Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
7 Haziran 2017       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  11.jpg
Gösterim: 816
Boyut:  68.5 KB
DOLMABAHÇE SARAYI

İstanbul'da Boğaziçi'ni süsleyen en görkemli yapdardan biridir.

Boğazın Marmara çıkışında, Dolmabahçe-Beşiktaş arasında yer alır. Sarayın olduğu yerde eskiden küçük bir koy vardı. Sefere çıkmadan önce kaptan paşalar burada ziyafet verirlerdi. Koyun gerisinde ise padişahlara ait bir yalı ile bir köşk vardı. 17. yüzyılda bu koy doldurularak önce Miri Bahçe adıyla padişahların gezinti yeri oldu. Ardından da saraylar yapılmaya başlandı. Burada Dolmabahçe Sarayı'ndan önceki son yapı III. Selim tarafından yaptırılan ahşap Beşiktaş Sarayı idi.

Sultan Abdülmecid yenilikçi ve batılılaşma yanlısı bir padişahtı. Saltanatı sırasında hemen her alanda yenilikler gerçekleştirilmiş, Tanzimat ve Islahat fermanlarıyla batılılaşma yolunda önemli adımlar atılmıştı. Abdülmecid hem bu yenileşme ve batılılaşma girişimini simgeleyecek, hem de imparatorluğun görkemini gözler önüne serecek bir saray yaptırmak için mimar Garabet Amira Balyan ile oğlu Nkogos Balyan'a Beşiktaş Sarayı'nın yerine mermerden yeni bir saray yapılmasını buyurdu. 1853'te yapımına başlanan saray iki yıl gibi kısa bir sürede tamamlandı. Sultan Abdülmecid 1856'da büyük bir törenle bu yeni saraya taşındı. Yeni saray belirli bir mimari biçimi yansıtmıyordu ama 19. yüzyılda dünyada yapılan sarayların en büyüklerinden ve güzellerinden biriydi. Birçok biçimin, bu arada geleneksel mimari özelliklerinin bir bileşimi gerçekleştirilmişti. Saray denizden doldurulan alanın üzerine yapıldığı için adına da Dolmabahçe Sarayı dendi.
Ad:  10.jpg
Gösterim: 518
Boyut:  52.3 KB

Dolmabahçe Sarayı Kabataş ile Beşiktaş arasında 64.120 m2'lik bir alan üzerine kurulmuştur. Bu alan içinde ana yapının yanı sıra cami, tiyatro binası; Hazine-i Hassa, Mefruşat, Paşalar, Musahipler, Kızlarağası, Harem Kapıcıları daireleriyle iki Hareket Köşkü, Kuşluk Köşkü, Camlı Köşk ve saray askerleri ile hizmetçilerinin kaldığı daireler yer almaktadır. Bu bölümlerden Dolmabahçe Camisi'nin karşısında bulunan saray tiyatrosu 1937'de çevrenin düzenlenmesi sırasında yıkıldı. Saray ahırlarının yerine ise İnönü Stadyumu yapıldı.

600 metre uzunlukta bir mermer rıhtım üzerine kurulan sarayın ana yapısı bir bodrum ve iki kattan oluşmaktadır. Toplam 46 salon ve 285 odası olan sarayda Mabeyn-i Hümayun (selamlık), Muayede (bayramlaşma) salonları, Harem ve Veliaht daireleri bulunur. Bu bölümler geleneksel Türk evlerinden esinlenerek yapılmıştır. Süsleme ve ayrıntılarda batı etkisi görülmektedir. Duvar ve tavan resimleri ile barındırdığı çok değerli eşyalar açısından saray oldukça zengindir. Sarayda bulunan kristal avize ve şamdanlar, Yıldız, Avrupa, Çin ve Japon porseleni vazolar, çok değerli saatler göz kamaştırıcı bir görünümdedir. Muayede Salonu'nu Kraliçe Victoria'nın armağan ettiği 4.500 kg ağırlığında 750 ampullü bir kristal avize aydınlatır. Duvarlarda, aralarında Ayvazovski, Zonaro, Şeker Ahmed Paşa'nın da bulunduğu birçok ünlü ressamın 600'e yakın tablosu vardır. Yerler özel olarak dokunmuş 4.500 m2'lik değerli halılarla kaplıdır.
Ad:  8.jpg
Gösterim: 582
Boyut:  111.6 KB

Dolmabahçe Sarayı'nın dokuz kapısı vardır. Ama aralarında ana kapı olan iki tanesi son derece görkemli ve süslüdür. Bunlardan Dolmabahçe Camisi'ne bakan Hazine-i Hassa Kapısı'nın önüne 1895'te bir saat kulesi yaptırılmıştır. Öbürü kara tarafında, Dolmabahçe Caddesi üzerinde bulunan anıtsal Saltanat Kapısı'dır.

Günümüzde, Milli Saraylar Dairesi'ne bağlı bir müze ve kültür merkezi olan sarayın tüm birimleri ziyarete açıktır. Yeni düzenlemede girişte kültür bilim tanıtım merkezi, saraylarla ilgili konularda çeşitli gösterilerin sergilendiği bir salon, sergi ve toplantı salonları, iki tane "değerli eşyalar sergi salonu" ve bir sanat galerisi bulunmaktadır.
Ad:  6.jpg
Gösterim: 654
Boyut:  59.0 KB

Dolmabahçe Sarayı birçok tarihsel olaya sahne olmuştur. 1877'de ilk Osmanlı Mebu-san Meclisi burada açılmıştır. 1870'te Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph, 1878'de Rus Grandükü Nikolay, 1889'da Alman İmparatoru II. Wilhelm sarayda konuk edilmiştir. Cumhuriyet'ten sonra ise 1932, 1934 ve 1936'da üç kez Türk Dil Kurultayı, 1937'de Türk Tarih Kurultayı burada toplanmıştır. Cumhuriyet sonrasında da saray yabancı konukların ağırlandığı yerlerden biri olmuş; Atatürk de yaşamının son yıllarını Dolmabahçe Sarayı'nda denize bakan 71 numaralı odada geçirmiş ve burada ölmüştür.

kaynak: Temel Britannica
Son düzenleyen Safi; 7 Haziran 2017 03:52
SİLENTİUM EST AURUM