TARİH.
Bağımsızlık ve Kore Savaşı. II. Dünya Savaşı sonunda Japon kuvvetlerini teslim almak üzere 38. paralelin kuzeyindeki Kore topraklarına giren Sovyet birliklerine . Koreli komünistlerin oluşturduğu bir ordu da eşlik ediyordu. Komünistlerin öncülüğünde yerel düzeyde oluşturulan halk komiteleri çok geçmeden merkezî bir yönetim organı altında toplandı. Şubat 1946’da bu organın yerine Kore Komünist Partisi Kuzey Kore Merkez Bürosu’nun birinci sekreteri Kim Il-sung’un başkanlık ettiği Geçici Halk Komitesi kuruldu. Bir yıl sonra yasama organı niteliğindeki Yüce Halk Meclisi’ni toplayan bu komite, Sovyet işgalinin de desteğiyle Kuzey Kore’deki konumunu pekiştirdi. Yeni bir anayasanın hazırlanmasının ardından 3 Eylül 1948’de Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ilan edildi. Ağustos 1946’da yeni bir örgütlenmeyle kurulmuş olan Kore İşçi Partisi’nin genel sekreterliğini yürüten Kim İl-sung da başbakanlığa getirildi.
İşgal döneminde temelleri atılan Kore Halk Ordusu, Sovyet birliklerinin çekilmesinden (Aralık 1948) sonra da SSCB’den geniş çaplı teknik ve askeri yardım almaya devam etti. Bu arada Çin kendi birliklerinde Duıunaıı yaklaşık 12 bin Koreli askerin Kuzey Kore kuvvetlerine katılmasını sağladı. İki yıl içinde Güney Kore’ye karşı belirgin bir askeri üstünlük elde eden Kuzey Kore’nin ülkeyi yeniden birleştirmek amacıyla Haziran 1950’de başlattığı saldın, tırmanmakta olan uluslararası gerginliğin de etkisiyle Kore Savaşı olarak bilinen uzun süreli bir çatışmaya dönüştü.
Kuzey Kore kuvvetleri başlangıçta büyük bir ilerleme sağlamasına karşın, ABD müdahalesinden dolayı geri çekilmek zorunda kaldı. Kuzey Kore bunu izleyen işgalden ancak Çin’in de doğrudan savaşa katılmasıyla kurtuldu. Nisan 1952’de eski sınıra yakın bir cephe hattında kilitlenen çarpışmalar, uzun görüşmelerin ardından Temmuz 1953’te varılan ateşkes antlaşmasıyla sona erdi.
Savaş sonrası. Savaş boyunca Kuzey Kore’ye destek vermiş olan Çin ve SSCB arasında 1956’da su yüzüne çıkan çatışma, Kore İşçi Partisi içinde de çekişmeler yarattı. Başlangıçta Sovyet yanlısı bir tutum takman Kim îl-sung, daha sonra her iki ülkeye yakın grupları tasfiye ederek tarafsız bir politikaya yöneldi. 1960’ların ortasında ise ideolojide özerklik, siyasette bağımsızlık, ekonomide kendine yeterlilik ve savunmada ülkenin özgücüne dayanma ilkelerini temel alan bağımsız bir parti çizgisi ortaya koydu. 1970’lerin başlannda öne çıkan Çin’le yakınlaşma politikası, 1970’lerin sonlarında yerini yeniden bağımsız çizgiye bıraktı.
Kuzey Kore savaştan hemen sonra SSCB, Çin ve öteki sosyalist ülkelerden de yardım alarak kapsamlı bir dizi ekonomik kalkınma planı uygulamaya koydu. Bu dönemde özellikle sanayide önemli bir gelişme sağlandı. Ama SSCB’nin N. Kruşçev döneminde yardım programlarını durdurması, ciddi bir sarsıntı yaratarak Yedi Yıllık Plan’m (1961-67) üç yıl daha uzatılmasına yol açtı. Bunu izleyen iki plan döneminde (1971-76 [bir yıl daha uzatıldı], 1978-84) belirlenen hedeflere tam ulaşılamamakla birlikte, genelde ileri adımlar atıldı. Ekonomik büyümeyi yavaşlatan en önemli etken, 1960’ların sonlarından başlayarak askeri harcamalara büyük bir pay ayrılmasıydı.
Uzun yıllar parti içindeki güçlü konumunu koruyan ve 1972’de cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Kim İl-sung, Kore İşçi Partisi’ nin 10 yıllık bir aradan sonra 1980’de yaptığı kongrede oğlu Kim Çong İl’in önemli mevkilere getirilerek ikinci adam durumuna gelmesini sağladı. Kore’nin bölünmüş yapısı nedeniyle uluslararası kuruluşların çoğunda yer alamayan ve birçok ülke tarafından tanınmayan Kuzey Kore’nin yarımadadaki ABD nüfuzunu azaltma ve yeniden birleşme yolunu açma yönündeki diplomatik girişimleri özellikle son yıllarda yoğunlaştı. Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği’ndeki reform hareketleri Kuzey Kore’yi etkilemedi. Kim İl-sung Mayıs 1990’da Yüksek Halk Meclisi’nce dört yıllık bir dönem için yeni den cumhurbaşkanlığına seçildi. Ağusto 1991’de BM Güvenlik Konseyi hem Kuzey hem de Güney Kore’nin üyelik başvurularını kabul etti. 1992’de dış politika alanındaki en önemli gelişme Güney Kore ile yürütülen görüşmeler oldu. İki ülkenin başbakanları Aralık 1991’de imzalanmış olan barış ve saldırmazlık antlaşmasını yürürlüğe koymak için görüşmelere başladılar. Antlaşma yapılmadan nükleer silahlardan arındırılmasını da öngörüyordu.
MsXLabs.org & Ana Britannica