Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Ocak 2017       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Haçova meydan savaşı


Osmanlı devletiyle Avusturya ve müttefikleri arasında Macaristan topraklarında yapılan savaş (26 ekim 1596).

Mehmet III tahta çıktığında (1595), Osmanlı devleti AvusturyalIlarla iki yıldır savaş durumundaydı. Sorunu kökünden çözümlemeye karar veren padişah. Eğri seferine çıktı (20 haziran 1596). Böylece padişahın komutasında Eğri önlerine gelen türk ordusu, K.-D. Macaristan'da Avusturyalılar'ın elinde bulunan bu çok önemli kaleyi kuşatarak fethetti (12 ekim 1596). Hemen harekete geçen Avusturya imparatoru, kardeşi arşidük Maximilian komutasındaki güçlü bir orduyu Eğri'yi geri almak için Türkler'in üzerine gönderdi. Erdel prensi Barthory' nin de birlikleriyle katıldığı Maximilian kuvvetleri kaleye yaklaşınca, düşmanın gücünü yanlış olarak küçümseyen sadrazam Damat İbrahim Paşa, dördüncü vezir Cafer Paşa ile Rumeli beylerbeyi Veli Paşa’ya taarruz buyruğu verdi. Cafer Paşa, aldığı buyruk uyarınca 4 500 askeriyle ölümüne bir saldırıya geçerken, bu çılgınlığa katılmayan Veli Paşa, 10 000 askeriyle geri döndü.

Düşman safları içinde akşama kadar yüzlerce şehit veren Cafer Paşa, gece karanlığında düşman hatlarını yarmayı başarıp gerideki ana orduya güçlükle ulaşabildi (22 ekim 1596). Birinci Haçova savaşı diye anılan bu çatışmanın yenilgiyle sonuçlanması üzerine bir savaş meclisi toplayan padişah, Eğri kalesinin fethiyle yetinilmesini önerdi. Ancak, şeyhülislam Hoca Sadettin Efendi, savaştan vazgeçilemeyeceğini, Kuran’da düşmanla ölümüne dövüşmeyi göze alanlara zafer vaat edildiğini bildirerek Mehmet lll’ü savaş için yüreklendirdi. Bunun üzerine sadrazamın buyruğunu dinlemeyen Veli Paşa görevden alındı ve Sokulluzade Haşan Paşa yeniden Rumeli beylerbeyliğine getirildi. Türk ordusu Haçova ovasına giderek düşman kuvvetleri karşısında mevzilendi (25 ekim 1596).

Türk cephesinin merkezinde padişah, sadrazam Damat İbrahim Paşa, Hoca Sadettin Efendi, kazaskerler ve vezirler; sağ kanatta Anadolu beylerbeyi Mehmet Paşa; sol kanatta Rumeli beylerbeyliğine getirilen Sokulluzade Haşan Paşa; öncü Kırım askerlerinin başında da Gazi Giray Han’ın kardeşi Fetih Giray vardı. Padişahın 140 000 kişilik ordusu 60 000 tımarlı sipahi, 55 000 kapıkulu askeri (yeniçeri vb.), 25 000 Kırım atlısı ve 75 toptan oluşurken, arşidük Maximilian komutasındaki düşman ordusu 200 000 kişilik düzenli avusturya birlikleri, 100 top ve bağlaşıkları olan İspanyol, erdel, macar, papalık, floransa, leh, çek, Slovak, hollanda, alman, belçika alayları ve gönüllü fransız şövalyeleriyle birlikte 300 000 kişiyi aşkın bir güçtü. Birleşik düşman kuvvetlerinin genel saldırısıyla başlayan savaşta, türk ordusunun merkezi kapıkulu askerlerinin paniğe kapılarak can kaygısına düşmeleri üzerine çabucak dağıldı.

Geriye alınan Mehmet III, atına binip kaçmaya hazırlanırken, atının gemlerine yapışan Hoca Sadettin Efendi buna engel oldu. Bu bozgun sırasında padişahlarını atının üzerinde dimdik ön safta ve Hoca Efendi’yi de onun yanında atının gemlerini tutmuş olarak gören yeniçerilerle Kırım atlıları, zaferi kazandıklarını sanarak yağmaya dalan düşman birliklerine karşı amansız bir saldırıya geçtiler. Neye uğradığını anlayamayan 20 000 kadar düşman atlısı, kısa sürede Haçova ovasının bitimindeki bataklığa sürülerek yok edildi. Yaklaşık 50 000 avusturya askeri savaş alanında kılıçtan geçirildi ya da tutsak düştü. 100 top ve düşman ordugâhı Türkler’in eline geçti. Müttefik orduları başkomutanı arşidük Maximilian, canını kurtarmak için hızla geri çekilmek zorunda kaldı. Böylece Osmanlılar’ın Avrupa devletlerine karşı kazandığı son büyük meydan savaşı kesin bir zaferle noktalandı. Mohaç değerindeki bu zaferden sonra Viyana yolu açılmışken, İstanbul’a dönmeyi yeğleyen Mehmet III, başkentte Eğri fatihi ve Haçova savaşı gazisi olarak büyük bir coşkuyla karşılandı.

Kaynak: Büyük Larousse

SİLENTİUM EST AURUM