan oluşan merkez silindir. Fakat bu sonuncular kökte birbirinden ayrı ve almaşık dizili oldukları halde, gövdede ve yapraklarda sırt sırta yer alır ve ikişer ikişer odun-soymuk demetlerini oluştururlar.

ikiçenekli çokyıllık bitkilerde bir yıldan yaşlı kısımlarda ayrıca birtakım ikincil oluşumlar ortaya çıkar: mantar; felloderm; ikincil soymuk; ikincil odun; bunlar kökte de aynıdır. Bu iki organ (kök ve gövde) yaşlandıkça daha çok birbirine benzer.

Bir ağaçta, ikincil odunda, artık özsu iletimine yaramayan eski ve sert bir orta kısım (özodunu) ile ham besisuyunu ileten yeni ve yumuşak bir çevresel kısım (diriodun) bulunur, ilkbahar odunu ile yaz odunu da birbirinden ayrıdır; birincisinde damarlar ikincininkınden daha geniş ve dolayısıyla daha açık renklidir. Yaz ve ilkbahar halkaları sayılarak ağacın yaşı belirlenebilir.
Çokyıllık birçenekli bitkilerin gövdesine kongövde denir (palmiyeler); bunlarda ikincil odun olmadığı gibi dallanma da enderdir.
Büyüme doğrultusu türe özgü, iç etmenlerce belirlenmekle birlikte dış etmenlerden de önemli ölçüde etkilenir: ışık (ışığayönelim). nem (suyayönelim) ve yerçekimi (yereyönelim). Üstün yapılı bitkilerde gövdenin dış görünüşü çok çeşitlidir: en sık görülen dik gövdelerin yanı sıra yatay gövdeler (yer üstünde stolon [çilek), yer altında köksap [süsen]) bulunduğu gibi, kimisi sarmaşıcı (hedera), kimisi sarılgan (sağa sarılgan [şerbetçiotu, hanımeli] ya da sola sarılgan [sarmaşık, fasulye]) tırmanıcı gövdeler de vardır. Bu gövdeler uzunluklarına oranla çok incedirler. Gövdeler şişkin de olabilir ve o zaman yedek besin depo etmeye yarar: köksap (süsen), yumru (patates), soğan (lale). Gövde kimi bitkilerde çok ufalmıştır; bu gibi bitkilere (menekşe, çuhaçiçeği, çilek), yerinde olmamakla birlikte "sapsız” denir; bunların en aşırı biçimi gövdenin bir tabla halini aldığı soğandır. Kimi gövdelerin özellikle kurak bölge bitkilerinde (sütleğen, kaktüs, denizüzümü) özgül bir biçimi vardır. Kimi gövdeler yaprağa benzer yamyassı bir biçim alabilir; bunlara "kladot" denir (rus- cus ya da ışığan); kimi gövdelerse dikene (akdiken) ya da sülükdala dönüşür (asma).

Ayrıca bütün yeraltı gövdelerinin dalları genellikli yer üstünde dik ve yapraklı gövdeler halindedir ve bütün gövde çeşitleri yan kökler çıkarabilirler; bundan başka çiçek tomurcukları ve çiçek sapları her zaman gövdede bulunur, köklerde asla bulunmaz.

—Havc. Tekmotorlu uçaklarda gövde, motor ve pilot kabini taşır, ayrıca gövdeye kanatlar, iniş ve kuyruk takımı bağlıdır. Çok motorlu uçaklarda ise genellikle motorlar gövde içine yerleştirilmez, daha çok kanatların üst ya da altındaki motor kapor falarında yer alır. Bir gövde uçağın pilot kabiniyle birlikte yolcu mahallini ve yük bölmelerini içerir. Bombardıman uçaklarında gövde altında, bir ya da birçok bomba deposu bulunur.

Bir gövde genellikle mekik biçimini veren kaburga çiftlerinden ve çeşitli kaburga çiftlerini birbirine bağlayan kirişlerden oluşur. Perçinle yerleştirilen metal kaplama uçağın genel direncim artırır. Hafif uçaklarda kaburga çiftleri ve kirişler ağaçtandır; kaplamada ise gövdenin farklı kısımlarında farklı malzeme kullanılır; örneğin kontrplaktan ya da geçirimsiz bezden yararlanılabilir. Çağdaş uçaklarda kiriş ve kaplama yerine, hem-uçağın kullanılabilir iç hacmini artıran, hem ağırlığını azaltan tekparça gövdeler kullanma eğilimi ağır basmaktadır. Deniz uçaklarında gövdenin alt kısmı karina olarak kullanılır.

—Mim. ve Süslem. sant. Sütun gövdesi, sütunun taban ve başlıkla bağlantılar oluşturan vazgeçilmez bir öğesidir, ister tek parça, ister örgülü olsun, bir sütun gövdesi kendisine yüklenen anlatıma göre yükselişinde, profilinde, süslemesinde büyük değişiklikler gösterir Mısır'da palmiye biçiminde silindirsel gövdeler, tabanda yoğunlaşan ve demet biçimi verilmiş saz tutamları (papirüs biçiminde olan tür) yapıldı. Yunan sütun gövdesi, dor düzeninde bodur, ion-korinthos düzeninde ince, taban ve başlık kesiminde daralan bölümler arasında narinleştirilmiştir. Düz, yivli ya da şamdan biçimli klasik sütun gövdesi canlı bir taşıyıcıdır; sınır durumda, atlant ya da karyatide dönüşebilir. Sütun gövdesinin kasnaklara bölünmesi, halka, bilezik gibi metal öğelerin, kabartma ya da küplerin de eklenmesini gerektirir Ortaçağ' da sütunlar duvar ve ayaklara bağlanarak, burma sütuncuklar kendi aralarında sarmaşık gibi düğümlenerek, sütun gövdesinin dinamik bir taşıyıcı olması önlenmiştir. Barok mimarlık da, helis biçiminde yivlerle oyulmuş hellenistik sütun gövdesini bozarak burma sütunu yaratmıştır.

—Sil. Gövde çelik döküm ya da çelik dövme yöntemiyle yapılır ve zırhlı bir araç ya da silahın şasisini oluşturur, ilk tanklarda gövde, haddelenmiş çelikten levhalar perçinlenerek sağlamlaştırılmış bir otomobil şasisine benziyordu. Gittikçe güçlenen tanksavar silahlarının darbelerine dayanmak için sertlik verme, su üstünde ve altında ilerlemek için sızdırmazlık sağlama, termonükleer rüzgâr ve ışınıma direnç gösterme zorunlulukları, gövdenin çelik ya da hafif alüminyum alaşımlarından yapılmasına yol açtı. Bu yapı tek parça halinde dökümle elde edildiği gibi kaynakla birleştirme yoluna da gidildi; bu yöntemlerle yapılan gövdeye su verilerek gereken sağlamlık kazandırıldı. Bu yapıların tabanı, mayınlara danayabilmesi için genellikle kalın tutuldu ve gergilerle pekiştirildi. Thyssen-Hanschel UR-416 alman zırhlı keşif aracı sökülebilir orijinal Mercedes-Benz Unımog traktörlerinin gövdesini kullanır; gövdeyi ayırmak için dört civatayı sökmek ve bir elektrik fişim çıkarmak yeterlidir.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Aralık 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
gövde
isim
1 . Bir şeyin asıl bölümü.
2 . Kesilmiş hayvanın, sakatatı alındıktan sonraki durumu.
3 . bitki bilimi Ağaç ve bitkilerin dallarının dışında kalan ana bölümü:
"Ağaç gövdelerini yonttular, günlerce uğraştılar, bir kağnı yaptılar."- A. H. Müftüoğlu.
4 . anatomi İnsan bedeninde baş, kol ve bacaklar dışında kalan bölüm.
5 . anatomi Hayvanlarda baş, ayak ve kuyruktan geri kalan bölüm.
6 . dil bilgisi Ad ve fiil köklerinden yapım ekleriyle türetilmiş kelime:
"Evli (ev-li), inanç (inan-ç), sevdirmek (sev-dir-mek)."- .

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • gövdeye atmak (veya indirmek)
Birleşik Sözler
  • gövde gösterisi
  • kongövde
  • sarılgan gövde
  • tekgövde
  • ad gövdesi
  • fiil gövdesi
  • isim gövdesi
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Aralık 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM

GOVDELENMEK


gçz. f.
1. Gövde Oluşmak.
2. Gövdesi gelişmek, kalınlaşmak, irileşmek.

GÖVDELİ


sıf.
1. Gövdesi olan ya da gövdesi belirtilen bir nitelikte olan.
2. iri yapılı, kocaman.

GÖVDESEL


sıf. Gövdeye ilişkin, gövdeyle ilgili; bedensel.
—Çağ. sant. Gövdesel sanal, sanatçının malzeme olarak kendi bedenini kullandığı sanat akımı. (Bk ansıkl. böl.)

—ANSİKL Çağ. sant. Gövdesel sanat (ABD’deki adıyla body an), bedenin sergilenecek bir nesne olarak değil de, deney öznesi olarak alınmasına dayanır. Bu sanatla beden, eylemler ya da performanslar aracılığıyla insanın fiziksel, duyumsal ve zihinsel gizilgücünü ortaya çıkarmak için kullanılır; yalnızca bir "fiziksel yapı” olarak değil, aynı zamanda bir "toplumsal yapı” olarak görülür. Fotoğraf ve video da yapıta katılır, onu tamamlar, onun bir uzantısı olur. Gövdesel sanatın öncüleri M. Duchamp, Y. Klein ve R Manzonı olmakla birlikte, 1969-70'ten başlayarak onu asıl geliştirenler amerikalı V. Acconci, D. Oppenheim, Terry Fox, Lucas Samaras, Bruce Nauman, Chris Burden, Dan Graham, fransız Gina Pane, avusturyalı Rudolf Schvvarzkogler, Hermann Nitsch, Otto Muehl, Günter Brus ve Arnulf Rainer, alman Klaus Rinke oldu. Bunlara kılık değiştirme (travestisman) yanlısı İngiliz Gilbert ve George ile isviçreli Urs Lüthi ve Luciano Castelli'yi de ekleyebiliriz.

GÖVDESİZ


sıf.
1. Gövdesi olmayan.
2. Çelimsiz, cılız.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Aralık 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Bitkilerde Gövde
Gövde, bitkilerde, yaprak ve çiçekleri taşıyan, bu yapılar ile kökler arasındaki bağlantıyı sağlayan ana eksen. Gövde su, besin ve minerallerin iletilmesinde rol oynar; besin depolayabilir; klorofil içerdiğinde ise fotosentez yaparak kendi besinini üretebilir.
Bitkilerin gövdesi, en uç bölümlerindeki bir büyüme bölgesi aracılığıyla tepeden büyür Bu bölge, hücre bölünmesi yoluyla yeni hücreler oluşturarak gövdenin uzamasını sağlayan mikroskopik boyutlardaki uç sürgendokuyu içerir. Yaprakların bağlandığı ya da dalların çıktığı yere düğüm, iki düğüm arasında kalan gövde bölümüne de düğümlerarası denir.

Gövdenin özellikleri bitkinin yaşam süresiyle yakından ilintilidir. Ağaç ve çalı gibi uzun ömürlü bitkilerin gövdesi giderek sertleştiği halde, kısa ömürlü otsu bitkilerin gövdesi genellikle zayıftır. Genel olarak bitkilerin gövde yapısı, dıştan içe doğru üstderi, kabuk ve orta silindirden oluşur. İkiçenekli bitkilerin ve açıktohumluların orta silindirinde iletimdoku (soymuk ve odundoku) demetleri büyütkendokunun çevresinde düzenli bir biçimde sıralanmıştır; bu bitkilerde ikincil, yani enine büyüme, görülür. İletimdoku demetlerinin gövdede dağınık biçimde bulunduğu birçenekli bitkilerde ise büyütkendoku bulunmadığı için genellikle ikincil büyümeye rastlanmaz.

Bir ağacın gövdesinden enine bir kesit alındığında odun ve kabuk bölümleri kolaylıkla ayırt edilebilir; kabuk, odundan daha koyu renklidir. Odunun dış bölümünü açık renkli diriodun katmanı, iç bölümünü ise koyu renkli bölgelerle farklılaşan özodun katmanı oluşturur. Özellikle ılıman iklim ağaçlarında gövdenin en önemli özelliği, odun bölümlerinde yıllık halka ya da büyüme halkası adı verilen iç içe girmiş halkaların bulunmasıdır; ağaçların yaşı bu yıllık halkaları sayarak saptanabilir.

DEVAMI Bitki Anatomisi - Gövde
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

15 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
4 Nisan 2016 / asla_asla_deme Botanik