Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
26 Mayıs 2017       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Mayıs darbesi (27)


Türk silahlı kuvvetlerinin 27 mayıs 1960’ta yönetime elkoyması ve bu eylemle başlayan siyasal, yasal ve sosyal gelişmelere verilen ad.

14 mayıs 1950’de gerçekleştirilen demokratik seçimlerle iktidara gelen DP’nin uyguladığı plansız liberal iktisat ve hızlı kalkınma modeli, ülkenin 1954’ten sonra iktisa- den darboğazlara girmesine, hızlı bir dış borçlanmaya, o günün koşullarına göre alışılmadık ölçüde yüksek bir enflasyona yol açmıştı. Toplumun çeşitli kesimleri bu iktisadi politikadan zarar gördüler. Ana muhalefet partisi CHP, bu politikaya gösterilen tepkileri siyasi propaganda malzemesi olarak değerlendirdi. Muhalefetin eleştirileri karşısında DP yönetimi sert siyasete yöneldi. Hükümeti eleştiren basın üzerinde baskı yöntemleri uygulanırken, radyo iktidarın yayın organı durumuna getirildi.

CHP önderi ismet İnönü’nün propaganda gezileri engellenmeye çalışıldı; muhalefetle iletişim koptu. CHP’nin iktidarı demokratik olmayan yollardan ele geçirmeye kalkıştığını ileri süren DP yöneticileri bu girişimleri ortaya çıkarmak için TBMM'de bir “Tahkikat komisyonu” oluşturdular. Komisyon gerekli gördüğünde siyasi faaliyetleri yasaklayabilecek, basına yayın yasağı koyabilecek, gazete ve dergileri kapatabilecekti. Bu komisyonla ilgili TBMM görüşmelerinde İnönü, demokrasinin geleceğini tehlikede gördüğünü, olayların gelişmesi karşısında DP yöneticilerini kendisinin bile kurtaramayacağını söyledi. Basına getirilen yasaklarla İnönü’ nün sözlerinin yayımlanması engellendi. Komisyonun kurulması kararı İstanbul ve Ankara’da üniversite öğrencilerinin tepkileriyle karşılandı (28/29 nisan 1960).

Bu iki ilde sıkıyönetim ilan edildi. Sıkıyönetim uygulamaları, DP yönetimine karşı ordu içinde 1954’ten sonra örgütlenmeye başlayan grupların darbe hazırlıklarını kolaylaştırdı. Süregiden öğrenci olaylarından sonra Harp okulu öğrencilerinin başlarında komutanlarıyla Ankara’da yaptıkları sessiz protesto yürüyüşü hareketlere yeni bir boyut kazandırdı. Bu gösterilerle giderek artan gerilim 27 mayıs 1960 sabahı noktalandı ve Silahlı kuvvetlerin yönetime elkoyduğu radyodan yayımlanan bir bildiriyle açıklandı. Bildiride, ordunun bir kardeş kavgasına meydan vermemek ve demokratik rejimi kurtarmak için memleketin yönetimine elkoyduğu; kısa zamanda seçimlere gidilerek iktidarın seçimle geleceklere devredileceği açıklanıyordu. Cumhurbaşkanı Bayar, Başbakan Menderes, bakanlar ve DP’Iİ milletvekilleri tutuklandılar; Harp okulu'na götürüldüler. Hareketin başkomutanlığını ve Devlet başkanlığını Kara kuvvetleri komutanı Cemal Gürsel üstlendi.

Kendilerine Milli birlik komitesi adını veren, harekâtı planlayan ve yürüten 38 subay ülkeyi yönetmeye başladı. Çeşitli rütbelerden oluşan komitenin yanı sıra Cemal Gürsel başkanlığında bir hükümet kuruldu (30 mayıs). Milli birlik komitesi, yönetimi sivillere devretmek için hazırlıkları başlattı. Yeni bir anayasanın hazırlanmasına girişildi. Devlet planlama teşkilatı, Devlet personel dairesi gibi kurumlar kuruldu. Komite içinde ayrı bir grup oluşturan ve yönetimin halka devrinin geciktirilerek öncelikle birtakım reformların gerçekleştirilmesini isteyen Alpaslan Türkeş ve 13 arkadaşı MBK’den çıkarıldı; tutuklanarak yurtdışında görevlere atandı (13 kasım 1960). Komite içindeki ikilik ortadan kalktıktan sonra Kurucu meclis yasası onaylandı (aralık 1960). Halkoyuna sunulan yeni Anayasa kabul edildi (9 temmuz 1961). Yeni yasaya göre yapılan seçimlerden (15 ekim), sonra iktidar sivil hükümete devredildi Komite üyeleri 1961 Anayasası'na göre tabii senatör olarak Senato'ya katıldılar.

27 mayıs 1960’ta yönetime elkoyan Milli birlik komitesi, ara dönemde, harekete devrim niteliği kazandıran büyük değişiklikler gerçekleştirdi. Bu yeniliklerin en önemlisi kuşkusuz 1961 Anayasası oldu. Bu anayasa ile tek parti üstünlüğüne dayalı bir meclis egemenliğinden çok kuvvetler ayrılığı ilkesine ağırlık veren çoğulcu bir demokrasinin temeli atıldı. Anayasa'da milletin egemenlik hakkının TBMM yanında birtakım anayasal kurumlar tarafından da korunacağı belirtildi. Anayasa mahkemesi öngörüldü; iki meclis sistemi kabul edildi. Üniversite ve Türkiye Radyo televizyon kurumu özerk kurumlar olarak Anayasa’da yer aldılar. Basın özgürlüğü de Anayasa'nın güvencesi altına alındı. Komite, Silahlı kuvvetler’in yeniden örgütlenmesini de gerçekleştirdi; 5 000 subayı emekliye sevk etti. Üniversiteden de 147 öğretim üyesi uzaklaştırıldı Yassıada'da kurulan Yüce divan'da DP iktidarının ileri gelenleri yargılandılar ve cezalandırıldılar.

Kaynak: Büyük Larousse

SİLENTİUM EST AURUM