GÜNLÜK
—Ed. Kişisel yaşamın olaylarının, heyecanlarının, duygularının, düşüncelerinin yazıldığı günlük notlar (Eşanl. GÜNCE JURNAL, RUZNAME )
—ANSİKL Ed Günlük ya tam anlamıyla özel, ya da fıkra tipindedir. Hesap ve akıl defterinin bir tür uzantısıyken Montaıgne tarafından değerlendirildi, XVIII. yy.’da önem kazandı ve romantizmin önde gelen biçimlerinden biri oldu. Hem "benciliğin” yazınsal uygulaması (Gide), hem de düşünsel gelişmenin belirlenmesi (Tolstoy) olarak varlığını sürdürdü. Kimi zaman Defoe'nun A Journal ol the Plague Year adlı yapıtı gibi gazetecilik edebiyatının öncüsü olarak açık belge görüntüsü aldı ve birçok gezi günlüğüyle sürdü. "Kadın" anlatımından ayrılamayan (Dorothy Wordsworth, Anais Nın, Virginia Woolf’un günlükleri) günlük XIX yy.'da, Constant, Amıel, Maurice ve Eugenie de Guerin ile kendini sergilemek isteyen bir öznellik türüdür. Goncourt kardeşlerin günlüğü, Paris’in siyaset ve sanat çevrelerinin titiz bir gözlemim içerir, aynı zamanda estetin bir patolojisidir Kierkegaard, insan ilişkilerinin kaypaklığını, tümel ile tekil arasındaki alışverişleri dile getirebilen bu türe saygınlığını tezandırdı.
Günlük, türk edebiyatı için yeni bir tür dür. ilk örneklerinden biri, Direktör Âli Bey in Hindistan’a yaptığı yolculuğu konu edinen Seyahat jurnalidir (1898) Atatürk' ün yaşamının bazı dönemleriyle ilgili günlük notları Anafartalar muharebatına ait tarihçe (1943), Atatürk’ün hatıra defteri (1972), Karlsbad hatıraları (1983) kitaplarındadır. Şair Nigâr Hanım’ın 20 defter tutan günlüğünün bir bölümü Hayatımın hikâyesi (1959) adıyla yayımlandı. Ömer Seyfettin’in günlüğünün günümüze ulaşan bölümünde (Tahir Alangu, Ömer Seyfettin [1968]), subay olarak Balkanlar'da bulunduğu dönemin olayları konu edinilir. Ataç (Günce [1968]), Fethi Naci (Eleştiri günlüğü [1986]) gibi yazarların günlükleri çoğunlukla, günü gününe yazılmış eleştiri notları niteliği gösterir; kimi yazarlarsa günlük yaşamlarını, izlenimlerini, bireyselliklerini öne çıkartırlar (Salah Birsel: Kuşları örtünmek [1976], Hacivat günlüğü [1981], Yaşlılık günlüğü [1986]). Günlük genellikle başka türlerde ürün veren yazarların izlenimlerini, gözlemlerini özgürse sergiledikleri bir yan alan niteliğindedir (Oktay Akbal: Yeryüzü korkusu [1974], Geçmişin kuşları [1979], ilhan Berk: Elyazılarına vuruyor güneş [1983], Tomris Gündökümü 75 [1977], Sesler, yüzler ve sokaklar [1981], Günlerin tortusu [1985]). Muzaffer Buyrukçu güncelerinde (Arkası yarın [1976], Sıcak ilişkiler [1982]) çağdaşı yazarların günlük yaşamlarına, davranış ve düşüncelerine ayrıntılar sergileyerek tanıklık etti. Burhan Arpad bir dizi gezi kitabında günce biçiminden yararlandı (Uçuş günlüğü [1959], Gezi günlüğü [1962], Avusturya günlüğü [1963]).
—Gökbil. Yer’in kendi çevresindeki dönme devinimi doğru yönde, günlük devinimi ise geri yönde gerçekleşir. Ekvatoral koordinatlar ile yıldız zamanı tanımı, kutuplar çizgisi çevresinde düzgün bir hızla gerçekleşen günlük devinime sıkı sıkıya bağlıdır.
—Güz. sant. Günlük yaşam resmi. XVIII. yy.’a kadar tarihsel ya da dinsel temalı resmin dışındaki her türde etkinliği, günlük yaşamı ve törelerini konu edinen resim türü. Bu anlamıyla, XVII. yy.'da büyük gelişme gösterdi. Daha önce yaşlı Bruegel’ de izlenen flaman (Brouwer) ve hollanda (Steen) farfaracılığı, öte yandan Caravag- gıo'nun ve bazı İtalyan ya da İtalya’ya yerleşmiş ressamların (örneğin kabasaba, pitoresk görüntüler sergileyen R van Laer) gerçekçiliğinin bu olguda payı olmuştur. Le Nainlerle, Vermeer ve R De Hoogh’yla sadeleşen ve insancıllaşan, XVIII. yy.’da VVatteau, Boucher ya da Longhi'yle kibar ve şık bir görünüm kazanan bu tür, Hogarth'la, daha sonra da Daumier'yle hicivci bir boyut kazandı.
—Muhs. ve Tic. Ticaret kanunu’na göre, tacirler, ticari işlemlerini günü gününe kayda geçirdikleri bir günlük defteri tutmak zorundadırlar. Uygulamada, tacir bir alım defteri, bir satış defteri, bir ödeme defteri, bir genel defter ve bir envanter defteri tutar. Günlük defterlerinin ve doğrulayıcı belgelerin (faturalar,yazışmalar, bordrolar vb.) on yıl saklanması gerekir.
Günlük defteri terimi, defter ya da bir kayıt üzerinde açılmış ya da yapraklar, fişler üzerine tutulmuş hesapların tümü anlamında kullanılır. Kopya ederek kayda geçirme yöntemleri, hesapların ciltli kayıtlar içinde tutulmasının bırakılmasını ve daha kullanışlı, kavramsal sıralamaya daha uygun olan hesap fişlerinin defterin yerine geçmesini gerektirmiştir.
Kaynak: Büyük Larousse