Görelilik kuramları
bir ka rşılaştırma sistemine bağlı büyüklüklerde: n belli dönüşümlere (her kurama özgü) ıgöre çıkarılan bir karşılaştırma sistemine iirşkin olayları, aynı büyüklükleri ve bu değilmez büyüklükler arasındaki bağıntıları gösteren fizik yasalarını betimlemek için, eşdeğer karşılaştırma sistemlerinin bulunduğunu öne süren kuramlar kümesi.
Genel görelilik
Einstein, yalnızca düzgün ötelenme halindeki karşılaştırma sistemlerine uygulanan özel görelilik ilkesini, hızlanan sistemler haline genelleştirmeye çalışırken, eşdeğerlik ilkesi denen temel birjlkeyi formülleştirdi: ağırlığı olan kütlelerin eşitliği (örneğin P = mg ifadesinde olaya katılan) ve eylemsiz_kütlelerin eşitliği(dinamiğin temel yasası F=my eşitliğinde ortaya çıkan), şu sonucu verir: kapalı ve sınırlı bir uzayda, bir çekim alanının etkileri ile hızlanan devinimlerden kaynaklanmış eylemsizlik kuvvetlerinin etkileri arasında bir ayrım yapmak olanaksızdır. Nitekim, yapay bir uyduda Yer'in çekimi, eylemsizlik kuvvetleriyle (uydunun devinimine bağlı merkezkaç kuvvet) tümüyle dengelenir; uydunun içinden bakıldığında, her şey hiçbir kuvvet yokmuş gibi görünür; alışılmış, ama yanlış adlandırmayla ağırlıksızlık hali deyimi işte bu olgudan kaynaklanır.
Demek ki genel görelilik mekanik ve çekimin bir bireşimini sağlar. Çekim etkileşimi, kütlelerin varlığından kaynaklanan bir uzay eğriliği olarak betimlenir; parçacıklar ise, Eukleidestipi olmayan bu eğri, uzay-zamanın ya da Minkowski uzayının, jeodezi eğrileri denen, minimum uzunluktaki eğrilerini betimler.
Genel göreliliğin en önemli sonuçları arasında, kütle ve ışıma arasındaki etkileşimi de saymak gerekir: ışık ışınları, büyük kütlelerin yakınından geçerken saparlar ve bir çekim alanında yer alan atomların yayımladığı ışımaların dalga boyları kırmızıya doğru kayar. Bu çeşitli etkiler, deneysel olarak gözlenmiştir.
Kaynak: Büyük Larousse