Arama

Vladimir Lenin - Tek Mesaj #6

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
29 Aralık 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM

LENİNCİLİK


Lenin'in kuram ve uygulamalarının tümü. (Eşanl. LENİNİZM.)

—ANSIKL. Lenin'in kendi deyişiyle, “lenincilik" deyimi, yalnız Rus sosyal demokrat işçi partisi'nin II. kongresi kulislerinde ortaya çıkmış bir deyimdir. Deyim, bu kongre sırasında, Lenin'in görüşlerini savunanları belirtmek amacıyla Martov yandaşları tarafından kullanıldı. Bu polemik bir yana bırakılırsa, lenincilik deyimi 1923 yılına kadar herhangi bir kuramsal değer taşımadı. Bu tarihte Kamenev, partinin kuramsal yayın organı Bolşevik te, ilk defa olarak leninciliğin tanımını yaptı. Kamenev'in girişimi, bir siyasal polemik (Troçki’ye karşı) amacı taşımakla birlikte, marxçılığın uzantısı olarak anlaşılan marxçılık-lenincilik yönünde bir kapı açıyordu. Gene aynı dönemde ve aynı polemik çerçevesi içinde, Stalin, Sverdlov üniversitesi'nde, Leninizmin temelleri üstüne bir konferans verdi (1924).
Lenincilik, Marx'ın kuramsal yapıtını, örgütlenme, olaylara müdahale ve tarihsel konjonktürü çözümleme ilkeleri olarak anlaşılan bir siyaset görüşüyle tamamlamaya çalışır. Lenincilikte siyaset, özü bakımından pratik bir sorun olarak anlaşılır; siyaset, kuramsal ya da felsefi her müdahalenin temeli ve gerekçesidir. Lenincilik, marxçılığa oranla daha büyük ölçüde olmak üzere, siyasal iktidarın ele geçirilmesine yönelik bir stratejidir. Bu anlayışa göre parti, proletaryanın mücadelesini yönlendirmenin aracı olarak belirleyici bir rol oynar. Gerçekten de Lenin, daha popülistlere karşı yazdığı ilk yazılardan (Halkın dostları kimlerdir..., 1894) başlayarak, partinin siyasal yöneticilik rolü üzerinde ısrarla durmuştur (Ne yapmalı?, 1902).

Stalin, leninciliği, emperyalizm ve proletarya devrimi döneminin marxçılığı olarak tanımlar. Gerçekten de Lenin, kapitalizmin yeni gelişme aşaması olan emperyalizmin bir çözümlemesini yapmıştır. Stalin ve komünist partilerin yöneticileri, marxçı-leninci ideolojiyi Lenin'in metinlerinden yararlanarak kurdular. Lenin’in ölümünden sonra komünist partiler leninciliği benimsediklerini ilan ettiler ve bu öğretisel bağlılığı sürekli olarak korudular.

1970'li yıllarda Batı Avrupa ülkelerinde (Ispanya, İtalya, Fransa, vb.) gelişen "Avrupa komünizmi" akımı, Lenin'in politikasının, dönemin Rusya'sına özgü olduğu gerekçesiyle leninciliği reddetti. Avrupa komünistlerine göre Batı ülkelerinde ancak, daha açık ve daha demokratik, daha az merkeziyetçi bir komünist partinin başarı şansı olabilirdi. Ayrıca komünistlerin Batı'da iktidara gelebilmeleri için, leninciliğin öngördüklerinden farklı sınıfsal ve siyasal ittifaklar kurmaları, sözgelimi devlet aygıtını parçalamaktan çok, onu içeriden dönüştürmeye çalışmaları gerekirdi. Bu yaklaşımın doğal uzantısı, en azından Batı Avrupa (ve daha bir dizi ileri kapitalist ülke) için, proletarya diktatörlüğü düşüncesinin terk edilmesidir. Rusya ve Doğu Avrupa ülkelerinin komünist düzeni terketmelerinden sonra leninciliğin itibarı bütün dünyada daha da çok sarsılmıştır.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 29 Aralık 2016 23:27
SİLENTİUM EST AURUM