Beyin Felci
Doğum öncesinde, doğumda ya da çocuklukta geçirilen bir beyin hastalığı sonucunda, istemli hareketler üzerindeki denetimin yitirilmesi biçiminde gelişen felç (inme). Bu kavram, yaşamın ilk yıllarında geçirilen beyin hastalıklarına bağlı tüm hareket bozukluklarını içerecek kadar geniş olmakla birlikte, çocuklarda görülen beyin felci genellikle iki tiptir: Spazmlı beyin felci ve atetozlu beyin felci. Spazmlı beyin felcinde, vücudun bir yanındaki ya da her iki yanındaki kol ve bacakların spazm biçimindeki kasılmasına istemli hareket bozuklukları eşlik eder. Vücudun iki yanını tutan spazmlı beyin felcinde, kasılmalar ve felç, genellikle bacaklarda el ve kollardan daha belirgindir (Little diplejisi) ya da yalnızca bacakları etkiler (parapleji). Atetozlu beyin felcinde ise istemli hareketlerde herhangi bir bozukluk olmayabilir; üstelik spazmlı kasılmalar çok daha hafiftir ya da hiç yoktur. Bunun yerine yüzde, boyunda, kol ve bacaklarda genellikle çift yanlı, bazen tek yanlı olarak değişken ve hafif kasılmalar söz konusudur. Sonuçta, yüz buruşturma, eklemlemesiz konuşma gibi bölgesel ya da genel istemsiz hareketler görülür; bu istemsiz hareketler sıkıntı ve heyecan duyulduğunda iyice artar. Spazmlı beyin felcinde, beyin dokularının yıkımı ya felçli yanın karşıtı olan beyin yarımküresinde ya da her iki yarımkürede, özellikle sinir hücrelerini ve beyin kabuğu bağlantılarını etkiler. Atetozlu tipte ise, beyindeki yıkım özellikle beyin kabuğunun altındaki bazal gangliyonlarda ortaya çıkar.
Beyin felci mutlaka zekâ geriliğine yol açmaz; beyin felci geçiren birçok çocuğun erişkinliğinde normal zekâlı olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte, küçük yaşlarda geçirilen herhangi bir beyin hastalığı çocuğun zihinsel ve ruhsal gelişmesini bazen ciddi biçimde engelleyebilir. Beyin felci olan çocukların çoğunda, özellikle vücudun felçli bölümlerinde, şiddetli kasılma ve çırpınmalar biçiminde sara nöbetleri görülür. Spazmlı beyin felcinde zekâ geriliğinin ve sara nöbetlerinin ortaya çıkma olasılığı oldukça yüksektir. Oysa atetozlu tipte, ileri düzeyde zekâ geriliği oranı çok daha düşük, sara nöbetine benzer çırpınmalar ise enderdir. Bazen atetozlu çocukların zekâsı ve algılaması normaldir; ama, istemsiz hareketler ve eklemlemesiz konuşma nedeniyle sözcükleri ve işaretleri doğru kullanamadıklarından geri zekâlı sanılabilirler.
Beyin felcinin nedenleri çok ve değişken olmakla birlikte, temel bozukluk bazal gangliyonlar ile beyin kabuğu arasındaki sinir iletisindedir. Bu bozuklukta kalıtımın rolü pek azdır; ancak beyin damarlarında, ara dokularda ve sinir hücrelerinde ur oluşumuna ya da beyindeki kimyasal süreçlerde bir çarpıklığa yol açarak etkili olabilir. Embriyonun gelişmesi sırasında ortaya çıkan beyin hastalıkları ve oluşum bozuklukları, beyin felcinin nedenleri arasında kalıtımdan çok daha önemli bir yer tutar. Ana baba arasındaki kan uyuşmazlığı, yenidoğanda ileri derecede sarılık yaparak beyin yıkımına ve felcine yol açabilir. Doğum sırasında yenidoğanın oksijensiz kalması (asfiksi), en sık görülen beyin felci nedenidir. Baş bölgesine rastlayan ağır darbe ve yaralanmalar, zehirlenmeler ve bulaşıcı çocuk hastalıkları gibi doğum sonrası etkenler, beyin felcinin nedenleri arasında en arka sırayı alır.
Kas gevşetici ilaçlarla yapılan tedavi, spazmları azaltarak hastayı rahatlatırsa da etkisi geçici ve sınırlıdır. Tedavi programının asıl amacı psikolojik yönlendirme, eğitim ve çocuğun fiziksel eksikliklerini dengeleyebilmek için duyu, hareket ve zihinsel yetilerini olabildiğince geliştirmektir.
MsXLabs.org & Ana Britannica