Arama

Ahmet Kaya - Tek Mesaj #2

Avatarı yok
OneNight
Yasaklı
10 Nisan 2017       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı

Ahmet Kaya


Ad:  Ahmet_Kaya.jpg
Gösterim: 800
Boyut:  18.5 KB
Ahmet Kaya (28 Ekim 1957, Malatya, Türkiye - 16 Kasım 2000, Paris, Fransa), Türkiye'de 1980'ler ve 1990'larda çıkardığı albümler ve verdiği konserlerle tanınmış, anne tarafından Türk, baba tarafından Kürt kökenli Türk Halk Müziği ve Özgün Müzik sanatçısı şarkıcı ve besteci.

Hayatı


Ahmet Kaya 1957 yılında Adıyaman'dan Malatya'ya göç etmiş olan bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğdu. Babası Sümerbank mensucatfabrikasında çalışan bir işçiydi. İlkokulu Malatya'da okudu. Müzikle altı yaşında babasının hediye ettiği bağlama ile tanıştı. Okuldan geri kalan zamanlarında plak ve kaset satan bir dükkânda çalışmaya başladı. Ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle 1972'de İstanbul Kocamustafapaşa'ya göç ettiler ve okulu bırakmak zorunda kaldı. İşportacılık ve çeşitli işyerlerinde çıraklık yaptı. Bu dönemde küçük bir yerleşim yerinden büyük bir şehre taşınmanın ve alışmanın sıkıntılarını yaşadı.

Ad:  ahmet-kaya1_640.jpg
Gösterim: 891
Boyut:  20.1 KB
Bu sıkıntılarını bir belgeselde şöyle dile getirdi:« Onlarla konuşmuyordum; çünkü onlarla konuşamıyordum. Giyimleri başkaydı, konuşmaları başkaydı. Onlar gibi konuşmaya çalışıyordum. Mesela terziye gidip onlar gibi pantolon diktirmeye filan başlamıştım. Terzinin yaptırdığı pantolonların üzerime uymadığını görüyordum. Onlara yakışıyordu bana yakışmıyordu. Bir kız vardı bizim okulda; herkesin bir aşkı vardır, çocukluk aşkı. Bir gün gittim dedim ki: 'Biraz seninle konuşak beş dakika, kaçıyorsun hep...' Bana dedi ki: 'Rica ederim.' Öyle bir ağrıma gitti ki: 'Ben de sana rica ederim,' dedim.. Ben o zaman anlamını bilmiyordum, yani onu bir küfür zannettim.
On altı yaşında yasadışı afiş basmaktan hapse atıldı. Daha sonra birkaç arkadaşıyla birlikte Halk Birimleri Derneği'nin çalışmalarına katıldı. Bu çalışmaları sırasında çeşitli etkinliklerde bağlama çalmaya devam etti. Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan bir etkinlikte Ruhi Su ile tanışma fırsatı buldu ve Mahsus Mahal isimli Ruhi Su türküsünü söyledi. 1978 yılında Gelibolu'da askerlik yaptı, bu arada askeri orkestrada müzik çalışmalarına devam etti. Askerlik dönüşü Emine Kaya ile evlendi ve 1987 yılında kızları Çiğdem doğdu.

Eserleri

  • Ağlama Bebeğim (1985)
  • Başım Belada (1991)
  • Dokunma Yanarsın (1992)
  • Tedirgin (1993)
  • Şarkılarım Dağlara (1994)
  • Beni Bul (1995)
  • Yakamoz (1996)
  • Dosta Düşmana Karşı (1998)
  • Hoşçakalın Gözüm (2001)
  • Biraz da Sen Ağla (2003)
  • Kalsın Benim Davam (Aralık 2005)
  • Acılara Tutunmak (1985)
  • Şafak Türküsü (1986)
  • An Gelir (1986)
  • Yorgun Demokrat (1987)
  • Başkaldırıyorum (1988)
  • Resitaller-1 (1989)
  • İyimser Bir Gül (1989)
  • Resitaller-2 (1990)


Müzik Hayatı (Kısaca)



1984’e gelindiğinde Ahmet ısrarla şarkıları cebinde, müzik şirketlerinin kapısını aşındırmaktadır. Şarkılar da, Ahmet de yorulmuştur artık. Bilinen hiçbir türe benzememesi ve toplumsal içeriği yüzünden korkulması nedeniyle hiçbir firma yanaşmaz Ahmet’in albümünü yapmaya; ancak dipten derinden Ahmet’in adı ve şarkıları dillerde dolanmaya başlamıştır. Birkaç arkadaşının yardımıyla Hodri Meydan Kültür Merkezi ve Bilsak’ta dinleti düzenler ve afişlerinde de Ruhi Usta’nın kendine söylediği cümleye gönderme yapar: “Bağlama Böyle de Çalınır!”

Bu dinletinin umulanın çok üzerinde ilgi görmesi üzerine, elde kalan küçük bir para, arkadaşlarının ve annesinin de küçük katkılarıyla Ahmet yine Beyoğlu’nda, Sezer Bağcan’ın Değişim Stüdyosu’nda alır soluğu. Albümünü kendi yapacaktır. Sezer Bağcan, değişik şarkıları olan bu istekli genci çok sever ve başlarlar albüme. Şarkıları o dönem için çok tehlikelidir. Öyle şarkıları yayımlamayı bırakın, dinlemek bile suç olabilecek, hapishane kaçınılmaz son olacaktır; ama Ahmet şöyle der: “İş yok, sokaklarda aç geziyoruz, terk edildim, bebeğim bana gösterilmiyor, tüm arkadaşlarım da zaten içerde. Şarkılarımı söyler, arkadaşlarımın yanına giderim…” Ancak Ahmet ileride kendisinin de itiraf edeceği gibi hapse girmek istemekte; ama orda çok durmak istememektedir. Albümdeki onca eleştirel şarkının içine bir de Türk ordusunun Kurtuluş savaşındaki kahramanlığını anlatan bir şarkı koyar… Kafalar karışacaktır!

Ad:  ahmetkaya.jpg
Gösterim: 2544
Boyut:  16.4 KB
Albüm kısa sürede ve zor şartlarda biter. Bitmiş bir albüm satmasa da fazla ticarî bir risk getirmeyeceğinden bir firma bulması zor olmaz Ahmet’in. Çiğdem’e yazdığı şarkının adı olan “Ağlama Bebeğim” adıyla yayımlanır albüm 1985 yılının Nisan ayında. Hemen ardından İstanbul’un o günlerdeki en prestijli salonlarından biri olan Şan Tiyatrosu’nda da tek başına bir konser verir ve salon hiç beklenmedik şekilde tıka basa dolar.

“Ağlama Bebeğim” albümü yayımlanır yayımlanmaz toplatılır ve Ahmet gözaltına alınır. İlk mahkemede hâkim, Ahmet’in “Ağlama Bebeğim” şarkısındaki “Çok uzakta öyle bir yer var, o yerlerde mutluluklar” sözlerine takılmıştır. O güzel yerlerin nereler olduğunu sorarlar Ahmet’e! Yargılama kısa sürer, belki de o kahramanlık şarkısının kafa karıştırmasıyla ve Danıştay kararıyla albüm serbest bırakılır. Firma ve Ahmet, albümün satışının serbest bırakıldığını gazeteye ilan vererek duyurur. “Ahmet Kaya’nın yasaklanan “Ağlama Bebeğim” isimli albümü mahkeme kararıyla serbest bırakılmıştır.” içeriğiyle çıkan ilan, albüme olan ilgiyi artırır. Hiç beklenmedik bir şekilde albüm önce hapishanelerde, sonra sokakta inanılmaz bir ilgi görmeye başlar. Ahmet, albümüyle yüz binlerce siyasî tutsağın ve onların ailelerinin sesi olmuştur.

Hapse 1980’de girenlerin bir kısmı yavaş yavaş hapisten çıkmaya başlamıştır. İkinci albüm için yeniden Değişim Stüdyosu’na girilir. Değişim Stüdyosu’nun sahibi Sezer Bağcan, ünlü sanatçı Selda Bağcan’ın ağabeyidir ve Selda da darbeden sonra çok kısa bir süre Metris Askeri Cezaevi’nde yatmıştır. Selda hapisteyken oradaki kızlardan biri ile çok yakın bir arkadaşlık kurar. İşte o kız; Gülten Hayaloğlu, dört yıl yatıp hapisten çıkınca, dostu Selda Bağcan’ın ısrarı üzerine Değişim Stüdyosu’nda çalışmaya başlar. Ahmet’in ikinci albümünün kayıtları sırasında Gülten ve Ahmet stüdyoda uzun süre sohbet etme imkanı bulurlar, dünyaya karşı aynı duygularla dolu iki gencin uzun sohbetleri kısa sürede su sızmaz bir arkadaşlığa dönüşür. Gülten, Ahmet’in ilk albümünü onunla tanışmadan dinlemiş ve çok beğenmiştir zaten; ama birçok kişi gibi o da Ahmet’in yüzünü bilmiyordur tanışana kadar. Çok geçmeden ikinci albüm “Acılara Tutunmak” yayımlanır ve o sıralarda da Gülten’le aralarındaki dostluk aşka dönüşür. İkinci albüm de hiç reklam yapılmadan dilden dile dolaşarak inanılmaz satış rakamlarına ulaşır. Bu mutluluğu, sevdiği kadınla yaşayacaktır Ahmet.


-Derlemedir-
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.