Lale Devri
, Osmanlı tarihinde 1718-30 arasında yaşanan çelişkili, geçişsel ve yenilikçi dönem.
Belirli bir popüler tarihçilik akımı tarafından çok sonradan konmuş olan adı, bu dönemde saray çevresinde ve İstanbul’un varlıklı kesimleri arasında başlayan lale yetiştirme merakına bir göndermeyi ifade eder. İlk kez Yahya Kemal Beyatlı’nın kullandığı Lale Devri adı, Ahmet Refik Altınay’ın dönemi inceleyen yapıtına aynı adı vermesiyle tarih literatürüne de yerleşmiştir.
Bu dönem, örneğin yenilenme arayışı gibi tek bir dinamiğin değil, birbiriyle iç içe geçen en az üç farklı sürecin karmaşık ürünü sayılmalıdır. Gelişen kapitalizm temelinde modernleşen Avrupa devletlerine karşı bir süre geleneksel yöntemlerinde belirgin bir değişiklik yapmaksızın direnmeye çalışan Osmanlı Devleti, 17. yüzyılda içine çekildiği askeri ve siyasal rekabet girdabından ağır yenilgilerle çıkmaya başlayınca, şiddetli bir özgüven bunalımına uğramıştı. Bu, ilk kez Batı’nın açıkça örnek alınması eğilimini doğururken, egemen sınıfın kendi içinde reformcu ve tutucu kanatlara ayrışmasına da yol açtı. Öte yandan, aynı yenilgi ve başarısızlıklar zinciri, hanedanın ve büyük ricalin artık savaş meydanlarında zafer ve kahramanlıklar yoluyla meşruiyet arayışından daha özel ve kişisel bir ruh âlemine çekilmesinin de nedeni oldu.
Toplumsal temelde ise, tımar sisteminin çözülüşü, nüfus artışı ve kırsal alanlarda yoksullaşma eğilimlerine bağlı olarak bazı kentlere, özellikle İstanbul’a göçte ve durumu sarsılan kesimlerin yaşadığı huzursuzlukta tırmanış görüldü. Bu olgu egemen sınıf içinde mücadelenin kaderini etkileyerek bu ilk yenilikçi soluklanmanın ömrünü kısaltan bir rol oynadı. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Pasarofça Antlaşması’nın (1718) fırsat bilerek Osmanlı Devletini belirli bir barış dönemine soktuktan sonra, öncelikle orduda düzenlemeler yaptı, devlet kadrolarında kısıntıya gitti ve yeni vergiler koydu. Ardından Paris’ten ve Viyana’dan getirttiği projelerden esinlenerek Istanbul’un imarına el attı. Haliç’in ıslahı için önce Kâğıthane’de padişah için bir köşk (Sâdâbaa Kasrı) yaptırdı. Renkli saray yaşamından hoşlanan III. Ahmed’inde onayladığı Kâğıthane Deresi ve Haliç çevresi yeni bir görünüm aldı.
Sadabad Kasrı çevresindeki lale bahçeleri, İstanbul halkının varlıklı kesimleri arasında hızla yayılan lale yetiştirme modasının doğmasına yol açtı. Geniş ve özenli gezinti yerleri açılarak savaş yıllarının getirdiği karamsar ve durgun ortamın yerini, hareketli ve eğlenceli bir kentsel seçkinler yaşamının almasına çalışıldı. Eski yangın semtleri temizletilerek buralarda modern mahalleler kuruldu. Kırsal bölgelerden göçün kalabalıklaştırdığı tarihsel yarımadayı giderek terk eden seçkinlerin yöneldiği Üsküdar, Beylerbeyi, Bebek, Fındıklı, Alibeyköyü, Ortaköy semtlerine köşkler ve bahçeler yapıldı. Kentin yangından korunması için Yeniçeri Ocağı’ndan ayrılan bir birliğe itfaiye eğitimi verildi.
Öte yandan ticaretin gelişmesi için ihracat kolaylaştırıcı önlemler alındı. Çinicilik, çuha ve kumaş üretimi için imalathaneler açıldı. Yalova Kâğıt Fabrikası, 1727’de de İbrahim Müteferrika tarafından ilk OsmanlI basımevi kuruldu. Sanat ve kültür yaşamını etkileyen girişimlerle, tarih yazıcılığı, şiir anlayışı ve temel bilimlere bakış değişmeye başladı. Batı’dan ve Doğu’dan önemli yapıtlar Türkçeye çevrildi. Bilginler, sanatçılar ve şairler devletten geniş destek gördü. Yabancı ülkelere karşı uzlaşma ve dostluğa dayalı bir dış politika izlendi. İngiltere, Fransa ve Felemenk ile diplomatik ilişki kuruldu.
Lale Devri’ndeki yenilikler özellikle tutucu çevrelerin büyük tepkisine yol açtı. Bu arada saray çevresiyle İstanbul’un varlıklı kesiminin eğlence ve tüketim harcamaları savurganlık boyutuna ulaşırken, halkın gittikçe yoksullaşması, Anadolu’daki aşiretlerin iskân edilememesi, sürüp giden haydutluk olayları, yeni vergilerin uyandırdığı tepkiler, İran’la süregelen sürtüşmeler ve özellikle de gayrimüslimlere tanınan ayrıcalıklar, egemen sınıfın tutucu kesiminin el altından kışkırtıp örgütlediği Patrona Ayaklanması için uygun ortamı hazırladı. Lale Devri 1730’da bu ayaklanmayla sona erdi.