Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
31 Aralık 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Sultanahmet külliyesi

Ad:  Sultan Ahmet Camii4.jpg
Gösterim: 1014
Boyut:  50.7 KB

İstanbul'da, Sultanahmet meydanında cami (Batı'da, bezemelerinden ötürü Mavi cami olarak ünlüdür), medrese, arasta (Sipahiler çarşısı), darüşşifa, bımarhane, imaret, sübyan mektebi, sebiller, dükkânlar ve türbeden meydana gelen yapılar topluluğu; XVII. yy.’da selatin külliyeleri geleneğini sürdüren en önemli ve eı ı büyük yapıttır. Sedefkâr Mehmet Ağa’nın eseri olan külliyenin yapımına 1606'da başlanmış, caminin açılış töreni Ahmet l’in de katılımıyla 1617 haziranında gerçekleştirilmiş, yalnızca medrese, imaret, türbe ve dış avlu duvarları 1620'de bitirilmiştir.

Geniş bir alana yayılan yapılar Atmeydanı’nın çevresinde herhangi bir düzen gözetilmeden yerleştirilmiştir. iç avlu, cami ve hünkâr kasrı alçak duvarlarla çevrili çok geniş bir dış avlu içindedir. Cephede ve yanlarda yer alan birkaç basamaklı üç kapıdan girilen iç avlu yüksek tutularak caminin öteki yapılara hâkim bir görünüm elde etmesi sağlanmıştır. Sedefkâr Mehmet Ağa yapının planında ve mimarisinde Mimar Sinan’ın klasik üslubuna bağlı kalmakla birlikte kimi yenilikler de getirmiştir. 2 700 m2'lik ana mekân, dört yarım kubbe ve köşelerde yivli kubbeli ağırlık kuleleriyle desteklenen, 23, 50 m çapında, 43 m yüksekliğinde büyük bir kubbeyle örtülüdür. Burada Mimar Sinan’ın Şehzade camisi’nde uyguladığı dört ayaklı şema yinelenerek, büyük kubbe 5 m çapında, dikey yivli dört ayağı bağlayan dört büyük kemere ve küresel bingilere oturtulmuştur. Yanlardaki yarım kubbeli ekoylumlar ve beş sıra halinde düzenlenmiş yuvarlak kemerli çok sayıda pencereyle iç mekânda ferah bir görünüm elde edilmiştir.

Duvarlar beyaz zemin üzerine mavi, yeşil, kırmızı, firuze; ve siyah renkli, lale, sümbül, karanfil gibi çiçek ve kıvrıkdal motifli çini levhalarla kaplıdır (camiyle ilgili kayıtlara göre 21 043 levhadan oluşan bu çiniler saray nakkaşhanesinde Haşan adında bir usta yönetiminde hazırlanmıştır). Kemerler, kemer araları, kubbeler ve yarım kubbeler, payelerin üst bölümleri çokrenkli kalem işleriyle süslüdür. Caminin tüm mimari öğeleri zengin ve ince işçilikleriyle birer sanat ürünüdür. Sedefkâr Mehmet Ağa’nın eseri olan kapı ve pencere kanatları zengin sedef kakmalıdır. Mermer mihrabın yanlarındaki sütunçeler üzerine selvi motifi işlenmiştir. Altın yaldızlı minber geometrik geçmeler ve kabartmalarla süslüdür. On mermer sütun üzerinde yükselen hünkâr mahfili altın yaldızlı, ayet yazılı çinileri, kalem işi süslemeli tavanı ve sedef kakmalı kapısı ile dikkati çeker; müezzin mahfili ise geometrik oymalı korkuluğu dışında yalındır. Caminin celi yazıları dönemin ünlü hattatı Kasım Gubari’nin eseridir. Bu yapıda karşılaşılan önemli bir yenilik hünkâr kasrıdır; XVII. yy.’a değin camiye bağlı bir bölüm olan bu mekân, burada bağımsız bir yapı olarak ele alınmıştır (daha sonra Yeni cami'de ve öteki barok üsluptaki camilerde uygulandı). Caminin G.-D. köşesinde bulunan hünkâr kasrı mihrap duvarının D. köşesindeki hünkâr mahfiline revaklı bir geçitle bağlanır. Bu yapının bir başka önemli özelliği ilk kez bu camide görülen 6 minaredir; bu minarelerin caminin köşelerine yerleştirilenleri üçer, avlu köşesine yerleştirilenleri ise ikişer şerefelidir. 26 sütuna oturan, 30 kubbeyle örtülü revaklarla çevrili iç avlunun ortasında, 6 sütunlu zarif bir şadırvan vardır.

Dış avlu duvarının D.’sunda tek dershaneli yalın bir yapı olan sübyan mektebi, K.-D.'da klasik şemada medrese, türbe ve sebil ile, XVIII. yy.’da eklenmiş bir muvak- kıthane vardır. Külliyenin vakıf defterlerinde, sübyan mektebinin yanında bulunduğu bildirilen dükkânlar yıkılmıştır. Kare planlı, kubbeli, önü revaklı bir yapı olan türbenin duvarları dıştan mermer, içten çinilerle kaplıdır, kapısı sedef kakmalıdır, içinde Ahmet I, Osman II, Kösem Sultan, Murat IV ve OsmanlI hanedanının öteki kişilerine ait 36 sanduka bulunmaktadır. G.’de külliyenin arka yönünde arasta (günümüzde Mozaik müzesi), bir sebil, B. uçta hamam vardır. Darüşşifa, bimarhane ve imaret Atmeydam'nın B. uçundaydı. Revaklı avlu çevresine dizili hücrelerden meydana gelen ve döneminin önemli sağlık kuruluşlarından olan darüşşifa 1870'te yıkılmıştır.

Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM