Köle ayaklanmaları
ilkçağdan başlayarak bir toplumsal kurum olarak köleliğin bulunduğu hemen bütün toplumlarda özlenen kitlesel direniş ve başkaldırılar, lukuksal bir statünün ötesinde ekonomik bir ilişki olarak köleci işletmeciliğin ve köle ticaretinin boy attığı toplumsal formasyonlarda özellikle yaygın ve çarpıcı bir nitelik kazanmıştır.
Kölelik ilişkisinin temelinde her zaman açık ya da örtük şiddet vardır; bu nedenle, köleliğin bulunduğu toplumlarda zengin ya da yoksul, köle sahibi olsun ya da olmasın bütün özgür yurttaşlar kitlesi, köleler karşısında gergin bir kuşku ve korku içinde yaşar. Eski Yunan’da, Sparta’da köle statüsündeki toprağa bağlı helotlara karşı devletin her yıl yeniden “savaş” ilan etmesi, Roma’da quod servi, tot hostes (Latince’de “her köle, düşmandır”) deyişinin ortaya çıkması, bu kaygının ifadesiydi. Kölelerin bu zorla çalıştırma sistemine tepkileriyse, yavaş çalışmak, araç gereci ve hayvanlan hor kullanmak gibi örtük biçimlerden, çok sayıda kölenin büyük ölçekli üretimde yoğun olarak yan yana geldiği ve aşın sömürüye uğradığı koşullarda bir tür misilleme niteliğindeki şiddetli başkaldınlara kadar değişiyordu.
İÖ 135-132 ve tÖ 101-100 yıllarında Sicilya’da meydana gelen iki büyük ayaklanma ile IÖ 73-71’de Spartacus’un önderlik ettiği ünlü ayaklanma, latifunaium adı verilen büyük köleci malikânelerin İtalya ve Sicilya ile Kuzey Afrika’yı kaplamasının ürünüydü. Spartacus ayaklanması büyük bir acımasızlıkla bastırıldı; Roma’ya ulaşan büyük yolların her iki yanına, düzenli aralıklarla çarmıha gerilmiş köle ve gladyatörler dizildi. İS 868-883 arasında ise İslam dünyası, önce Basra’da başlayan ve Afrika’dan gelen Siyah (Zenci) kölelere yerel halkın da katılmasıyla genişleyip, bir olasılıkla Spartacus ayaklanmasından daha büyük boyutlara ulaşan Zenci Ayaklanması’yla sarsıldı. Buna karşılık Batı Afrika’nın kabile krallıklarında, beyazlar gelmeden önce köleler arasında kadın ve çocukların çoğunlukta olması ve köleliğin hemen bütünüyle ev içi hizmetlerle sınırlı kalması, görece barışçı köleci düzenlere yol açtı. Moskova Prensliği’nin bunalım içinde olduğu Karışıklık Dönemi’nde), 1603 ve 1606’da çıkan Khlopko ve Bolotnikov ayaklanmalarının da başını köleler çekti. 17. yüzyıl sonlan ile 18. yüzyıl başlannda Çin’de köle ayaklanmalarının eriştiği yaygınlık, köle sahiplerini zamanla erkek köle kullanımından vazgeçmeye ve köleliği sırf kadmlan kapsayan bir kuruma dönüştürmeye zorladı.
Büyük ölçekli köleci plantasyonlann serpilmesine ve köle ticaretinin yaygınlaşmasına bağlı olarak, Amerika kıtasındaki köleci toplumlarda da 16. yüzyıldan sonra köle ayaklanmalan patlak verdi. 1760-98 ve 1831- 32 yıllannda Jamaika’da, 1816’da Barbados’ta, 1823’te İngiliz Guyanası’nda örnekleri görülen Antiller ayaklanmalannın en ünlüsü, 1791’de Haiti’de Saint-Domingue’da patlak veren ayaklanma oluşturdu. Toussamt-Louverture adındaki azatlığın önderlik ettiği bu başkaldın hareketi, Fransızlann 1789 Devrimi’nin çaikantılanyla uğraşıyor olmasından yararlanarak zafere ulaştı ve bağımsız Haiti devletinin temellerim yarattı.
ABD’nin iki yüzyılı aşan kölecilik tarihinde, 1712’de New York’ta görülen bir hareketten sonra özellikle Güney eyaletlerinde patlak veren ayaklanmalann en ünlüleri, Güney Carolina’daki Stono isyanı (1739), Virginia’nınn Richmond kentindeki Gabriel kıyımı (1800), gene Güney Carolina’mn Charleton kentindeki Denmark Vesey kalkışması (1822) ve son olarak Not Turner’ın isyanıdır (1831). Ama bunlar dışında da, Amerikan Iç Savaşı’ndan (1861-65) önceki iki yüzyıl boyunca 10 ya da daha fazla sayıda kölenin giriştiği 250’yı aşkın ayaklanma belgelenmiştir. Bunların çoğunun, ev içi hizmetlerde çalıştırılan ve bu yüzden efendileriyle daha yakın bağlan olan kölelerin uzlaşmacılığı yüzünden başarısızlığa uğradığı belirtilir.
ilk büyük ayaklanmayı Gabriel adında bir köle başlatmıştı. 30 Ağustos 1800’de binden fazla (tahminler 2-50 bin arasında değişmektedir) silahlı köle onun önderliğinde Richmond’da (Virginia) toplandı, ama şiddetli bir yağmur ayaklanmayı engelledi. Sonuçta, aralannda Gabriel’in de bulunduğu 35 köle asıldı. Bir ayaklanma girişimine önderlik eden tek özgür kişi, Denmark Vesey adında Charleston’lı (Güney Califomia) bir zanaatçıydı. 1822’de Vesey, bazı kaynaklara göre çevre bölgelerden 9 binin üstünde köle toplamıştı. Ama ev hizmetinde çalıştırılan bir kölenin ihbarı üzerine ayaklanma planı uygulanamadı ve 139 Siyah yakalandı; aralannda Vesey’nin de bulunduğu 37 kişi asılırken, 32’si de sürgüne gönderildi. Üçüncü ve en etkili ayaklanma, 1831 yazında Southampton ilçesinde (Virginia) Nat Turner önderliğinde başladı. 21 Ağustos akşamı 57 beyazı öldürerek ayaklanmayı başlatan altı köleye sonraki günlerde 70 kişi daha katıldı. 24 Ağustos’ta, askerler ve gönüllülerden oluşan yüzlerce kişilik bir kuvvet ayaklanmacıları ilçe merkezi Jerusalem yakmlannda durdurdu; en az 40, büyük olasılıkla da 100 dolayında köle öldürüldü ve Turner 11 Kasım’da asıldı. Önceki eylemler ibi bu ayaklanma da Güney eyaletlerindeki öle sahipleri arasında büyük korkuya yol açtı. Siyanlann eğitim olanaklarını, hareket ve toplanma özgürlüklerini kısıtlamak, onları ayaklanmaya yöneltebilecek yazıların dolaşımını engellemek amacıyla hem köle, hem de özgür Siyahlan kapsayan daha da baskıcı yasalar çıkartıldı.
Köle ayaklanmalarının, başansızlıkla sonuçlansalar bile köleciliğin yıkılmasına önemli katkıları oldu. iç Savaştan önceki yıllarda gitgide artan sayıda köle, Yeraltı Hattı denen dayanışma sistemi aracılığıyla Kuzey’e ya da Kanada’ya kaçtı. Kuzey’de köle ayaklanmalarına ilişkin haberlerin yayılması ve gitgide daha çok kaçak kölenin bölgeye gelişi, kölelere duyulan sempatinin artmasını ve köleliğin kaldmlması için verilen mücadelenin güçlenmesini sağladı.
Köleliğin Kaldırılması Akımı,
Batı Avrupa ve Amerika’da, kıtalararası köle ticaretiyle köleliğin kaldınlması yönünde güçlü bir kamuoyu oluşturan hareket (y. 1783- 1888). 15-19. yüzyıllar arasında yaklaşık 15 milyon Afrikalı köleleştirilerek zorla Amerika kıtasına götürülmüştü. Köleliğin kaldırılmasını savunan hareket, 19. yüzyılın ilk çeyreğinde kıtalararası köle ticaretine son verilmesini sağladıysa da, kaçak köle ticareti 1862’ye değin sürdü. Kölelik karşıtı güçler, köleliğin 1838’de İngiliz Batı Hint Adalarında, 10 yıl sonra da Fransız sömürgelerinde kaldırılmasıyla büyük başan kazandılar.
ABD’deyse kölelik, 11 Güney eyaletinde etkin konumda bulunan toprak sahiplerinin ekonomik ve toplumsal gücünün temelini oluşturuyordu. Dolayısıyla sömürgelerde geçerli bir olgu değil, bir iç sorun olduğundan daha karmaşık bir nitelik taşıyordu. Köleliğe karşı mücadele edenlerin bu kurumu vanşi ve ahlakdışı olarak nitelemesine tepki olarak Güney eyaletlerinde, özellikle 1831’deki Nat Tumer ayaklanmasından sonra kölelere karşı daha baskıcı önlemler alındı. Bu tarihte ABD’li kölelik karşıtlan, aşamalı bir gelişmenin, ikna çabalanmn ve Afrika kökenli Amerikalılann Amerikan Kolonizasyon Derneği’nce (1817) Liberya’ya yerleştirilmesi gibi projelerin çözüm getirmeyeceğini artık kavramıştı. Köleliğin kaldınlması için mücadele edenlerin çoğu başka toplumsal reform hareketlerine de etkin biçimde katılıyorlardı, ama kapsamı ve önemi bakımından kölelik bütün sorunların başında geliyordu. Hareketin en ünlü önderi, Amerika Kölelikle Mücadele Derneği’nin (1833-70) kurucusu, etkin propaandacı William Lloyd Garrison’du. Hareetin içinde aynca Theodore Dwight Weld ve Theodore Parker gibi din adamlan, John Greenleaf Whittier, James Russell Lowell ve Lydia Maria Child gibi edebiyatçılar, yetenekli konuşmacılar olarak tanınan Frederick Douglass ve William Welds Brown gibi eski köleler vardı. Ama hareketin yandaşlan Kuzey’de bile halktan yeterince destek toplayamıyor, sürekli baskı ve saldırılarla karşılaşıyorlardı. 1837’de yayımcı Elijah P. Lovejoy Alton’da (Illinois) kölelik yanlısı bir kalabalık tarafından öldürülmüştü.
Harekete güç kazandıran etkenler arasında, Batı’daki yeni topraklarda kölelerin mi, yoksa özgür beyaz işçilerin mi çalıştırılacağı tartışması, Kaçak Köle Yasası’na (1850) göre etkinlik gösteren köle avcılannın acımasız uygulamalarına karşı gelişen tepkiler ve Harriet Beecher Stowe’un Tom Amca'nın Kulübesi adlı kölelik karşıtı yapıtının yarattığı yoğun duygusal tepki sayılabilir. 1859’da ateşli kölelik karşıtı John Brown’m Harpers Feny’ye düzenlediği saldınyla sarsılan Güneyliler, Kasım 1860’ta Abraham Lincoln’ın başkanlığa seçilmesini ırk üstünlüğü ilkesine dayanan yaşam biçimleri için büyük bir tehlike olarak gördüler. Ardından başlayan iç Savaş, Birlik’i korumayı amaçlayanlarla Birlik’ten ayrılmak isteyenler arasında bir güç mücadelesi olarak geliştiyse de, 4 milyon insanın kölelikten kurtulmasıyla sonuçlandı.
ABD’li kölelik karşıtlan idealistçe yaklaşımlanna karşın toplumun bütünüyle yeniden inşasına yönelik somut çözümler getirmede başansız oldular. Yeniden İnşa etkinliklerinin ana organı olarak Kongre’nin kurduğu Azatlı Köleler Dairesi’nin (1865- 72) eğitim, ekonomi ve yurttaşlık hakları alanlannda giriştiği insancıl çabalar, köklü bir değişim getirmekten çok, çeşitli iyileştirici önlemler almayı içeriyordu. Kongre’deki bazı radikal Cumhuriyetçilerin çabalanna karşın, toprağın yeniden dağıtımı ve kalıcı siyasal haklar sağlanması gibi büyük önem taşıyan sorunlar çözülmeden kaldı. Yeniden înşa dönemi de 1877’de sona erdi.
kaynak: Ana Britannica